| Komisyon Adı | : | (10 / 3200, 3361, 3362, 3364, 3365) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Komisyon çalışma takvimine, Komisyonda görevlendirilecek uzmanların belirlenmesine, Komisyona davet edileceklerin tespitine ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 17 .11.2020 |
ULAŞ KARASU (Sivas) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarımız, aslında hepimizin konuştuğu konular birbirine yakın konular. Az önce siz söylediniz son yirmi üç yılda bu dördüncü Komisyon. 1997, 1999 ve 2010 yıllarında Mecliste 3 adet Komisyon kurulmuş. Üçünün de kuruluş amacı benzer. Bizim Komisyonumuzla benzer komisyonlar kurulmuş. Komisyonlar çalışmalarını tamamlamışlar, raporlarını sunmuşlar fakat bunların hangi kısmı gerçekleştirilmiş, hangi kısmı gerçekleştirilmemiş ciddi sorun. Yani biz, afetleri yaşadıktan sonra komisyonlar kuruyoruz. Aslında afetleri yaşamadan önce komisyonlarımızı kurup çalışmalarımızı ona göre yapmamız gerekirken ne yazık ki bütün komisyonları afetlerden sonra kurmuşuz ve o afetlerden sonra çalışmalar yapmışız. Komisyonlar çalışmalarını gerçekleştirmiş ama sonunda yine on yıl sonra bir deprem olmuş ve biz yine kayıplar vermişiz, yine kayıplar yaşamışız. Şunu hepimizin bilmesi gerekiyor: Az önce vekillerimiz de söyledi, sorumluluğumuz sadece siyasi partilerimize karşı değil 83 milyona karşı bir sorumluluk almış bulunmaktayız. Yıllarımızı etkileyecek, geleceğimizi etkileyecek, belki torunlarımızı, çocuklarımızı etkileyecek sonuçları burada tartışacağız ve bunlarla ilgili geçmişte yapılan hatalardan ders alarak somut adımları atmak zorundayız.
Depremler oluyor, depremlerden sonra televizyonlarda sürekli fay hatlarını tartışıyoruz. Artık yani MTA'nın yapmış olduğu çalışmalar, üniversitelerin yapmış olduğu çalışmalar, odaların yapmış olduğu, belediyelerin yapmış olduğu çalışmalar... Aslında fay hatlarının ne olduğunu, Türkiye'de hangi fay hatlarının aktif olduğunu, nasıl depremlerle karşılaşabileceğimizi hepimiz biliyoruz. Önemli olan, artık üst yapıyla ilgili somut adımları atmamız gerekiyor ve binalardaki dönüşümü gerçekleştirmemiz gerekiyor.
Öncelikle şunu söyleyeyim: Tabii ki az önce söyledim, bu 3 komisyonun almış olduğu kararlar var. Komisyonlar mesela 97 ve 99 Komisyonları sonuç kısmında "İmar afları yasaklanmalı." denmiş, 2 Komisyonun da almış olduğu kararda "İmar afları yasaklanmalı." ama biz imar aflarına ne yazık ki devam ediyoruz.
Onun dışında bakın, 2010 yılında, daha on yıl önce alınmış olan kararlar var, bunlarla ilgili ciddi anlamda mesela "Sanayi ve enerji tesislerinin yer seçimlerinde afet riskleri öncelikli çalışma alanları olmalıdır." yani afet riski olan bölgelerden sanayi ve enerji tesislerinin taşınması ya da farklı bölgelerde kurulması gerekiyor. Ama bizim hâlâ konuştuğumuz bölgeler belli, işte Körfez bölgesi, Kocaeli, İstanbul, Bursa, Adapazarı, İzmir, Muğla, Aydın, onun dışında İskenderun, Adana, Maraş bölgelerini düşündüğümüzde sanayi yatırımlarımızın birçoğunu ne yazık ki hâlâ bu bölgelerde yapmaya devam ediyoruz.
