| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a) Dışişleri Bakanlığı b) Avrupa Birliği Başkanlığı c) Türk Akreditasyon Kurumu ç) Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı d) Türkiye Ulusal Ajansı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 24 .11.2020 |
ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli Komisyon üyeleri, Sayın Bakan, Sayın Bakan Yardımcıları, bürokrasimizin değerli temsilcileri, çok kıymetli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, dün, Alman fırkateyn Türk bandıralı yük gemisine yaptığı hukuksuz müdahaleyi şiddetle kınıyoruz. Bunu basit bir müdahale gibi geçiştiremeyiz. Uluslararası hukuktan doğan haklarımızın korunması için tüm adımların acilen atılmasını bekliyoruz.
Bütçe görüşmeleri vesilesiyle iktidarınızın dış politika şeceresine baktığımızda ciddi eksen kaymalarının onlarcasını yaşadığımızı görüyoruz. Dün "İyi" dediğinize bugün "Kötü" diyebildiniz kısaca, siyasi illüzyonu en çok yapan sizsiniz. Diplomasi dili ve doğruları yerine hariciye geleneğimizden uzakta, ideolojik ilkeler çerçevesinde bir dış politika anlayışıyla geleneksel Türk dış politikasından kopuş gerçekleşti. Sizce, Orta Doğu savaşlarına taraf olmama politikası radikal bir şekilde terk edilmedi mi? Diplomatik faydadan uzak bir şekilde İhvan hamiliğine girişilmedi mi? İlk dönem yönetiminiz ülkemize milyonlarca mülteciye, milyarlarca dolar kayba ve ülkenin itibarının sarsılmasına sebep olmadı mı? Ne yazık ki sıfır sorunla başladığımız dış politika yolculuğu birçok cephede tam sorunla neticelendi. Mesela "İki hafta sonra Emevi Camisi'nde" iddiasıyla girdiğimiz Suriye'de neler kazandık, neler kaybettik? İhvancı anlayışa yakın durarak Mısırla aramızı kötüleştirerek sizce elimize ne geçti? Doğu Akdeniz'deki diplomatik yalnızlığımızın sebebini hiç sorguladınız mı? Ekonomik coğrafya olarak tabir ettiğimiz 7 trilyon dolarlık ticari hacme sahip komşularımızla neden hasım hâline geldik? Yaşananlar basit bir hesap hatası değil, iktidarın ideolojik perspektifinin bölgedeki gelişmeleri hatalı okuma biçiminin acı bir faturasıdır. Diplomasi, ülke yararına sonuç alabilme işidir. Oysaki Dışişleri Bakanlığı iktidarınızda tüm bu konularda ya arada kalmış ya sonuç alamamış ya da başarısız olmuştur.
"Kendimizi Avrupa'da görüyoruz, geleceğimizi Avrupa'yla kurmayı tasavvur ediyoruz." cümlesiyle dış politikada yeni bir eksen değişikliğinin ilk sinyali verildi ama maalesef bal demekle ağız tatlanmıyor.
Sayın Bakan çok uzun yıllardır Avrupa'yla yakın mesai içerisinde çalışıyor. Benim de üyesi olduğum Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlığı yaptığı dönemle bugün arasındaki uçurumu en iyi kendisi görüyordur. Avrupa Birliğine tam üyelik yolunda gidilirken vize serbestisi vadedilirken şimdi bakıyoruz, Avrupa'nın yayımladığı bütün ilerleme raporları kesin bir gerilemeye işaret ediyor. Avrupalı siyasilerin uyguladığı çifte standarda, ülkemize yaklaşımlarındaki art niyete hepimiz şahit oluyoruz, doğrudur fakat bu maalesef ki her konuda haksız oldukları anlamına da gelmiyor. Demokrasiyi, hak ve özgürlükleri birileri istedi diye değil kendi halkımız buna layık olduğu için savunuyoruz yaklaşımınızı doğru ama gecikmiş bir itiraf olarak görüyoruz. Yalnızca bu itiraf yetmez, şu soruları da kendinize sormak zorundasınız. Bu konularda ülkeyi neden ve nasıl bu hâle getirdik? Dünya Demokrasi Endeksi'nde Türkiye'yi nasıl 110'uncu sıraya gerilettik? Ne gerekçeyle illiberal ülkeler sınıfında anılıyoruz? İşler yaptırım noktası gelene kadar diplomasimiz neredeydi? Hedefiniz yalnızca Avrupa değerlerine ulaşmak değil...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, aramızda konuşmayalım, konuşmacıyı dinleyelim lütfen.
ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) - ...Türk milletine yakışır bir anlayışla devleti idare etmek olmalı.
Türkiye'nin değerli yalnızlık yüzünden bozulan imajını düzeltmek için çok yönlü bir dış politika anlayışı, liyakatli diplomatik kadrolar ve etkin lobicilik faaliyetleriyle kapsamlı bir çalışma yürütülmelidir. Yurt dışı temsilciliklerini seçilememiş siyasetçilerin makam yerleri olarak görüp bu çalışmaların hiçbirini yapamazsınız. Bu tutum hem Türk diplomasisi geleneğine aykırıdır hem de gönderilen ülkeye saygısızlıktır. Diplomasi birikim, ciddiyet ve devlet aklı ister.
Özellikle pandemi sonrası yeni bir dünya düzeni kurulacağı sık sık dile getiriliyor. Bu süreçte biz de yeni bir dış politika anlayışını acilen geliştirmek zorundayız. Bu sebeple ideolojik temellere dayanan mevcut dış politika anlayışı acilen terk edilmeli, Atatürk döneminde olduğu gibi gerçekçiliği, aklı ve bilimi esas alan bir çizgi tercih edilmelidir. Çünkü bugüne kadar iktidarınızın dünyaya verdiği mesajla pratikte uyguladığı politikaların çelişmesi inandırıcılıktan uzak bir profil çizdi. İnandırıcı olmak istiyorsanız tutarlı olmak zorundasınız ancak bu şekilde Türkiye dünya devletleri arasında hak ettiği seviyeye ulaşabilir.
Teşekkür ediyorum.