ATİLA SERTEL (İzmir) - Her zaman konuşur, Mevlüt Bey'i susturmak mümkün mü?

Şimdi, bakın, biz konuşurken kimseye ne sataşıyoruz ne de kimsenin adını ağzımıza alıp da hiçbir şey söylemiyoruz. Aksine, destekleyen bir mahiyette konuşuyoruz. Bakın, bir şey söyleyeceğim Sayın Başkan. Şimdi, benim söylediklerimin üzerinden yürümesi, isim vererek konuşması bir kere doğru değil yani kendi fikrini söylemekte özgür. Niye yani benim söylediğime "Hiçbir zaman olmadı, yalan böyle bir şey, öğretmenler işte bu..." Ya, sen söyle "Türkiye tarihinde bu kadar et üretiliyordu, bu kadara satılıyordu, böyle değildi." de yani ben bir şey demiyorum ama beni niye karıştırıyorsunuz Mevlüt Bey? Bizim sizin isminizi zikretmemiz söz konusu değil ki. Siz sonra Mustafa Bey'in söylediğini zorlayarak altından bir şeyler çıkarmaya çalışıyorsunuz yani bu çok yanlış bir şey, öküz altında buzağı aramak..

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Peki Sayın Sertel.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Yani bunu yapmayın lütfen, rica ediyoruz. Bakın, bu Komisyon bence Mecliste en tartışmasız, en sakin, en güzel geçen ve konuşulanların da anlaşılması için birbirimize azami saygının ve sabrın gösterildiği bir Komisyon.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Biz de zaten açılış konuşmasında da bunu söyledik Sayın Sertel.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Sayın Başkan, biz buraya tartışmaya gelmiyoruz, kendimizi yormaya, enerjimizi tüketmeye değil, teşvik etmek, üretmek ve söylediklerimizin anlaşılır olması için geliyoruz. Biz buraya horoz dövüşüne de gelmiyoruz "Sen bunu söyledin, ben bunu söyledim." Onu da yapmak istemiyoruz.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Peki.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Mevlüt Bey biraz üslubuna dikkat ederse bundan sonra daha iyi olacak.

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Benim üslubumda bir şey yok. Atila Bey, dün Deniz Bey de bana burada konuşurken laf attı. Atmadı mı? Tutanaklarda, çıkarıp getirelim. Ben bir şey dedim mi? O anda cevabı verdim, geçtim. Burada da siz çıkarken yani böyle tavırlı gittiğinizin de farkında değilim, bir laf atmak için de "Bak, ben de bir şeyler söyleyeceğim, dinleyin." anlamında söyledim ama başka anlıyorsunuz. Tamam, ne anladıysanız. İkincisi...

ATİLA SERTEL (İzmir) - Yani benim ne zaman gidip gitmeyeceğime siz karar vermeyin. Ben burada saatimi size göre ayarlamıyorum.