KOMİSYON KONUŞMASI

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli hazırun...

Sayın Bakan, siz sunumunuzu yaparken çocuklarımızın emaneti olarak gördüğümüz dünyamızı yeşil alanlarıyla, çevresiyle, doğasıyla daha yaşanabilir bir hâle getirmek üzerine bir görüş belirttiniz. Bunun gereklilikleri acaba yerine getiriliyor mu? Buna uygun bir planlama ve bütçeleme yapılıyor mu? Kesinlikle hayır.

AKP iktidarı denilince akla gelen şey şantiye, inşaat; ülkeyi gerçekten 5'li şirkete teslim etmiş olan bir anlayış geliyor; Kolin, Cengiz, Limak, Kalyon gibi şirketlere.

Cumhurbaşkanı bir gün televizyona çıktı ve sordu, dedi ki: "İstanbul'da bu dikey yapılaşma neyin nesi?" Sanki daha önce kendisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı değildi, sanki kendisi 2002'den beri bu ülkeyi yöneten bir Başbakan ya da Cumhurbaşkanı değilmiş gibi. Yatay yapılanmadan bahsediyor. Bu da bu sektörde yeni bir rant kapısının habercisi. TOKİ'ler ülkenin doğasını, depreme karşı güvenilirliğini, kentin tarihini, sosyolojik yapısını, hafızasını bozan bir proje ama bu projede ısrar devam etti. Ayrıca, ekonomi inşaat sektörü üzerinden sanki gelişiyormuş gibi aktarıldı. Sadece burada yanıltılan... Ekonomik anlamda da büyük bir çıkmazın içine sokulmuş oldu Türkiye bu planlamayla demek isterim.

Tarım arazileri de imara açıldı. Kaldı ki bu pandemi zamanında özellikle tarım sektörünün önemine ve Türkiye'nin bir tarım ülkesi olmasına sıklıkla vurgu yapıyoruz ama buna rağmen yine tarım alanlarının inşaata, yapılanmaya nasıl açıldığına tanıklık ediyoruz.

Mersin Akkuyu'da nükleer santral projesine devam ediliyor. Tarsus'ta yapımı planlanan Tarsus Biyokütle Enerji Santrali Projesi Raporu'nu onayladınız. Cumhurbaşkanı kararıyla Adana'da 9, Artvin'de 1, Bolu'da, Erzurum'da toplam 14 bin dönümlük alan yayla alanı olmaktan çıkarıldı.

Kaz Dağları'nı altın madenciliğine açmak için, çevrecilerin bütün direnişlerine rağmen ısrarınızı sürdürüyorsunuz.

Hasankeyf sular altında.

Van Zilan Deresi'ndeki durum ortada.

UNESCO'nun listesinde olan Diyarbakır Hevsel Bahçeleri'ni millet bahçesi yapmak istiyorsunuz.

Dersim Gözeleri'ne de göz diktiniz.

"Doğal ekoloji koridoru" olarak lanse ettiniz millet bahçelerini. Aslında doğal ekoloji koridorlarını ortadan kaldırarak betona bulaşmış olan millet bahçelerini bunların yerine ikame etmeye çalışıyorsunuz. Kanal İstanbul için her yerde çok şey söylendi, Mecliste de Meclis dışında da. İstanbul kentinin yükü çok ağır, bu yükün ağırlığı bilindiği hâlde bu yükün üstüne yük bindiriliyor. Sadece İstanbullu değil, bütün Türkiye Kanal İstanbul'a karşı ama Kanal İstanbul'da hedeflenen, Katar Emirinin eşi Sheikha Moza'ya parselleri satmak, başka sermaye gruplarına Kanal İstanbul Projesi'ni bir rant kapısı olarak açmak.

Sayın Bakan, sizin Bakanlığınızın uhdesindeki çalışmalarda belediyelerin ve yerel yönetimlerin önemine sizler de ayrıca vurgu yaptınız sunumuzda ve koordineli yürüttüğünüz işlerden bahsettiniz. Peki, Bakanlığınızın görevi belediyelerle eşit ilişki kurmak değil midir? Cumhur İttifakı'na mensup olmayan belediyelere karşı merkezî Hükûmetin tutumu ve ayrıca Bakanlığınızın tutumu ortadadır ve çok yanlıştır. Bakın, HDP belediyelerine kayyum atandı, halkın iradesi gasbedildi ve orada atanmışlar atanmışlarla iş yapar bir hâle gelmiş durumda. Peki, HDP belediyelerinde HDP'ye oy veren vatandaşın hakkını kim koruyacak? Bu konu da Cumhur İttifakı'nın tarihindeki kara lekelerden biri olarak kalmaya devam edecek.