KOMİSYON KONUŞMASI

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, size ve değerli bürokratlara hoş geldiniz diyorum.

Aslında Batman'da... Geçenlerde siz de oradaydınız, hatta bir sivil toplumla buluşmanız doğrultusunda bir mesaj da yayınlanmıştı, orada birçok taleplerde de geçmişti, sizden sonra ben bir vatandaşla görüştüğümde "Ya, Vekilim, geçmediğimiz yollardan, uçmadığımız havaalanlarından, gitmediğimiz yerlerden, bizden vergi olarak para kesiliyor. Bir taraftan da biz oradan geçtiğimizde yine para alıyorlar bizden. Ne olacak? Zaten biz mağduruz." demişti. Türkiye'nin durumu bu.

Bir taraftan da baktığımızda -birçok arkadaşımız dün şehir hastaneleriyle ilgili dile getirdi- Türk lirasının giderek kur karşısındaki, döviz karşısındaki değer kaybıyla beraber kimi hesaplamalar yapılıyor ki biz içeriğini de tam bilmiyoruz. Gerçekten siz bu bütçeyi hazırlarken, bize yönelik gelirken bununla ilgili nasıl bir hesaplama yapıyorsunuz? Yani dövizin inişi, çıkışı, ödemeler... Çünkü çeşitli kalemleri yapıyorsunuz, personellerle ilgili, yatırımla ilgili... Yani döviz böyle oynak seyrederken, hele hele dışarıdan böyle sürekli döviz fiyatı izlenirken, yatırımcılar olsun ama bir taraftan da sizin kendi bütçeniz açısından da neyi nerede harcayacağınız meçhul oluyor. Bir iddiaya göre -detayı bilemediğimiz için- 10 kuruşluk bir oynamayla 14 milyarlık bir fark oluyor. Yani 2019 hesaplarında yaklaşık 10 milyarlık kur farkından dolayı bir ücret ödenmiş. Şimdi, biz biliyoruz ki bu ülkede bir de gerçekten mağdurlar var. 10 milyonun üzerinde asgari ücretle çalışanlar var, asgari ücret ki açlık sınırının altında ve onlar da diyorlar ki: "Ya, akaryakıt pahalı, yağ pahalı, temel besinler pahalı." Bu pandemiyle beraber ulaşımda da sıkıntılar yaşıyoruz. Bir taraftan, ulaşımla ilgili gerçekten önlem almak lazım, az sayıda insanın binmesi lazım, toplu taşımada dikkat etmek lazım ama şehirler arası yolculukta birçok düzenleme yapılıyor ama fiyat artıyor, vatandaş mağdur oluyor. Bütçe kalemlerini tam detaylı izleyemiyoruz ama izlediğimiz bir şey var, ben bir konuda aslında size teşekkür etmek istiyorum, o da şu: 2018 yılında hane halkına 3 milyar para transfer edilmişti, geçen yıl 2019 yılında 5 milyar yani sizler de buradaydınız büyük çoğunlukla, hatta Bakan Bey'in kendisi de buradaydı Bakan Yardımcısı olarak. Biz ısrarla sorduk, bu 5 milyar nereye gitti? Ya, hane halkına transfer, ismine bakınca ne kadar güzel, hane halkına transfer ediyor. Eğer bu sizde çalışanlara olsa PTT çalışanlarına, demir yollarında çalışanlara, kara yollarında çalışanlara olsa anlarım ve Bakan dedi ki: "Biz bunu kapsam içerisinde müteahhitlere verdik." Teşekkür ne için? Önümüzdeki yıla 15 milyar para ayırmışsınız. Ya, 5 milyar nerede, 15 milyon nerede? Bu, bizim cebimizden çıkıyor, bunun izahının olması lazım. Bu düzenlemeyi yaptığınız için anlamlı ama bu para nereden çıkacak onu da merak ediyoruz.

Bilişimle ilgili arkadaşlarımız burada, Daire Başkanı da sunum yaptı. Ya, bu tünelden, Avrasya'dan, köprüden, Osmangazi'den kaç araç geçiyor, bilemiyor muyuz? Onu bir bize söyleseniz, yılda kaç araç geçiyor, ayda kaç araç geçiyor, ne kadar para ödeniyor? Yani neredeyse inimizi, cinimizi, gittiğimiz yeri, her dakikayı bilen bilim, keyfî durumda takip eden bilim, niçin burada bu araç trafikleri konusunda bir sayı vermiyor, bunu bilmek lazım.

Sayın Bakan, pandemi başladı, Adalet Bakanı bir açıklama yaptı. Siz dediniz ki: "Biz destekleyeceğiz." Neydi bu? Cezaevlerinde ki binlerce mahkûm aileleriyle telefon konuşmalarında pandemi sürecinde görüntülü görüşsün. Ya, pandeminin ikinci dalgası geldi, hâlâ yok. Yani sizin açıklamanıza biraz önce de baktım, yine var. Ya, bu konuda bir çaba harcasanız ne iyi olur. Tekrar bakın, şimdi, hafta sonu sokağa çıkma yasakları var. Aileler hiç olmazsa... Bu teknoloji bu kadar gelişmiş, oturduğumuz yerden görüntülü görüşebiliyoruz. Yani haftada iki kez görüşme var, bunu Adalet Bakanıyla konuşup bir an önce yapmanız lazım.

