| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a)Çevre ve Şehircilik Bakanlığı b)Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 20 .11.2020 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, Değerli Bakanım, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, bundan yaklaşık iki yıl önce, Şubat 2019'da strateji açıklamıştınız, kentsel dönüşüm stratejisi. Senede 300 bin yapacaktınız; 30 binini devlet, 270 binini müteahhitler yapacaktı. Şimdi de yeni bir şey açıkladınız, "Depremden sonra 110 bin -konut mu, bina mı, şey yapamadım- bina yapacağız." diyorsunuz. Bir de anayasa açıklamıştınız, her kentin anayasası. Sahi ya, böyle hiçbir anayasa manayasa mesela Rize'ye hiç gelmedi. İstanbul 3'üncü bölgede dolaşıyorum, hiç anayasanıza rastlamadım. Bunu niye söyledim? Sizin Hükûmetiniz, siz dâhil bütün bakanlar ve Sayın Cumhurbaşkanı öyle çelişkili şeyler söylüyor ve yapıyor ki gerçekten hayretler içinde kalıyoruz. En çok da hiç çelişkili şeyler yapılmaması gereken bu kentsel dönüşümle, depremle ilgili yapıyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım, sizin kent politikanız bir defa temelden ideolojik olarak problemli. Yani niye problemli? Çünkü temel insan hakkı olan konut yani barınma hakkını ticarileştirmişsiniz. Tabii tabii, siz icat etmediniz bunu neoliberal dönüşüm filan bununla oldu.
Sayın Bakanım, değerli arkadaşlarım; Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşlara söylüyorum; su, hava, toprak, ya bunları Allah insanlara yaratmış, evet, bütün canlılara yaratmış. Ya, bunun üzerinde spekülasyon yapılır mı? Alınır, satılır, bu kadar istismar yapılır mı ya? Siz gerçekten nasıl bir şeyden... Mesela "Müslümanız." filan diyorsunuz değil mi hepiniz, nerede okuyorsunuz bunu, hangi kitapta yazıyor bunlar? Gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum. "Demokraside, hukukta, ekonomide reform yapacağız." diyor. E, başka? Bir de "Yatay mimariye geçeceğiz." diyor. Yatay mimariye... Ya, arkadaşlar kaçıncı reform? Hangi yatay mimari?
Sayın Cumhurbaşkanı, belki yedi sekiz seneden beri -eleştiriden sonra- yatay mimariden söz ediyor. Bakın, şimdi size bir şey söyleyeyim: Sayın Bakanım, eski tank fabrikası arazisini -Kazlıçeşme, Zeytinburnu- TOKİ aldı, Çevre Bakanlığı -sizin Bakanlığınız- turizm ve konut imarı şeklinde imara açtı. İşte, gittiniz bir Özak GYO'ya verdiniz, efendim "Büyükyalı" diye bir proje yapıldı; Mimarlar Odası mahkemeye verdi, bu bozuldu. Siz hiçbir değişiklik yapmadan -neredeyse, ufak tefek- tekrar bozuldu, tekrar. Hani nerede 16/9 yatay... Nasıl inanalım size, bu millet nasıl inansın? Siz kentsel dönüşüm filan yapamazsınız. Niye yapamazsınız? Biraz evvel söylediğim ideolojik sebepten dolayı, ideolojik olarak körsünüz, yapamazsınız çünkü para olarak bakıyorsunuz; arsaya, şehre, konuta para olarak bakıyorsunuz, yapamazsınız. Bakın, her sene yaptığınız binalar -kaç tane yaptınız- ya, TOKİ'nin, KİPTAŞ'ın yaptığı binalar artıyor, 100 bin yapıyorsunuz, 200 bin yapıyorsunuz ama konut ihtiyacı olan insan sayısı da artıyor. İhtiyacı olanlara konut yapmıyorsunuz, yatırım yapanlar yatırım aracı olarak görüyor. Konutlar yatırım aracı olarak görüldüğü müddetçe siz, kentsel dönüşüm falan yapamazsınız, çok da adam ölür bu gidişle. Yapamazsınız çünkü siz daha iki sene evvel geldiniz, imar affı çıkardınız Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce. Size anlattık, olmaz, Grup Başkan Vekiliniz "Siz imar affına karşıymışsınız." diye söyletecek de millete söyleyecek "Affa karşı." diye. Ya, madem yapıyorsunuz, hiç olmazsa depremle ilgili bir şey getirin buraya. Yok. Oraya ne yazdınız biliyor musunuz Sayın Bakan? Siz yoktunuz o zaman, ne yazdılar ve siz neye parmak kaldırdınız? "Deprem dayanaklılığı sorumluluğu malike aittir." diye yazdınız. Nasıl yapacak malik bunları? Sizdeki vicdanı merak ediyorum.