| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğünün (ESK) 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 18 .11.2020 |
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Ben de Atila Bey'in bıraktığı yerden başlayayım. Türkiye hiçbir zaman kendi kendine yeten 7 ülkeden 1'i olmadı yani böyle. Yalan söylenmedi ama kendi söyleniş çerçevesi içerisinde mutlaka doğruydu. Neye göre, kime göre? Biraz önce çok değerli konuşmacıların, aslında konuşan arkadaşlarımızın tamamı hakikaten bu ülkenin tarımıyla ilgili, hayvancılığıyla ilgili çok güzel şeyler söylediler; hepsine de katılıyoruz. Zaten dikkat ettiyseniz heyet de dikkatle dinledi. Buradaki temel şey şu: Biraz önce, yine, değerli konuşmacılardan birisi tüketilen kırmızı et miktarından bahsetti; OECD ortalamasından, dünya ortalamasından. Yani yemezseniz, içmezseniz... Yani Türkiye'de bugüne kadarki et tüketimine baktığınızda, dünya ortalamasıyla baktığınızda yani dış sınırları kapattığınızda, tabii ki kendi ürettiğinizle yetinirsiniz. Bunu şunun için söylüyorum arkadaşlar yani bir itiraz anlamında değil: Bunlar söyleniyor ama öyle artık dilimize pelesenk olmuş, tarım konusu olunca "kendi kendine yeten ülke" deyip geçiyoruz. Bunu tartışmak için de söylemedim, tartışmayı da istemiyorum ama bu bir yalan, böyle bir şey hiçbir zaman olmadı. Yani tüketimle buna bakmak lazım.
Atila Bey, dinleyip gitseydiniz keşke.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Öğretmenlerime "yalancı" diyeni dinleyemiyorum gerçekten.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Efendim, öğretmenlerinize yalancı demiyorum. Denilen şeyi anlayın lütfen, ben burada bir gerçeği ifade ediyorum. Tüketmezseniz kendi kendinize yetersiniz. Biraz önce hem "OECD ortalamalarının, dünya ortalamalarının çok altında et tüketiyoruz." diyeceksiniz hem de "Kendi kendine yeten bir ülkeydik..." Dolayısıyla ben bunu söylemeye çalıştım. Problemi doğru belirlemek lazım ki teşhisi doğru yapmak lazım ki çözümünü de doğru yapabilelim.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Et ortalamasını tutturmayınca yetemiyor muyuz? Böyle bir sonuç mu çıkıyor?
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Hayır, öyle bir şey yok.
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Alım gücünü yükseltmeden tüketemezsiniz zaten.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Ama Türkiye'nin kırmızı et tüketimi ihtiyacında da bir açığı var; biz tüketmiyoruz, yeterince tüketmiyoruz.
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Alım gücü yoksa tüketemezsiniz de.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - İşte, onu anlatmaya çalışıyorum. Yani Türkiye'de şunu diyebiliyor muyuz? Geçmişte, kişi başına yıllık ortalama şu kadar kırmızı et tüketilirken şimdi yarı yarıya düştü diyebiliyor musunuz? E, bunu diyemiyorsanız...
MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Düştü Sayın Bakan, düştü.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Arkadaşlar... Arkadaşlar, lütfen...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Bakın, bir şey... Dünya ortalamalarıyla diyorum, OECD...
MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Eskiden her köyde her evde yıllık et kesilirdi, büyükbaş hayvan kesilirdi, kıştan kavurmalar hazırlanırdı; şimdi kiloyla alınamıyor Allah'ınızı seversiniz.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) -Sayın Mustafa Bey, bakın, ben konuşmanızı dinledim.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Vekilim, lütfen...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Konuşmanızı dinledim, çok doğru tespitler yaptınız.
MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Ben konuşurken siz burada yoktunuz.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Nasıl burada yoktum? Burada not aldım. Bakın, çok ayıp ya!
Mustafa Tuncer "yalancı" diyorsunuz siz, ben bir söylenen söze...
MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Yalancı demiyorum. Her evde et kesiliyordu, yetiyordu kendi kendine diyorum. "Yalancı" diyen sizsiniz!
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Onu demiyorum Mustafa Bey, bakın, ben...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Tuncer, karşılıklı konuşmayalım.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Ben tartışmak için...
MUSTAFA TUNCER (Amasya) - "Yalan konuşuyor." diye siz dediniz, tutanaklar burada.
Sayın Başkan, hep soru soruyor bize, soru sordu.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Lütfen...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Soru soruyor değil, "Yoktunuz." diyorsunuz. Ben diyorum ki: Bakın, şuraya...
MUSTAFA TUNCER (Amasya) - "Var mı?" dedi, ben de var diyorum.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Şurayı görüyorsunuz değil mi? "Teşekkür" yazmışım.
Bakın, Sayın Tuncer, o kadar ön yargılısınız ki...
MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Siz soru sordunuz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - "Yalancı dediniz." diyorsunuz, demedi.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Ya ben bir şey... Bakın, biraz önce Atila Bey, burada ben bir...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Size "yalancı" denilmedi. Siz öyle dediğini söylüyorsunuz.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Arkadaşlar, karşılıklı konuşmayalım lütfen.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Peki, benim öğretmenime... Öğretmene yalancı demek midir? Yani ben bir bilim insanıyım; insanlar bir tez ileri atarlar, söylerler, öbürleri de ona karşı çıkar. Bunun anlamı...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Size "yalancı" denilmedi.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Ya yapmayın Allah Aşkına... Bu kadar da olmaz ya!
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Size "yalancı" denilmedi.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Vekilim, lütfen, lütfen...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Peki, onu da açıklayayım: Deniz Bey, siz çok zeki, çok kıvrak zekalı bir insansınız, anlarsınız. Bakın, ne dedi biliyor musunuz? Dedim ki: Çok...
YAVUZ SUBAŞI (Balıkesir) - Ya, bir dinleyin ya!
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ses tonunuza dikkat edin.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Deniz Bey, Deniz Bey, sizin ses tonunuzu bastırabilmek için, kendimi duyurabilmek için yapıyorum; başka bir maksadı yok.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şaka mı yapıyorsunuz ya! Benim ses tonum gayet sakin. Resmen azarlar gibi bağırıyorsunuz.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Tamam, bak, siz indirince ben de indiriyorum.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Başkan, lütfen müdahale edin.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Lütfen karşılıklı konuşmayalım, lütfen.
Buyurun Sayın Vekilim.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Deniz Bey, ben o zaman söyleyeyim, madem zorlandı. Dedim ki: Mustafa Bey, çok güzel tespitler yaptınız. Dedi ki: "Siz yoktunuz burada." Şimdi, çok güzel tespitler yaptınız diyorsam, benim burada olmadığımı söylüyorsa benim yalan söylüyor olmam lazım. Anladınız umarım.
MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Bırakın siyaseti.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Lütfen...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Benim olmadığımı söylediniz konuşurken.