| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğünün (AOÇ), 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 17 .11.2020 |
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Ben öncelikle tüm hazırunu saygıyla selamlıyorum. Kurum yetkilileri ve yine diğer kamu kurumlarından katılan arkadaşlara da çalışmalarında başarılar diliyorum.
Değerli arkadaşlar, tabii, "Atatürk Orman Çiftliği" denince işin iki tarafı var. Birincisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün emanetinin korunmasının yönü, bu hakikaten hepimizin çok ciddiyetle üzerinde durduğu bir konu, bir alan. İkincisi de işletmecilik alanı, Atatürk Orman Çiftliğinde yapılan ticari, ekonomik faaliyetler.
Atatürk Orman Çiftliğinin korunması konusu her zaman gündeme gelir yani yıllardır -ben Ankara'da kendimi bildim bileli- basında, medyada bu komisyonlarda hep gündeme gelir, konuşulur, tartışılır. Aslında arazinin büyüklüğü konusu da çok net ya da doğru mu bilmiyorum ama benim bildiğim kadarıyla 102 bin dönüm bir arazi işin başlangıcında, beş çiftliğin birleştirilmesi, bunlardan birisi çakırlar çiftliği -benim dedelerimin de çiftliği- beş tane çiftlik, beş tane derenin aktığı çok geniş bir alan bugünkü Balgat'ı da, Çukurambar'ı da, o bölgeleri de içine alan çok geniş bir alandan bahsediyoruz.
Tabii, Gazi Mustafa Kemal Atatürk -mekânı cennet olsun- burasını Türk milletine emanet etti. Aslında bu arazilerin önemli bir kısmı 1939, 1949 yılına gelinceye kadar bu arazilerin önemli bir kısmı kayboldu. Biraz önce bize burada sunulan sunumdaki kısımda belli bir tarihten sonraki azalmayı gösteriyor. Şimdi, buradaki temel amaç aslında buranın korunması, bu emanete sahip çıkılması. Buna Ankara'nın da ihtiyacı var yani emanet olmanın ötesinde hakikaten Ankara'nın, Ankaralıların da buna gerçekten ihtiyacı var. Bugüne kadar buraların korunması şu ya da bu iktidar şeklinde bakmakta doğru değil, yani bunda hepimizin, gelip giden tüm iktidarların ya da yerel yöneticilerin bunda payı var, kimsenin kimseye söyleyecek bir şeyi yok. Biz burada bir KİT Komisyonu olarak, burada bu iş nasıl yapılabilir diye belki o konuda öneriler geliştirmemiz lazım.
Sayın vekilimiz, biraz önce çok doğru bir şey söyledi yani işin işletmecilik tarafına geldiğimizde burada bir holding kurma gayesi yok, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün burayı emanet ederken; örnek olsun, mesire yeri olarak kullanılsın, yeşil kalsın dolayısıyla temel amaç ve maksat da zaten bu, buna sahip çıkmak lazım. Biz genellikle Atatürk Orman Çiftliği hesaplarını görüşürken -adı üzerinde hesap- elbette ekonomik tarafı ön planda olacak ama yani buranın çok daha büyümesi, çok daha dondurma yapması, Türkiye'de dondurma tekelini ele geçirmesi ya da süt tekelini eline geçirmesi Ankara'da, özel sektör ne yapacak? Yani dolayısıyla hepimizde aynı zamanda özel sektörün de birer parçalarıyız. Burada önemli olan örnek şeyleri yapabilmek o şekilde bakmak lazım, değilse biz geliri daha da artıralım, şunu da yapalım, o piyasaya da girelim şeklindeki bir yaklaşım. Genellikle KİT toplantılarında sorgulamalar bu yönde oluyor ama yani biraz kurumların kendi ana statülerinde onlara yüklenmiş olan misyonları boyutuyla bakmak lazım.