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ya sizde vicdan ne arar.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - 30 milyar para topladınız, seçim kazandınız, yetmedi, bizim ısrarımızla çıkarmış olduğunuz Boğaziçi'ni... Bu sefer eski Başbakanı, Binali Yıldırım'ı, İstanbul'a aday gönderdiniz, cebine bir rüşvet daha koydunuz, Boğaziçi'nde de aynı şekilde, o güzelim Boğaziçi'nde de aynı şekilde imar affı yaptınız. (Gürültüler)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, hatibe müdahale etmeyelim lütfen, karşılıklı konuşmayalım.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Hep konuşuyorsunuz, başka bir şey yapmıyorsunuz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Çelebi, rica ediyorum.
Değerli arkadaşlar, karşılıklı konuşma usulümüz yok lütfen.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - O imar affı dediğiniz yerlerde vatandaş -10 bin lira kardeşim, 5 bin lira- depreme dayanaklı mı değil mi, nasıl ölçecek, nasıl yapacak? Oralarda o belgeyi alan insanlardan kaç kişi İzmir depreminde öldü? Bu insanların katilleri kimlerdir?
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Kimler?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Bakanım, bunları böyle söylenip geçiyor diye bakmayın, vicdanınıza doğru gönderin, kapıyı açın. Vicdanınıza gönderin, vicdanınıza.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bayraklı'nın yerleşim merkezi nerede? Bayraklı...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Çelebi, rica ediyorum. Bakın sürekli yapıyorsunuz Sayın Çelebi. Sıranız geldiğinde cevap verirsiniz, Sayın Bakanımız cevap verir, lütfen.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Siz, sırf seçim kazanmak için bu rüşveti getirdiniz ve milletin çürük evini, çürük apartmanını normalleştirdiniz, meşrulaştırdınız.
Bakın, değerli arkadaşlarım, Türkiye'de 20 küsur milyon konut var, bunlardan -Sayın Bakan söyledi- 7 milyonu problemLi, acilen değiştirilmesi gerekiyor. İstanbul'da 2 binadan 1 tanesi; İstanbul'da 10 bin tane bina var, bırakın depremi rüzgâr esse yıkılacak ki yıkıldı. Sayın Bakanım, bu binalara imar affı getirdiniz ya, ben başka ne söyleyeyim, bu heyete daha ne söyleyeyim, sizin vicdanınıza daha ne söyleyebilirim, ne yapabilirim? Oflu da değilim ki nefesim güçlü değil, daha ne üfleyeyim değerli arkadaşlarım size?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - O binalar yapılı değil miydi?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Anlamakta zorluk çekiyorum, bütün bunları siz yaptınız maalesef.
Sizin "kentsel dönüşüm" lafına kimse inanmıyor. Niye inanmıyor? Çünkü "kentsel dönüşüm" lafını kirlettiniz, kentsel dönüşüm diye Sulukule'de garibanları kovdunuz, zenginlere verdiniz. İşte kentsel dönüşüm diye Fikirtepe rezaleti ortada duruyor. Kentsel dönüşüm diye güzelim Diyarbakır Sur'u yıktınız, yeniden yaptınız; 100 bin lira para verdiniz maliklerine, 500 bin liraya, 600 bin liraya zenginlere sattınız. Siz böyle bir siyasi ekipsiniz.
