KOMİSYON KONUŞMASI

MAHİR POLAT (İzmir) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Bakan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının değerli bürokratları; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Öncelikle İzmir depremi sırasında görevinizi yapmak için göstermiş olduğunuz tüm çabalar için depremi yaşayan bir İzmirli olarak hepinize teşekkür ediyorum. Ama tüm iktidar milletvekili arkadaşlarımızın da "ama"sız, "fakat"sız bir şekilde bugün hâlâ görevinin başında olan İzmir Büyükşehir Belediyemize ve tüm kurumlarına teşekkür etmesini bekliyorum.

Yine, az önce milletvekili arkadaşımız Nilgün Hanım konuşurken Cumhuriyet Halk Partili yöneticilerin AFAD çadırlarına evlilik cüzdansız alınmadıklarına dair açıklama yaptığını söyledi. Bu, mesnetsizdir. Lütfen, eğer biliyorsa kim olduğunu, söylemesini talep ediyorum.

Sayın Bakanım, İzmir depremi hepimiz için erken bir uyarı olmuştur. Ülkemiz, fay hatları üzerinde kurulmuş büyük kentlere sahip. Biz İzmir depremi sırasında çaresizliği gördük, enkazların başında günlerce bekledik, hepimiz o enkazlardan acıları kaldırdık ve hâlâ insanlar evsizler. Umarım -istemeyiz ama- olası bir Marmara depremi ve tekrarında bir İzmir depremiyle ilgili yeterli önlemleri alırız. Bununla ilgili sorumluluğun başta sizlere ait, sonrasında da tüm kurumlara ait olduğunu düşünüyorum.

Sunumunuzu büyük bir dikkatle dinledim. Sunumunuzun büyük bir çoğunluğunda çevre kısmı yoktu; şehircilik kısmı, kentsel dönüşüm ve deprem vardı. Dilerim ki bundan sonra çevre kısmını çok daha fazla göz önüne alırız çünkü salgın sürecinden sonra, sağlıklı bir çevreye sahip olmamızın ne kadar değerli olduğunu hep beraber öğrenmiş bulunmaktayız.

Bugün, su kaynaklarımız, yer altı sularımız, toprağımız, havamız kirlenmiş durumda. Yapılan bilimsel araştırmalarla ilgili kamu kuruluşlarının değerlendirmeleri ve TÜİK istatistikleri bu gerçeği önümüze koyuyor. Yüzey sularının yüzde 80'i, yer altı sularımızın büyük kısmı kirlenmiş durumda. Vatandaşlarımızın yüzde 50'si sağlıklı içme suyuna ulaşamıyor. Kentlerimizde hava kirliliği boyutları artıyor. Yeşil alanlarımız yok denecek kadar az. Tarım alanlarımız, meralarımız yapılaşma, sanayi, enerji ve benzeri yatırımlarla amaç dışı kullanılmaya başlamıştır.

Türkiye, Avrupa Birliği bölgesi sayı ve kapasitesi baz alındığında en fazla linyit ve taş kömürü yakıtlı termik santrale sahip ülkedir. Kömür kaynaklı elektrik üretimi güneş enerjisinin yaklaşık 15 katı, rüzgâr enerjisinin de yaklaşık 6 katıdır. Yani termik santraller yerine, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjiye Türkiye'nin yatırım yapması gerekmektedir.

Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından yapılan analizlerde, 2017 yılında Türkiye'de hava kirliliği kaynaklı ölümlerin sayısı, trafik kazası kaynaklı yaşam kayıplarının 7 katıdır yani bu da ne kadar sağlıksız bir havada yaşadığımızı gösteriyor. Salgının etkisinin solunum sistemi rahatsızlıkları üzerinde yarattığı tahribat bilimsel verilerle ortadayken benim kentimde, Aliağa'da kirli bir havada insanlar yaşıyor ve maalesef, bununla ilgili yeterince önlem alınmamaktadır.

Geçtiğimiz yıllarda Çeşme'de yaşanan gemi kazası ve Foça'daki deniz kirliliği felaketi ile bölgemizde gemi trafiğinden kaynaklı çevresel kaza risklerini bir kez daha yaşadık. Bu süreçte acil müdahale ve temizlik çalışmaları yürütülmesine rağmen, kirlilikle yaşanan çevresel maliyetler karşı karşıya olduğumuz riskleri bir kez daha ortaya koydu.

Yine, özellikle Gaziemir'de 2007 yılında tespit edilen radyoaktif atıklarla ilgili süreç hâlâ devam ediyor. Ülkemize girişi yasak olan nükleer atıkların ne şekilde geldiğine dair daha henüz bir sonuca varılmadığı gibi, acil bir şekilde o nükleer atıklar Gaziemir'den kaldırılmadığı gibi, Gaziemirliler de nükleer atıklarla yaşamaya mahkûm edilmiş durumdalar.

Sayın Bakan, 22 kentte yapılan yeşil alan miktarlarıyla ilgili verdiğiniz bilgi, evet, umut vericidir; 6 milyon metrekare yeşil alan yapılmış fakat bir örnek vermek isterim: Son bir yılda İzmir ve İstanbul Büyükşehir Belediyeleri, ikisi sadece 2 milyon 100 bin metrekare yeşil alan yapmış. İzmir Büyükşehir Belediyesinin beş yıllık planlamasında ise 32 milyon 720 bin metrekare planlama var, sizin ise 77 il için toplam 50 milyon metrekare; bunu artırmak zorundayız.

Bir de Sayın Bakanım, bu atıklarla ilgili, atık yönetimi sadece Cumhurbaşkanımızın ve eşinin himayelerine konulamaz, himayeleriyle anlatılamaz; güçlü bir Çevre Bakanlığına ihtiyaç duyulmaktadır bunun yönetimiyle ilgili diyorum, teşekkür ediyorum.