| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a)Çevre ve Şehircilik Bakanlığı b)Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 20 .11.2020 |
CAVİT ARI (Antalya) - Evet, Sayın Başkanım, değerli Bakanımız, Bakan Yardımcılarımız, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle Sayın Bakanım sabahki sunumunuzu gayet dikkatli bir şekilde dinledik. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının özellikle şehircilik kısmıyla ilgili çok sayıda örnek projelerinizi anlattınız ancak bu konuda şunları söylemek istiyorum: Her ne kadar şehircilik bölümüyle ilgili çok detay anlattınız ama ben özellikle çevre bölümüyle ilgili birtakım eleştirilerimi burada ifade etmek istiyorum.
Ona geçmeden önce de Sayın Bakanım, Antalya ili Kepez ilçesinde bir kentsel dönüşüm projesi var. Bu kentsel dönüşüm projesinde, Kepez Santral Mahallesi'nde gerçekleştirilen bu projede 2.658 vatandaşımız şu an mağdur edilmek üzere ve daha doğrusu bu mağduriyeti de sekiz aydır devam etmekte. Antalya Büyükşehir Belediyesi Bakanlığınıza müracaat etti. Sekiz aydır bu vatandaşlara kira ödemesi yapılmamakta, bu ödemenin yapılmama sebebi de sizin 24 Nisan 2020 tarihinde Resmî Gazete'de kentsel dönüşümle alakalı kiralama süresinin otuz altı aydan kırk sekiz aya çıkarılması yani kira ödeme süresinin artırılmış olmasından kaynaklı. Şimdi, şirket nasıl olsa yönetmelik çıktı, bunu Bakanlığın ödemesi gerekir diye ödemiyor, siz de Bakanlık olarak bu konuda bir ödeme yapmamaktasınız. Antalya Büyükşehir Belediyesi resmî müracaatta bulundu. Bugüne kadar Antalya Büyükşehir Belediyesine yazılı olarak "Biz bu ödemeyi yapmayacağız." şeklinde cevap dahi vermediniz. Benim yazılı soru önergem üzerine verdiğiniz cevapla biz bu ödemenin yapılmayacağını anladık. Antalya Büyükşehir Belediyesine de bildirdik. En azından resmî yazıyla Antalya Büyükşehir Belediyesine bu ödemeyi yapmayacağınızı bildirin ki şirkete bu yükümlülüğü hatırlatılsın ve 2.658 vatandaşımızın mağduriyeti giderilsin. Zaten inşaat süresi yeterince uzadı, zamanında bitmedi. Şu an insanlar perişan, bir taraftan da kirasını alamamakta.
Sayın Bakanım, Antalya ili Korkuteli ilçesi Dereköy'de Turkuaz Linyit Kömür İşletmeleri AŞ isimli bir firma bu köyümüzün ve çevre köylerimizin tüm tarım alanlarını tehdit edecek şekilde bir linyit arama girişiminde bulunmakta. Bununla ilgili en son Antalya Toprak Koruma Kurulu bir ret kararı vermişti ancak bu ret kararının arkasından dolanarak tekrar arama kararıyla ilgili birtakım girişimlerde bulunuldu. Bununla ilgili yapmış olduğumuz çalışmalar ve verdiğimiz soru önergeleri çerçevesinde en son bu çalışmayla ilgili, bu projeyle ilgili ÇED raporu alınması gerektiği ifade edildi. Benim sizlerden ricam, bu konuda duyarlı olmanız. Bakın, Dereköy ve çevresindeki Sülekler, Taşkesiği, Kırkpınar gibi birçok köyümüzün bulunduğu bölgede -şunu söyleyeyim- yaklaşık 11 bin dönümlük tarım alanı ve ayrıca Korkuteli ilçesinin sulama ve içme suyu kaynaklarının bulunduğu yer tehdit edilmektedir. Dolayısıyla, bu projeyle ilgili ÇED raporu talep edildiğinde lütfen kurum olarak duyarlı olun ve Korkuteli halkını, özellikle içme suyu ve tarım alanlarını tehdit eden bu projeden kurtarın diyorum Sayın Bakanım.
Yine, şunu ifade etmek istiyorum: Çok sayıda toplanma alanının -geçtiğimiz yıllarda da ifade ettik- maalesef ki rezidanslara ve iş merkezlerine çevrildiğini -bu, özellikle depremle ilgili endişelerin devam ettiği bu süreçte çok daha önem taşımakta- bu toplanma alanlarına gökdelenlerin dikildiğini biliyoruz.
Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanımız geçen hafta içerisinde bir açıklamada bulundu, dedi ki: "İyi ki Cumhurbaşkanınız var. Ben dikey mimariye karşıyım, dikey mimari memlekete ihanettir." Ben şimdi size şuradan göstermek istiyorum. Sayın Bakanım, bakın, bu gördüğünüz resimlerdeki gökdelenler ki İstanbul gibi... Bakın, bu, Ayasofya dâhil, Sultanahmet dâhil, yarımadanın bulunduğu yerlerde silüetin değiştiğini gösteren şu resimden de görüldüğü üzere, arkadaki gökdelenler; yine şu resimde gördüğünüz gibi gökdelenler, İstanbul'da; yine, İstanbul'da; efendim, şu an, Ankara'da çok sayıda gökdelen var Sayın Bakanım. Bu gökdelenler maalesef ki Sayın Cumhurbaşkanımızın gerek Belediye Başkanlığı gerek Başbakanlık gerekse şu an Cumhurbaşkanlığı döneminde iktidarınız ve belediyeleriniz tarafından dikilen gökdelenler. O nedenle, İstanbul silüeti bu hâle getirildikten sonra, Ankara gökdelenler şehrine döndürüldükten sonra "Dikey mimariye karşıyım." demenin hiçbir anlamı kalmadı Sayın Bakanım.
