ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım, kıymetli milletvekillerimiz; Dünya Sağlık Örgütünün başlangıçta bölgesel salgın tehdidi olarak tanımladığı, epidemik yayılımı geride bırakıp dünya üzerinde bütün ülkeleri etkisi altına alan pandemik bir krizden her ülke gibi biz de nasibimizi almaktayız. 21'inci yüzyılda böylesi bir küresel felaketle tanışan insanlık kendini felaketin eşiğinde hissetmektedir. Ülkemizde de artmakta olan vaka sayılarının yayılımı ve ölümler toplumumuzun tümünü kaygılandırsa da bu durum tedbirlere uymadığımız ve dikkatsiz olmamızın doğal bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Salgınların hastane ortamında tedavi edilmesinin eksikliği veya tedavi ve aşının öneminin konuşulduğu bir dönemdeyiz ancak şu hakikat unutulmamalıdır: Salgının tedavisinden daha önemli bir konu onu sahada önleyici tedbirlerle kontrol altına alarak yenebilmektir. Hastanelerin veya sağlık çalışanlarının sayısının mücadeleyle direkt ilgisinden ziyade, önleyici ve koruyucu tedbirlerin uygulanması daha değerli bir durum olarak karşımıza çıkmıştır.

Bu dönemde, başta Sayın Bakanımız ve bürokratlarımız olmak üzere, Bilim Kurulunun önleyici tedbirleri anbean takibi ve kamuoyunu bilgilendirmeleri önemli ve kıymetlidir. Yine, kamu ve özel hastane ayrımı yapmadan bütün sağlık çalışanlarının özverili ve fedakâr çalışmalarını buradan tekrar takdir ediyoruz. Marifet iltifata tabidir diyoruz ve sağlık çalışanlarımızın üstün gayretlerini takdirle izliyoruz.

Sayın milletvekilleri, nadir hastalıklar komisyonu toplantılarımızda dile getirdiğimiz nadir hastalıkların izlenmesiyle ilgili daire başkanlığı talebinin olumlu karşılanarak yerine getirilmiş olması önemli bir ihtiyacı karşılamış ve bu bakımdan hem hasta yakınları hem de sağlık bürokrasisi açısından oldukça memnuniyet verici olmuştur.

Yine, bizim "HTS" diye ifade ettiğimiz Bakanlığımızın "HES" olarak adlandırdığı sistemin yürürlüğe girmesiyle önemli bir kazanım elde edilmiştir. Dikkate alıp değerlendireceğinizi düşündüğümüz bir başka konu da bu kadar mücadeleye rağmen, bu kadar azimle çalışmaya rağmen, bu kadar titizliğe rağmen artan sağlıkta şiddet hadiseleridir. Sağlıkta şiddeti önleme daire başkanlığının kurulmasının da aynı ölçüde önemli bir ihtiyaç olduğunu düşünmekteyiz, bu konuyu da dikkate alacağınızı umut ediyoruz.

Yeri gelmişken, seçim bölgem Gaziantep'le ilgili de birkaç söz söylemek isterim: Gaziantep'te, başta uzman hekim, diş hekimi ve ebe hemşire olmak üzere, kişi başına düşen sağlık personeli sayısı Türkiye ortalamasının biraz altındadır. Bu eksikliğin giderilmesi ve söz konusu sağlık çalışanlarının atamalarının yapılmasını, Gazianteplilerin sağlık hizmetlerine erişiminde Türkiye ortalamasına kavuşmasını arzu etmekteyiz. Gaziantep'te nüfus yoğunluğunun diğer illere göre daha fazla artması ve bu yoğunluğun şehir merkezinde birikmesiyle, yeni yatırımlara ve çağın gerekliliğine uygun bir şekilde yapılacak yeni hizmet binalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle, seçim bölgem Gaziantep'te arsa tahsisleri yapılmış, projeleri tamamlanmış Nurdağı, Araban, Yavuzeli ve Karkamış'ta birer tane, Islahiye'de 2, Nizip'te 3 tane, merkez ilçelerimiz Şehitkamil ve Şahinbey'de 5 ve 12 olmak üzere 24 adet aile sağlık merkezi ve sağlık ocakları ile göçmen sağlık merkezleri, 112 sağlık hizmetleri istasyonunun bir an önce yapılıp bitirilmesi gerekmektedir. 300 yataklı 25 Aralık Devlet Hastanesi, 400 yataklı Nizip Devlet Hastanesi yatırımları da bir an evvel gerçekleştirilerek hizmete sunulmalıdır.

Bu süreçte tüm sağlık kadromuza başarılar diliyorum. Bütçemizin memleketimize, milletimize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Teşekkür ediyorum.