Ben tekrar etmek istemiyorum, sayın milletvekilimiz hakikaten çok güzel bir çerçeve çizdi, bakış açısı açısından. Ama Atatürk Orman Çiftliği sonuçta bize emanet, Ankaralılara emanet, Ankara'da yaşayanlara emanet. Bu vesileyle de ben Genel Kurulda da söyledim burada da bir tekrarda bulunmuş olayım. Ankara'da -her alanda her şeyde olduğu gibi aslında sahipsiz bir şehir- 600 milletvekili var, 600 milletvekili de burada yaşar. Aslında vekillik bittikten sonra da çok azı kendi şehirlerine döner ama hiç kimse de Ankara'nın sorunlarını, Ankara konu olunca -kusura bakmayın ama bunu bir serzeniş olarak mı, bir sitem olarak dile getirmiş olayım- kimse bu konuda Ankara'ya ne sahip çıkar, ne de hakikaten "Azıcık bir omuz verelim." Der. Bunu da parantez içerisinde belirtmiş olayım. Mutlaka tabii ki bizim bu emanete sahip çıkmamız gerekiyor.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Siz de Atatürk Orman Çiftliği arazisine yapılan saraya karşısınız yani?
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Atatürk Orman Çiftliğine yapılan...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Kaçak saraya diyorum. Karşısınız yani?
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Efendim, bugün "kaçak saray" olarak ifade ettiğiniz yer, Türkiye Cumhuriyeti devletinin temsil edildiği bir makamdır, bir binadır. Dolayısıyla, bunu başka yerlere çekmemek lazım. Atatürk Orman Çiftliğinin korunması, emanette belirtilen şekilde korunması tabii ki hepimizin görevi. Onu ben ifade ettikten sonra, işletmecilikle ilgili olarak da bir iki cümle, daha mikro bazda bir ifade...
Benim bilançolardan gördüğüm kadarıyla şüpheli ticari alacaklar oransal olarak toplam alacaklara oranladığımızda yüksek gözüküyor. Bunun için şüpheli alacaklara karşılık da ayrılmış. İki yıla bakabildim, burada bizim elimizdeki rapordan hareket ediyoruz elbette. Yani iki yıl arasında önemli bir farklılık yok ama toplam rakam da duruyor. İptal olayı var mı, onu ben yine mali tablolardan göremedim. Diğer faaliyetlerden olağan gelir ve kârlar muhtemel ki kirayla alakalı, oradan kaynaklanıyor yüksekliği ama olağandışı gelir ve kârlar, olağandışı gider ve zararlar da önemli kalemler. Dolayısıyla o kalemler nereden kaynaklanıyor? Yazılı olarak eğer o konuda bir bilgi verebilirseniz, daha doğrusu detay bilgi sunarsanız çok memnun olacağım çünkü oradaki rakamlar da anlamlı rakamlar. Yani burada gündeme getirilen birçok konu maddi anlamda bu kadar önemli mi, onu bilmiyorum ama rakamları bilmediğim için. Bu konuyla ilgili eğer yazılı bir bilgi verme imkânınız olursa çok memnun olurum.
Bir de ben hep yirmi yıldır söylerim, hakikaten Sayıştayın bu konudaki -Başbakanlık Yüksek Denetlemeden bu yana- hazırladıkları raporlar her zaman kurumlara yol ve yön gösterici olmuştur, teşekkür ediyorum yine. Ama bu gelir tabloları hep özet geliyor ya da ben mi bulamıyorum bunların içerisinde bilemiyorum. Özet geliyor, doğru mu?
ESİN KARA (Konya) - Evet.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Ya, biz onda Esin Kara'yla zorlanıyoruz, o da zorlanıyor büyük bir ihtimalle; tepkisini verdi hemen.
Çünkü yani bilanço defteri kebir düzeyinde ama gelir tablosu biraz daha grup düzeyinde kalıyor, onun için bazı ilişkileri kurmakta zorlanıyoruz. Belki de bu soruyu sormama gerek kalmayacaktı o detay olsaydı.
Başkanım, çok teşekkür ediyorum.