| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a)Çevre ve Şehircilik Bakanlığı b)Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 20 .11.2020 |
METİN ERGUN (Muğla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyeleri, Sayın Bakan, Bakanlığımızın kıymetli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Muhterem milletvekilleri, 21'inci yüzyıl dünyasında çevreyi önceleyen bir ekonomi ve kamu yönetimi anlayışı hem yerel hem ulusal hem de küresel siyasetin merkezine yerleşmiştir. Bugün ülkemizin ve dünyanın temel sorunları çevreyle doğrudan veya dolaylı bağlantılıdır ve çevre konusu ilk bakışta yerel gibi gözükse de sınırları aşmakta ve tüm insanlığı ilgilendirmektedir. Bildiğiniz gibi, özelikle hayvanların doğal yaşam alanlarının tahrip edilmesi sonucu ortaya çıktığı varsayılan coronavirüs pandemisi tüm dünyayı etkilemiş, doğayı ve çevreyi korumanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. Maalesef, yaklaşan küresel iklim krizi de aynı şekilde herkesi etkileyecektir. Bu sebeple, çevre ve doğaya insanlığın ortak mirası ve geleceği olarak bakmak durumundayız.
Sayın milletvekilleri, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de artık 20'nci yüzyılın büyüme ve kalkınma modeliyle devam etmek mümkün değildir. Artık, ekonomide katma değer yaratmak kadar, çevreyle olan ilişkimizin sürdürülebilir olması da bir mecburiyet hâline gelmiştir. Bu hususta, iktidarın on sekiz yıldır Türkiye'de uyguladığı beton ekonomisi ile yüksek karbonlu ekonomi modelinin sonuna geldiğimiz açıktır. Çünkü bu model iktisadi açıdan verimsizdir, ekonomik açıdan rekabetçiliği azaltmaktadır ve daha önemlisi çevresel açıdan sürdürülebilir değildir. Doğaya ve çevreye önem vermeyen bu anlayış, artık Türk ekonomisinin önünde engel teşkil etmeye başlamıştır. Mesela, Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi uluslararası ticarette çevreyi korumayı amaçlayan düzenlemeler, Türkiye'yi sanayiden dış ticarete, eğitimden tarıma kadar çevreci bir dönüşüme zorlamaktadır. Bundan dolayı çevre dostu üretim kriterlerini karşılamayan ülkelerin doğal olarak iktisadi rekabetçiliği azalmaktadır. Dolayısıyla, birçok alanda ihtiyaç duyduğumuz yapısal reformların merkezinde hukuk, demokrasi, özgürlük kadar çevre politikalarının olması gerekmektedir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu konuda inisiyatifi ele almak durumundadır. Ancak ne yazık ki hem mevcut sistemin doğası hem de iktidarın son derece yanlış siyasi ve ekonomik tercihlerindeki ısrarı sebebiyle bu mümkün gözükmemektedir.
Sayın milletvekilleri, iktidarın on sekiz yıllık çevre politikalarını ele aldığımızda, göllerin yok edilmesinin, nehirlerin, derelerin HES'lerce kurutulmasının, tarihî, turistik, doğal ve tarımsal sit alanlarının imara açılarak beton işgaline uğramasının, yer altı ve yer üstü sularının kirlenmesinin ve ormanların katledilmesinin, yakılmasının ne yazık ki vakayıadiyeden olduğunu gördük. Özellikle seçim bölgem olan Muğla'da doğal sit alanlarının yakılması ve sit alanı vasfının kaybettirilmesi sonucu ranta kurban edildiğini çok yakından biliyoruz. Ve yine biliyoruz ki, bu sadece Muğla'ya has bir durum değildir, Türkiye'nin tamamında karşımıza çıkan bir olgudur. Ne yazık ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bu konuda vebali ve sorumluluğu çok büyüktür.
Sayın milletvekilleri, iktidarın şehircilik uygulamalarına baktığımızda ise estetiği ve kimliği olmayan, tarihî kültürümüzden yoksun bir şehircilik anlayışıyla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Ayrıca, ülkemizin deprem gerçeğine uygun bir kentsel dönüşüm konusunda da kayda değer bir ilerleme sağlanmamıştır. Zira, 1994-2019 arasında İstanbul'da olduğu gibi on sekiz yıldır da tüm Türkiye sathında deprem gerçeği hiçe sayılmış ve şehirlerimiz âdeta ranta feda edilmiş durumdadır. Geldiğimiz aşamada Bakanlığın öncülüğünde, çevre ve şehircilik konusunda ciddi ve kapsamlı reformlara ihtiyaç duyduğumuz artık saklanamaz bir gerçektir.
Bu duygu ve düşüncelerle konuşmama son verirken Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2021 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygılarımla selamlıyorum.