Onun dışında az önce İstanbul, İzmir noktasında bir konuşma oldu. Bakın, Eylül 2019'da İstanbul'da 5,7 şiddetinde bir deprem oldu, Türkiye'deki tüm GSM şebekeleri çekmedi neredeyse yani 5.7 şiddetindeki bir depremde Sivas'ta biz telefonlarımıza ulaşamadık. O yüzden ciddi adımların atılması gerekiyor, bu noktada somut adımları gerçekleştirmemiz gerekiyor artık.
Ben inşaat mühendisiyim, aynı zamanda müteahhitlik de yapıyorum. Bakın, maliyetlerde özellikle binaların değişimi noktasında ciddi maliyet artışları mevcut. Biz bu maliyetlerimizi AFAD'ın en son İzmir'de yayımlamış olduğu genelgede de yıkılan binaların maliyetlerini sonunda arsa sahiplerine ya da konut sahiplerine üstlendireceğiz gözüküyor. Ama bir yıl içinde -çimentoda dünyada ilk 5 sırada olmamıza rağmen- çimento fiyatlarında yüzde 60'lık artış mevcut, demir fiyatları hızla yükseliyor yani Türkiye'de inşaat fiyatlarında ciddi bir artış var. Özellikle KDV noktasında inşaat fiyatlarında belli düzenlemelerin yapılması gerekiyor, inşaat maliyetlerinin düşürülmesi gerekiyor. Daha çok binaların güçlendirilmesi noktasında biz görselliğe önem veriyoruz, ne yazık ki daha çok bununla ilgili kararlar çıkıyor. Benim dört yılda yaptığım bir inşaatta 3 sefer binanın korkuluklarıyla ilgili değişiklikler oldu ama binanın sağlamlığıyla ilgili konuda bir çalışma olmadı. Yani öncelikle bu dönüşümleri sağlayabilmemiz için inşaat maliyetlerini düşürebilmemiz gerekiyor, son iki üç yılda ciddi anlamda artış var inşaat maliyetlerinde. Bu fiyat artışlarıyla biz vatandaşlarımıza bu değişimleri, dönüşümleri sağlayamayız.
Onun dışında daha cesur adımların atılması gerekiyor. Özellikle hem Çevre ve Şehirciliğin hem de belediyelerimizin bu konuda çalışmalar yapması gerekiyor.
Bakın, 2010'daki Komisyon İstanbul, Kocaeli, Yalova, Bolu, Düzce, Sakarya, Eskişehir ve Bursa'da incelemeler yapmış, bu illere gitmiş. Programında olmasına rağmen Elâzığ, Çanakkale, Edirne, Tekirdağ, Denizli, İzmir, Muğla, Kahramanmaraş, Erzurum, Erzincan, Bitlis ve Bingöl'e gidememiş. 2010'dan sonra Elâzığ'da, Van'da ve İzmir'de ciddi depremler olmuş yani Komisyonun gidemediği bölgelerde ciddi depremlerle karşı karşıya kalmışız. Demek ki bu bölgeleri de ayarlarken yerinde incelemelerin yapılması doğru. Bölgeleri ayarlarken öncelik sıralaması yapmamız gerekiyor, sonunda hangi fayların daha aktif olduğu ortada. Bunlarla ilgili gittiğimiz bölgelerde ve özellikle 2010 Deprem Komisyonunun almış olduğu kararlardan biri de "İstanbul Büyükşehrin afetlerle ilgili dokümantasyonundan ve eğitim materyallerinden diğer belediyeler yararlanmalı." Burada -dün İzmir'de bu tarz bir tartışma oldu- yerel yönetimleri de devre dışında bırakmadan yerel yönetimleri de içine alarak çalışmalar yapmak zorundayız. Odaları, meslek odalarını... Yine 2010 yılında alınmış olan öneri doğrultusunda, meslek odalarının planlamada, projelendirmede ve yapım safhalarıyla ilgili hukuk sistemi içinde üstlenebilecekleri sorumluluk düzeyleri belirlenmelidir. Meslek odalarıyla ilgili, meslek odaları da bu süreçlerde devre dışı bırakılmaya çalışılıyor gibi, bunlara da dikkat etmeliyiz ve burada meslek odalarını da sürecin içine katmalıyız diyorum.
Teşekkür ediyorum.