KOMİSYON KONUŞMASI

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Ben de konuşmama başlamadan önce Sayın Bakan, annenize Allah'tan rahmet diliyorum, başınız sağ olsun.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli Komisyon üyeleri; Ticaret Bakanlığı bütçesi üzerine söz aldım, herkesi saygıyla selamlıyorum.

Az önceki tartışmada bir milletvekili arkadaşımız, bizlere "Dışarıdan geldiniz, niye konuşuyorsunuz?" diye bir cümle kullandı, bu cümle doğru değil. Bizleri millet buraya gönderdi, biz de burada milletin bütçesini tartışıyoruz.

Sayın Bakan, sunumunuzu izledik, sunumunuzda bize anlatılan sadece mevcut durum. Türkiye'de ticaret ve esnaf kesimi zorda, bu olumsuz tablonun nasıl ortadan kalkacağı noktasında herhangi bir vizyon yok. Ticaret ve perakende sektöründeki acı tablo her şeyi ortaya koyuyor. Hem iç ticarette hem de dış ticarette gerileme yaşıyoruz. Ocak-Ağustos 2020 döneminde ihracat geçen sene aynı döneme göre yüzde 12 azaldı; ithalatsa bu dönemde 135 milyar dolar olarak gerçekleşti, yüzde 4 düştü. Dış ticaret açığımız devasa boyutlarda. Bu tablo şaşırtıcı değil. Son bir yılda Türk lirasının dolar karşısındaki değer kaybı yüzde 30 seviyesinde. İç ticaretse yüksek vergiler ve corona tedbirleri nedeniyle durma noktasına geldi. TOBB'un verilerine göre, bu sene ocak-ağustos ayları arasında 9 bin civarında şirket kapandı, kapanan şirket sayısındaki artış yüzde 13. KOBİ borçları 860 milyar seviyesine ulaştı, bu borcun üçte 1'i bu senenin eseri. İcra dairelerinde biriken dosya sayısı 23 milyon seviyesine ulaştı, vatandaş ve esnaf ağzına kadar borçlu.

Değerli Komisyon üyeleri, piyasa bitik durumda. İç ticareti canlandırmak için Cumhuriyet Halk Partisinin önerileri oldu. Örneğin yüksek ÖTV oranlarının aşağıya çekilmesi, esnaf için kira ve nakit desteği, sicil affı ve icra işlemlerinin durdurulması gibi önlemlerin devreye sokulması gerekir diye önerilerde bulunduk, kimse dikkate almadı.

Değerli Komisyon üyeleri, Bakanlığın bütçesi 6 milyar 585 milyon olarak öngörülmüş, geçen seneye göre bütçede yüzde 14'lük bir artış söz konusu, Ticaret Bakanlığındaki sorunlarsa dağ gibi. Verilen desteklerle ilgili etki analizi yapılmıyor, sayısız kayıt ve muhasebe hatası var, alacaklar tahsil edilmiyor, gümrükler sanki devletin değil şirketlerin ve TOBB'un kontrolünde; Sayıştay raporlarındaki durum içler acısı; Ticaret Bakanlığı usulsüz ve keyfî işlemlerin bakanlığı olmuş. Mesela, 2011 yılından bugüne yap-işlet-devret modeliyle ve TOBB aracığıyla yapılan gümrük kapılarında aslında Bakanlık hesabında bulunması gereken kantar payı özel bir şirketin hesabında tutuluyor. Bu hesaptan Kamu İhale Kanunu'na aykırı bir şekilde harcama yapılıyor. Bakanlık bu işlemler için her sene uyarılmakta ama Sayıştayı dinleyen yok.

TURQUALITY programından da usulsüz ödeme var. Gelişim Yol Haritası hazırlama işi ihalesiz bir şekilde Bakanlık tarafından bir firmaya verilmiş. Ayrıca, marka desteği için firmalara verilen ödemeler açısından büyük farklar var. Bazı firmalara dolar üzerinden yüksek destekler ödenmiş.

Değerli milletvekilleri, iddialar bu kadarla sınırlı değil. Ege Bölgesi'nde 287 bin dolarlık usulsüz kiralama kayıtlara geçmiş durumda, Bakanlık bu konuda ne yapmış, kamuoyu merak ediyor. "Danışmanlık bedeli" adı altında ödenen paralara da birilerinin "Dur!" demesi gerekir. Sadece tek bir örnek: 2018 Paris Şubat Fuarı'nda bir firmaya 9 milyon euro danışmanlık bedeli ödenmiş. Ayrıca, yurt dışı fuarlarında yüksek ücretlerle depo kiralanıyor. Bu kiralama bedelleriyle ilgili denetim yapılmıyor Sayın Bakan.

Bir diğer sorun, iç hizmetleri geliştirme adına yapılan bu harcamalar TOBB hesaplarında tutuluyor, kamu maliyesi sistemine dâhil edilmiyor. TOBB ticaret yaşamı için önemli bir kurumdur ama yine de devlet kurumu değil. Neden ısrarla devletin parası Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği hesaplarında tutuluyor, bunun izahı var mı?