Değerli arkadaşlarım, barınma hakkının ticarileştirildiği bir ortamda asla ve asla deprem dönüşümü yapılamaz. İmar affı büyük bir cinayettir arkadaşlar, bu cinayeti siz işlediniz.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, sorumlu kim? Şimdi, alınmasınlar, Sayın Bahçeli orada oturanları suçladı "Çürük olduğunu bile bile oturuyorlar." diye. Ya tamam, tamam da, bunlar gariban ya, başlarını sokacak bir yerleri yok; devlet yapacak bunları devlet. Bakın, geldiğinizden beri dışarıdan 600-700 milyar borç aldınız, gavur parası. Ne yaptınız bu paraları? Niye deprem yatırımı yapmadınız? Şimdi bulacaksınız parayı da yapacaksınız. "Deprem vergileri nerede?" diye soruyorlar, "Oo biz deprem vergilerinden daha fazla para harcadık." Öyle mi? Nereden çıkarıyorsunuz?
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - CHP Anayasa Mahkemesine niye gitti?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Zamanındaki bir dolara falan vurun bakalım, 35 milyar dolar. Peki, "5 katını harcadık." diyor Sayın Cumhurbaşkanı, çarpın; 150 milyar dolara kentsel dönüşüm bütünüyle bitirilebilirdi değerli arkadaşlarım. Hadi 2003'te geldiniz, bir şey yapamadınız, 2004'te, 2005'te başlasaydınız bugün bu insanlar ölmeyecekti değerli arkadaşlarım. Bunların sorumlusu sizsiniz! Çünkü söylenen her şeye el kaldırıyorsunuz değerli arkadaşlarım.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bunların sonunda Anayasa Mahkemesine giden sensin, sen.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya Boğaziçi, Boğaziçi! Her şeye göz koydu, Boğaziçi'ni kendine bağlıyor, kıyıları kendine bağlıyor, ne varsa her şeyi kendine bağlıyor. Böyle bir şey olur mu ya? Bir insan her şeyi nasıl biliyor, böyle bir insan olur mu? Sayın Cumhurbaşkanı bildiğim kadarıyla insan, nasıl bir insan bu?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sen de biliyorsun her şeyi zaten, bilmediğin bir şey yok.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Niye sesiniz çıkmıyor? Niye "Sayın Cumhurbaşkanı, istişare edelim bunları." demiyorsunuz?
Bakın, dedim ki size: Siz konutları yatırım aracı olarak yapıyorsunuz. Yatırım aracı olarak yapıyorsunuz ama buradan da bir kara delik getirdiniz, konut piyasası battı.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ne zaman yaptık, ne zaman?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bu kadar enjekte ettiniz, milletin vergileriyle, sıfır faizle kredi verdiniz ama bitti, eylülde, ekimde konut satışları düştü, düşmeye de devam edecek. Burada müthiş bir kara delik var, korkarım bu kara deliği milletin parasıyla, vergileriyle kapatacaksınız.
Değerli arkadaşlarım, biraz Karadeniz ve Rize'yle ilgili de birkaç cümle söyleyeyim, geçeyim, kızmayın. Değerli arkadaşlarım, Rize'nin şöyle bir yeri var, sahil dolgu alanı diye bir yer var, Ekrem Orhon Mahallesi, Çarşı Mahallesi, Müftü Mahallesi. Burayı bir zamanlar Belediye Başkanı doldurmuş Ekrem Orhon -ismine de onun adını vermişler mahallenin- işte "Denizden kara, karadan para." demiş, satmış. Bitmiş bu binalar, otuz kırk senelik binalar, yıkılıyor. Sayın Özhaseki'yle geldik, bunları konuştuk, gitti, Cumhurbaşkanını ikna etti. Şeyler başladı, Sayın Özhaseki gitti, durdu. Burası yıkılacak, gündüz 50 bin kişi dolaşıyor burada, gece 20 bin kişi kalıyor. Burası yıkılacak, hiçbir şey yapmıyorsunuz. Rize, Cumhurbaşkanının memleketi. Cumhurbaşkanım, bu binalar yıkılacak, bakın, kendiliğinden yıkılacak, depreme falan gerek yok.