Yine, dikey mimariye karşıyız ama Antalya'dan bir örnek vereyim: Antalya'nın Lara bölgesinde, ana cadde üzerinde, deniz kenarıyla arada kalan bir ada var. Bu adadaki yaklaşık 3 katlı 4 tane binanın şimdi kentsel dönüşümden yıkıldığını görüyoruz. Ancak, duyduk ki buraya Bakanlığınız tarafından -nasıl olur bilmiyorum- bir inşaat izni verileceğine ve burada yüksek katlı bir inşaat yaptırılacağına dair Antalya'da kamuoyunda konuşulan bir husus var. Eğer böyle bir izin verir iseniz bu, Antalya'da o bölgedeki şehirciliğin katledilmesi demektir Sayın Bakan. Bu konularda özellikle daha dikkatli olmanız gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Serik bölgesinde yine bir bakanımız tarafından gündeme getirilen bir rüşvet meselesi vardı. O görüşmede 2 bakanın olduğu, valinin olduğu bir mevzu; kamuoyunda yeterince tartışıldı. Bu konu Antalya'nın Serik ilçesi Belek ve Kadriye bölgesinde geçen bir mevzuyla alakalı Sayın Bakan. Sayın Bakanım, Belek'te yaklaşık 240 bin metrekarelik, Kadriye'de 60 bin metrekarelik bir alanın turizm tesis alanı hâline çevrildiğinden haberdar mısınız, biliyor musunuz? Burada, kıyı bantlarını koruduğunuza dair sunumunuzda bir ifade geçmekte. Aynı yerde, Belek'te 8 kilometreden zaten 830 metreye düşmüş olan kıyı bandının -yani vatandaşın denize girebildiği yerin- 259 metreye, Kadriye'de 8 kilometreden zaten 498 metreye düşmüş olan kıyı bandının 286 metreye indiğinden haberdar mısınız Sayın Bakan? Yine, bu bölgede bu kadar, 300 bin metrekarelik alanın turizm tesis alanına çevrilmesiyle beraber hem bölge turizminin zarar göreceğinden hem de buradaki yeşil dokunun zarar göreceğinden haberdar mısınız Sayın Bakanım?
Bu bölgede -sizin Sayıştay raporlarınızda da geçen- Serik Belediyesinin yükümlülüklerini yerine getirmemesinden yola çıkarak tahsisleri iptal ettiniz. Bakın, Sayıştay raporunda da bu geçmekte, Serik Belediyesi kira ödemesi dâhil yükümlülüklerini yerine getirmedi. Böylelikle AKP'li bir bakanın, yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle şu an orası Bakanlığınız ve Turizm Bakanlığı tarafından alındı ve turizm tesis alanları hâline getirilip binalar yapılma riskiyle karşı karşıya.
Aynı risk, Manavgat Ulualan bölgesinde de mevcut. Yaklaşık 1.750 metrelik bir sahil şeridi -ki 2 milyon 700 bin metrekarelik bir alan- 3 tanesi konaklamalı, bir tanesi konaklamasız 4 ayrı parçaya bölünerek, burası golf sahası yapılarak yeşil doku ve çevre orada zarar görecektir Sayın Bakanım.
Sayın Bakan, sunumuzda "Çevreyi korumak en kıymetli görevimizdir." diye açıklama yapmışsızın ve altında da ne acı tesadüftür ki sunum kitapçığınızda Salda Gölü'nün resmi var. Bu Salda Gölü'nün, buradaki yapılan proje çalışmalarında ne hâle getirildiğini çok iyi biliyorsunuz. Burada yayanın dahi yürümesinin neredeyse yasak olduğu yerde iş makineleri çalıştı ve buna da Bakanlık olarak yeterince takipçisi olamadınız. Salda Gölü bundan zarar gördü.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Arı, teşekkür ediyoruz.
CAVİT ARI (Antalya) - Bitiyorum Sayın Başkanım.
Mavi bayraklı plaj sayısını 486 olarak açıkladınız ama ben size söyleyeyim: Konyaaltı Sarısu mevkisine akaryakıt yüklü tankerlerin yanaşacağı, 66 metre eninde 961 metre boyunda iskele yapılması amacıyla 1/5.000'lik ve 1/1.000'lik ölçekli plan hazırlanmış. Böylelikle, eğer bu proje gerçekleşir ise Antalya Konyaaltı ve Sarısu bölgesindeki yeşil dokunun ve denizin mahvedileceğini, oranın resmen katledileceğini sizlere buradan ifade etmek istiyorum. Bunun lütfen önüne geçin Sayın Bakanım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.
CAVİT ARI (Antalya) - Bitiriyorum Başkanım.
Son söz olarak şunu söyleyeyim: İstanbul Büyükşehir Belediyesinin Kanal İstanbul'la ilgili açıklamalarını arkadaşlarımız da dile getirdi. Bir belediye başkanın görevi....
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Arı, yeni konulara girmeyelim, defalarca dile getirilen konular. Lütfen, siz kısa konuşmaya söz vermiştiniz ama maalesef ek süreyi dahi aştınız.
Buyurun, toparlayın lütfen.
CAVİT ARI (Antalya) - Toparlıyorum.
Son cümlem, bu MUÇEV konusu, her tarafı tehdit eden bir konu hâline dönüşmüştür. Muhalefetteki belediyelerin elindeki tüm yerleri alan bir kurum hâline, şirket hâline dönüştürülmüştür.
Sonuç itibarıyla Sayın Bakanım, sizlerin çevreye daha duyarlı bir Bakanlık olarak görevlerinizi yapmanızı bekliyoruz.
Bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.