KOMİSYON KONUŞMASI

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet, Sayın Genel Müdür...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Maskeyi takalım lütfen.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Önce size güzel bir haber vereyim; biraz önce Covid test sonucum geldi, negatif. Mustafa Tuncer Vekilimizin de sonucu aynı dakikalarda geldi, ikimizin de negatif. Dolayısıyla ben konuşmamı bu şekilde yapacağım.

Öncelikle...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Maskeyi takın lütfen, lütfen.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Kim diyor?

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Lütfen... Ben diyorum, ben diyorum.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani böyle bir kural en başında belirlememiştik, ben de böyle...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ama bakın sizin sağlığınız adına Sayın Vekilim, sizin sağlığınız adına, lütfen. Yani, bizden belki size geçebilir değerli Vekilim, lütfen. Bakın, bu kadar kalabalık...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şöyle söyleyeyim Başkanım: Zaten bugün burada olup da test yaptırmadan buraya gelen arkadaş varsa bu konuşmadan sonra bir pay çıkarsın, en kısa sürede testini yaptırmasını ben rica ediyorum.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Lütfen, maskemizi takalım.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Her konunun bir polemiğe dönüşme potansiyeli var artık burada dolayısıyla ben biraz daha sakin bir şekilde konuşayım.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Yok, bizim Komisyonumuz gayet sakin, uyumlu.

Buyurun.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Öncelikle, emekli öğretmen anne-babanın bir çocuğu, bir milletvekili olarak başta Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Türkiye'deki tüm öğretmenlerin Öğretmenler Günü'nü kutluyorum. Atanamayan öğretmenlerin de bir an önce bu sorununun çözülmesini diliyorum. Öğretmenler öğrencisiz, öğrenciler öğretmensiz kalmamalı diyorum.

Öncelikle, ben 2018 yılında Toprak Mahsulleri Ofisinin Yönetim Kurulunda ciddi bir değişiklik olduğunu söyledim, bununla ilgili bir de örnek vermek istiyorum. Bu, Sayıştayın 2016 yılı denetim raporunda var, Mesut Köse, Genel Müdür, başlama tarihi 22/9/2008, Genel Müdür olarak ayrılma tarihi 8/2/2016 yani sekiz yıl boyunca bu görevi yapmış. Dolayısıyla, buradaki analizim, bir çalışma ekibinin 2018 yılında kurumun yönetiminden tasfiye olduğu yönünde. Önemli bir konu, aslında Toprak Mahsulleri Ofisinin "Toprak Mahzunları Ofisi"ne nasıl dönüştüğüyle ilgili. Ben olaylara bakış açınızı biraz daha farklı bir perspektifle ele almak istiyorum, o da şu: Sunumunuzda "Benzer bir şekilde, mısırı ham madde olarak kullanan sektörlerimiz de ihracat rakamlarını yıldan yıla artırmaktadır. 2002-2019 yılları arasında mısır ithalatımızın değeri 8,7 milyar dolar iken mısır kullanan sektörlerimizin yapmış oldukları yumurta, beyaz et, nişasta gibi mamul madde ihracatı karşılığında 13,4 milyar dolar gelir elde edildiği görülmektedir. Bu ticaretten 2002 yılından bu yana ülkemiz ekonomisine 4,7 milyar dolar katkı sağlanmıştır." Şimdi, bu konuda daha önce verilen soru önergelerine gelen yanıtlardan hareket ederek 24 Ekim 2019'da Ticaret Bakanlığına verilen bir soru önergesine gelen yanıta göre, dâhilî işleme rejimi kapsamında yapılan bu işlemlerde 9.137 adet ceza kararı düzenlendiği yani bu işlemin usulüne uygun yapılmadığı -ithal ediyor ancak ihraç edip etmediği meçhul- ve tahakkuk eden ceza tutarıysa 418 milyon 762 bin 366 lira. Yani rakam görmezden gelinmeyecek kadar yüksek. Bu da 2002 yılından itibaren bu konuyu ele alırsak, yaklaşık aynı oran üzerinden hareket edersek 1 milyar dolar ceza demek. Buradaki temel nokta şu: "Bir malı yurt dışından ithal edeceğim, bunu işleyeceğim, yem olarak kullanacağım, bir şeyler yapacağım ve daha sonra da ihraç edeceğim." dediğinde firma gümrük vergisi ödemiyor. Yalnız, bir sorun var, sorun da şu: İhraç edeceği malzeme -örnek veriyorum- yumurtaysa, yumurtadaki mısır oranını hangi laboratuvarda neye göre ölçümlüyorsunuz da orada kullanılan mısırın kullanılıp kullanılmadığını, hangi oranda kullanıldığını tespit ediyorsunuz? Bunu tespit etmenin çok mümkün olmadığı ortada. Dolayısıyla, burada, yapılmamış olan bir ticaretin, aslında ihracatın -yani buna kaçakçılık da diyebiliriz, kara para aklama diyebiliriz- aslında bir noktada önünü açan, yurt dışına yumurta yerine pinpon topu gönderip daha sonra kara parayı Türkiye'ye sokan, sokma ihtimali olan ve çok denetlenmesi teknik açıdan çok da mümkün olmayan bir durum söz konusu. Bunu da tahakkuk eden ceza tutarının sadece bir yıl içinde, 2019 yılı içinde 418 milyon TL olmasından anlıyoruz aslında. 2003 yılından itibaren ceza verilen firma ve şahıs toplamı 80.040, bunun 43.796'sı da firma durumunda. Dolayısıyla, net olarak benim sorduğum soru şu: Dâhilî işleme rejimi kapsamında mısır ithal ettiğinizde bunu, ihraç ettiğiniz yumurtanın içinde kullanılıp kullanılmadığını, hangi oranda kullanılıp kullanılmadığını laboratuvar ortamında nasıl ölçümlüyorsunuz? Soru bu.

Diğer bir konu da şu: Kurumun 2014 yılında 70 milyon TL kâr ettiğini, 2015 yılında 149 milyon TL kâr ettiğini, 2016 yılında 172 milyon TL kâr ettiğini, 2017 yılındaysa 267 milyon TL zarar ettiğini, sonra da kurumun yönetim kurulunun baştan aşağı değiştiğini görüyoruz. Bu 267 milyon TL'lik zararla ilgili her ne kadar kısa bir açıklamanız olsa da bunu daha anlaşılır bir şekilde açıklamanızı sizden rica ediyorum.

Teşekkür ediyorum.