EBA meselesine gelince,

EBA meselesinde, evet, on-line eğitim tekrar başladı ama bizim burada yapacağımız en önemli şey, öncelikli şey, hizmeti dezavantajlı kesimlere götürmek. Ya, Batman'ın, Siirt'in, Mardin'in, eminim Rize'nin, eminim Trabzon'un da bazı yerlerinde hâlâ iyi internet yok, iyi haberleşme olanakları yok ve EBA'ya ulaşamıyorlar. Normalde, evet, bilimin -bir taraftan teknoloji iyi yerlere giderken, pazarı olduğu yere giderken- eğitim, yaşam ve erişim konusunda en başta dezavantajlı yer ile bölgeler arası eşitsizliğin olduğu yere gitmesi lazım. Bir taraftan "3 çocuk doğurun." dedik, bilgisayar dağıtmıyoruz; internet yok, internet pahalı, paralı; elektrik pahalı, paralı; televizyon alamıyorlar, bilgisayar alamıyorlar; bunlar sıkıntılı. EBA'nın -bunu Millî Eğitim Bakanı da geldiğinde söylemiştik- bir kısmı da sizi ilgilendiriyor.

İnternet konusunda, özgürlükler konusunda... Son dönemde, aslında Türkiye dışında birçok yerde medya artık sosyal medya üzerinden takip ediliyor ve -bu "Özgürlükler Evi"- "Freedom House" denilen kurum, birçok ülke arasında mukayese ettiğinde, özgürlük alanında giderek en çok düşen ülkelerin biri olarak Türkiye geliyor. Ama siz diyorsunuz ki: "Ulaşımda hızlı tren olsun, otobanda hızlı araç kullanalım, geniş yollar kullanalım, kara yolları yapalım." Fakat nedense internette de tam tersini yapıyorsunuz: "Bandı daraltalım, hızı keselim, işimize gelmeyenleri engelleyelim." Normalde, sosyal medya özgürlüklerin en sınırsız olması gereken yerdir. Hele hele bu pandemide insanlar birçok şeyi merak ettiği için kolaylık sağlamak lazım. Bu konuda da söylememiz gereken bir durum var, "unutulma hakkı" denilen bir şey. Geçmişe dönük birçok araştırma yapılırken birçok insan da yolsuzluklarla ilgili, kendi ilişkileriyle ilgili bunu haksız yere kullanabilmektedirler, bu konuda da dikkat etmemiz lazım. Hele hele bu dönemde internet yasaklarından vazgeçmemiz lazım. Kürtçe yayın yapan birçok internet sitesi, magazinle ilgili, birçok şeyle ilgili site -sizi ilgilendirmiyor ama- güvenlik nedeniyle yasaklanıyor.

Şimdi, diğer konuya, konuşmamın ikinci bölümüne geçiyorum. Arkadaşlarımız söyledi söyledi -Devlet Demiryolları Genel Müdürü de burada- sabahleyin konuştuğumuzda, siz açıkladığınızda, bölgeyle ilgili dediğimizde ya Sivas'a geldik, ya Urfa'ya geldik, biraz gelemedik; siz gezdiniz de gittiniz de... Fakat ben bazı şeyleri sizinle paylaşmak istiyorum. Tarımın en geniş olduğu yere -yavaş yavaş sanayi gelişiyor, organize sanayi gelişmeye başlıyor- yollar yapılıyor, yapılsın ama bu yollar kamu-özel iş birliği olmasın, yap-işlet olmasın. Yıllardır ihmal edilen bölgeler, olsun. Mardin'de "Mazı Dağı Metal Geri Kazanım Entegre Gübre Tesisleri" diye bir tesis var. Arkadaşlar, bunu sizlerin de dinlemesini istiyorum. Bu tesislerin özelliği ne? Maden Tetkik ve Arama Enstitüsüne bağlı, 1974 yılında... Bir dönem bir bakıyorlar ki ciddi bir fosfor alanı var, ciddi bir maden yatağı var burada. Ne yapalım, ne edelim? 1988 yılına kadar işletmeye açalım mı, açmayalım mı? Etibanka devrediyorlar. Sonra, 2014 yılında burayı özelleştiriyorlar. Kim alıyor? Eti Bakır Anonim Şirketi. Kim Eti Bakır Anonim Şirketi? Cengiz Holding. Ve Cengiz Holding bunu aldıktan sonra, şimdi Mazı Dağı'ndan Diyarbakır'a demir yolu döşeniyor ve Ulaştırma Bakanlığı tarafından ihalesi yapılıyor, ihaleyi alan Cengiz Holding. Mardin'e değil... Mazı Dağı'nın nüfusu 36 bin. Ya, oradan siz oraya taşıyacaksınız. Peki, ne taşıyacaklar? Fosfor, sülfürik asit, fosforik asit, sıvı amonyak, DAP, azot, bir yığın gübre... Yani tankerlerde yazıyor ya böyle: "Tehlikeli madde. Uzak dur, yaklaşma." Kara yolunda bile, otobanda bile. Onu şimdi Diyarbakır'ın, büyük şehrin içinden geçireceksiniz ve Diyarbakırlılar, sivil toplum örgütleri diyorlar ki: "Ya, buraya duvar örmeyin." Evet, geçsin, şehrin çevresinden geçsin -Diyarbakır'ın tarihi var, turizmi var, sanayisi var- onu da "Diyarray" yapın, şehrin çevresinden geçirin. Bunun izahı yok Sayın Bakan. Bir an önce keşif için bir heyet gönderin. Bir holdinge yol yapılıyorsa taşınsın. Ama şehrin çevresinden gitsin. Hangi şehir, hepimiz düşünelim. Kendi kentimizin içinden tehlikeli maddenin geçtiğini düşünelim, büyük bir şehirden; bu olmaz. Ama biz biliyoruz ki -Demiryolları Genel Müdürü de burada- bakın, Kurtalan Ekspresi yok şu anda, ara tren dediğimiz yok. Pandemi bahanesi öne sürülüyor. İki şirket demir yolu taşımacılığı yapıyor; biri bu Cengiz Holding, biri TÜPRAŞ; Koç Holdingin Kırıkkale'ye kimyasal atıkları taşıması veya madde taşıması. Ama nedir? Diyarbakır demir yolu için... Bakın, hızlı treni getiriyorsunuz Antep'e -Mersin-Antep- getirin Diyarbakır'a kadar, Batman'a kadar; Mezopotamya Ekspresi koyalım, hızlı tren gelsin, turizm açılsın. Bir ara Kars'ta vardı, ne kadar rağbet görüyordu. Bunu yapmadığımız zaman gerçekten bölgeler arası eşitsizlik de giderilmemiş oluyor.