Ya Rize'ye ve bütün Doğu Karadeniz Bölgesi'ne Yeşil Yol diye bir şey getirdiniz, Samsun'dan girecek, Artvin'den çıkacak. Böyle saçma sapan bir şey olmaz. Nitekim mahkeme -mahkeme dediğim Danıştay Daireler Kurulu bunu iptal etti. Peki, bunu iptal etti ama inşaat devam ediyor, valiler ihale yapmaya devam ediyorlar. Bu valiler kim? Hangi hukuka bağlı?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Bekaroğlu, bir dakika ek süre veriyorum, lütfen.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bari iki dakika verin.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir dakika.
Buyurun.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bu valiler hangi hukuka bağlı merak ediyorum. Rize Valisi, Giresun Valisi, arkadan İspir'den geliyor Erzurum Valisi, Artvin Valisi, bunlar hangi hukuka bağlılar ya? Her biri bir Cumhurbaşkanı kardeşim "Dediğimiz kanun." diyorlar, çalıştırmaya devam ediyorlar, suç işliyorlar Sayın Bakanım, suç işliyorlar. O kayak tesisleri filan da iptal edildi, siz geldiniz orada, Ayder'i de pazarlayacaksınız Ayder'i. Ayder'i garibanların elinden alacaksınız Sulukule gibi aynı şekilde pazarlayacaksınız.
Son cümlelerim değerli kardeşim.
Erhan Usta da söz etti, Doğu Karadeniz'de sürekli sel oluyor, sürekli heyelan oluyor. Diyorsunuz ki: "Kader." Kader mader değil değerli arkadaşlarım. Sizin o dün ismini söylediğim için kızdığınız müteahhit Cengiz var ya Cengiz; dağı, taşı taş ocağı yaptı, yıktı Karadeniz'i arkadaşlar. Millet dere yatağına ev yaptı, sesinizi çıkarmadınız siyasi şeyler için. Orayı yıkan HES'ler. Dümdüz etti HES'ler Karadeniz'i, her taraf HES, her taraf HES.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Bekaroğlu ek süreniz de doldu.
Son cümlenizi alalım.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bitiriyorum, birkaç cümle için süre ver bana, bitiriyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bu HES'ler, bu sahil yolu, yukarıdan yapılacak sahiller yaptınız, set çektiniz. Değerli arkadaşlarım, bunlar insan ürünü. Bunları biz yapıyoruz. Bunları farklı şekilde yapabilmeniz için insana, tabiata farklı bakacaksınız ya. Biraz solcu olun, solcu.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, teşekkür ediyoruz. Diğer konuşmalarınıza kalsın geri kalan.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Biraz merhametle bakın insana, merhametle bakın, biraz Müslüman gibi bakın, Müslüman gibi.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyoruz, sağ olun.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Suyu, toprağı, havayı satamazsınız. Hava satılmaz. (Gürültüler)
ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) - Ne bağırıyorsun?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Şimdi sözü İYİ PARTİ'den Sayın Hasan Subaşı'ya vermek istiyorum.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Bekaroğlu kendinizde misiniz?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Seni severim.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Kendini kaybettin ya.
ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) - Niye bağırıyorsun?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet Sayın Subaşı, süreniz on dakikadır.
Buyurun lütfen.
HASAN SUBAŞI (Antalya) - Teşekkür ederim.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Derdim var derdim.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Arkadaşlar gürültü kirliliği yapmayalım lütfen. Çevreyi konuşuyoruz. Hatibi dinleyelim.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sayın Bekaroğlu, çok çekiyorsunuz çok!
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar söz verdim, hatibi dinleyelim lütfen.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Derdim var, derdim...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Bekaroğlu bir söz verdim.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Karadeniz bitti, Türkiye bitti, İstanbul bitti. Derdim var, derdim, onun için bağırıyorum.