Değerli Komisyon üyeleri, Bakanlık desteklemelerle ilgili etki analizi yapmıyor. 2019 yılında ihracatı artırmaya yönelik desteklerin miktarı 3 milyar 150 milyon. Bu para hangi sektörlere gitti? O sektörler aldıkları desteğin karşılığını verdi mi? Bakanlık her zamanki gibi yine sessiz.

Rekabet Kurumundaki durum da parlak değil. Sayıştay raporu düzenlenmemiş ama Avrupa Birliği İlerleme Raporu var elimizde ve rapor bu Kurumu yerden yere vuruyor. Kurum üyeleri siyasallaşmış, bütün üyeleri Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor, Kurum bağımsızlığını yitirmiş ve işlevsizleşmiş durumda. Son kanun değişikliğiyle Kuruma yapısal tedbir yetkisi verildi. Bu yolla iktidar, şirketlere müdahale edebilecek, yandaş şirketler lehine işleyen düzen daha da belirgin hâle gelecek.

Ne iş yaptığı belli olmayan Helal Akreditasyon Kurumunun bütçesi 4 milyon 200 bin Türk lirasından 6 milyon 500 bin Türk lirasına çıkarılıyor. Bu Kurumla ilgili; 2017 tarihli kanun görüşülürken Helal Akreditasyon Kurumu aracılığıyla ekonomiye yaklaşık olarak 10 milyar dolar girdi sağlanacağı söylendi; şu anki durum içler acısı, Kuruma doğru dürüst başvuru yok.

Sayın Bakan, bölgeler arası farklılık devam ediyor; Marmara Bölgesi ülkenin ihracatının yüzde 65'ini karşılarken Doğu Anadolu Bölgesi yüzde 0,4'ünü dahi karşılamıyor. Bu bağlamda, Bakanlık, bölgeler arasındaki ticari faaliyetler arasındaki uçurumu kapatmak adına bir çalışma yapmakta mıdır?

Tarımsal ürün ithalatı her gün artıyor, buğdayı dışarıdan alır hâle geldik. Oysa biz, tarımda kendi kendine yeten bir ülkeydik bir zamanlar. Gümrükler tarım ithalatı için sıfırlanıyor, çiftçiyi ithalata kurban eden bu politika neden sürdürülüyor? Ticaret Bakanlığının Türk köylüsüyle alıp veremediği nedir, merak ediyoruz. Gümrük tarifelerimiz tarımı çökertmek için kullanılmamalı artık, Bakanlığı tedbir almaya çağırıyoruz.

Libya'daki müteahhit alacaklarıyla ilgili son durum hakkında Bakanlığın görüşlerini almak istiyoruz. Dışarıda ödenmemiş ne kadar paramız kaldı, Libya'daki ödemeler konusunda hangi sözler verildi, hangi anlaşmalar imzalandı; açıklama istiyoruz.

Değerli Komisyon üyeleri, AVM'lerin ticari hayata etkisi hakkında da bir şeyler söylemek istiyorum: AVM'ler pandemiden yoğun bir şekilde etkilendi ama büyük alışveriş merkezleri çarşı pazar esnafını bitirdi. Bakanlık bu konuda tedbir almayı düşünüyor mu? AVM'lerin çalışma süreleriyle ilgili genel bir düzenleme yapılacak mı? Esnafı korumak için ne düşünüyorsunuz Sayın Bakanım?

Gümrüklere ayrıca değinmek istiyorum: Yurt dışına gönderilmeyi bekleyen mallar sınır kapılarına yığılmış durumda. Bize gelen en büyük şikâyetlerden biri, memurların acemi olduğu; işlemleri uzattıklarını söylüyorlar.

Taşımacılıkta büyük bir kriz var: Hem kara yollarında hem de deniz yollarında sorun yaşanıyor. Macaristan ve Yunanistan gibi ülkelere yönelik geçiş belgelerinin tükendiği iddiaları dile getiriliyor. Bu ülkeler önemli çünkü Almanya pazarına transit geçişte kritik role sahip. Taşımacılar, geçiş belgeleri tükendiği için alternatif güzergâhlara yöneliyor. Bu istenmeyen durum, Türkiye'den giden bir tırın Almanya'ya ulaşmasını dört gün geciktiriyor, tır başına 600 dolar ek maliyet getiriyor.

Limanlardaki durum sınır kapılarından farklı değil; Avrupa aktarmalı gemilerde yığılma var, aktarma yükleri alınamıyor, bir konteyner için savaş veriyor ihracatçılar. İşletmeciler malını gönderemiyor, boş gemi bulan firmalar ise daha fazla maliyete katlanmak zorunda kalıyor. Denizlerde ortalama navlun yüzde 30 oranında arttı. Gümrüklerdeki yığılma karşısında Bakanlık ne yapıyor?

Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.