Bir diğeri ise bakın, bölgede tarım, tekstil, organize sanayi, birçok şey, yatırım geliyor filan ama yahu Şırnak-Van kara yolu, tırlar için yol yapın, İran'a, Irak'a gitsinler.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın İpekyüz, bir dakika ek süre veriyorum, lütfen tamamlayın.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, siz de Bingöl Milletvekilisiniz, bölgeyle ilgili konuştuğum için biraz tolerans gösterirseniz. Teşekkür ediyorum.

Otoban Urfa'ya kadar gelmiş Sayın Bakan, Urfa'ya kadar; otobanı çekin Diyarbakır'a İpek Yolu gibi, oradan Habur'a insin. Bugün Türkiye'nin en önemli kapılarından biri Kürdistan Bölgesel Yönetimi'yle yaptığı çalışmalardır, Antep'in yarısı oraya mal satmaktadır. Bunu yapmadığınız zaman olmuyor.

Bakın, bir diğeri, bunu size özel olarak söylemek istiyorum -fotoğrafını bulamadım- ben bir yeğenimi kaybettim trafik kazasında, eşi hamileydi, kendi ölümünden bir hafta sonra çocuğu doğdu. Bu, Diyarbakır-Batman kara yolu. Şurada bir bulvar var. Bu, Batman'dan Diyarbakır'a giden yol, bu da Diyarbakır'dan Batman'a ve bu, köye giden yol. Bulvar burada, köye giden yol burada. Ben Karayolları Genel Müdürünü aradım, bölge müdürünü aradım, bir çözüm bulamıyorsunuz ya, her zaman kaza oluyor. Ya bunun izahı mı var? Ne kadar anlatırsanız anlatın her zaman burada kaza oluyor, trafik kazası oluyor. Başka yerde ambleminden, ışığından birçok önlemine kadar yapılıyor; yahu 10 kamyon dökülecek, yok. Siz bunları yapmadığınız zaman olmuyor.

Havalimanları konusunda, ya vatandaş diyor ki: Bizim bölgemize, Siirt, Mardin, Batman birçok şehre pandemi nedeniyle uçak seferleri azaldı, fiyatlar arttı. Yurt dışına seferler yok. Yani Diyarbakır bölgenin kalbi, geçici bir gümrük merkezine dönüştürün orayı, havaalanını.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın İpekyüz, toparlayalım lütfen.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Batman'a raybüs -şu anda Demiryolları Genel Müdürü burada, daha önce size de iletilmiş bu konu- Batman ile Diyarbakır arasında bir raylı sistem koyun, ray var zaten, raybüs koyun. Eskişehir'de bir yığın kompartıman, vagon boşta bekliyor. Vatandaş yoğurdunu götürsün, mısırını götürsün, mercimeğini götürsün, her şeyini götürsün yapsın.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, çok teşekkür ediyoruz.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Batman'ın çevresinde de üniversite ile Mardin yolu bağlantısını yapmak lazım, yapmadığınız zaman olmuyor.

Bütün bunlarla beraber gerçekten siz bölgeler arası eşitsizliği gidermek istiyorsanız, bir şeyi de düşünüyorsanız biraz da bu tarafa dönün, Sivas'tan sonrasına dönün, buralara gelin, vatandaş da görsün geldiğinizi.

Teşekkür ederim.