| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a) Cumhurbaşkanlığı b) Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı c)Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ç)Diyanet İşleri Başkanlığı d)Devlet Arşivleri Başkanlığı e)Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı f)Strateji ve Bütçe Başkanlığı g)İletişim Başkanlığı ğ) Savunma Sanayii Başkanlığı h)Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ı)Yatırım Ofisi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 27 .11.2020 |
RIDVAN TURAN (Mersin) - Değerli hazırunu selamlıyorum.
Sayın Oktay, şu anda görüşmekte olduğumuz bütçe önerisi kabul edilebilir değildir. Üç nedenle böyledir: Birincisi, sosyal adalet yoksunudur. İkincisi, dünyada var olan gelişmelere, gidene ve gelmekte olana bigânedir, bunları objektif ele alamamıştır. Üçüncüsü de iktidar, iktidarını sürdürebilmek için ekonomik rasyonalitenin reddi ve yanlış bir sermaye birikim rejimi temelinde şekillenen bir bütçe aklına sahiptir.
Değerli arkadaşlar, siyasal iktidar, en azından 7 Haziran seçimlerinden bu yana parlamenter sistemin olağan işleyişi içerisinde iktidarının devam edemeyeceğini gördüğünden dolayı o zamandan bu zamana attığı adımlarla hem ekonomik planda hem toplumsal planda hem siyasal planda ülkeyi zorlayıcı, son derece deforme edici bir süreç içine girdi. Nasıl zorladı? Bakın, 2015 yılına kadar neoliberal iktisadın olağan akışı çerçevesinde 2001 yılında Derviş reçeteleriyle başlamış olan bir bütçe disiplini vardı, bir enflasyon planlaması vardı fakat gelinen noktada, politika faizlerinin enflasyonun altında tutulması ve bankalara piyasaya kredi pompalamalarının Erdoğan tarafından dikte ettirilmesi, bankaların bu biçimde zorlanması sebebiyle olağanüstü bir iç talebe dayalı ekonomi şekillendi, iç talep temelinde bir ekonomik büyüme hedeflendi. Fakat doların ucuz olduğu zamanda bu mümkündü yani AKP'nin bir lale devri vardı. Özellikle, uluslararası alanda doların çok bol olduğu bu dönem bu kredi artışının karşılığını üretebilme koşullarını yaratmıştı fakat gelinen noktada, turizm dışında net dolar üretebilecek bir sektörün olmaması sebebiyle giderek inşaat temelli... Ki o da dolar kazandıracak, döviz kazandıracak değil, tam tersine, cari açığı artıracak bir niteliğe sahip olduğundan dolayı önce olağanüstü bir döviz kriziyle karşı karşıya kaldık. Finansal kriz bir banka krizini tetikler mi tetiklemez mi şimdi böyle bir noktaya geldik. Yani aslında piyasadaki krediyi artırmak ve tüketimi çoğaltmak temelli popülist ekonomik siyaset, iktidarın iktidarını sürdürmesi pahasına yaratacağı bütün sorunları defalarca muhalefet söylemiş olduğu hâlde sürdürüldü ve gelinen nokta şu anda bu.
Sayın Oktay, ekonomik olarak ülkeyi zorladınız ve hâlâ zorlamaya devam ediyorsunuz, siyaseten de böyle. İktidarınızın MHP'yle kurmuş olduğu ittifak onu daha da sağa çekti ve Türkiye'nin temel sorunlarını iktidarda kalma pahasına daha da çözümsüz hâle getirdi. Bakın, bu dönemin birtakım alametifarikaları var yani olur mu falan deniliyor, AKP yönetemiyor deniyor; ben de diyorum ki AKP yönetiyor, yönetim tarzı bu. Nasıl yönetiyor? Örneğin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına rağmen, Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen Osman Kavala'nın, Selahattin Demirtaş'ın içeride tutulmasıyla yönetebiliyor. Mesela -çok ucube- az delegesi olan baronun çok delegesi olan baroyla aynı şekilde mütalaa edilmesiyle, böyle ucubelerle yönetiyor. Ayhan Bilgen'in beraat etmiş olduğu şeyden tekrar tutuklanmasıyla yönetebiliyor. Dolayısıyla aslında bir ucubeyle karşı karşıyayız, bu ucubenin önemlice bir kısmı ne yazık ki karşı karşıya olduğumuz siyasal durum.
Peki, buradan ileriye ne olacak? Vallahi, bu zorlamaya devam ederseniz, ekonominin rasyonalitelerine uygun davranmazsanız... Ki davranmayacağınıza ilişkin Sayın Cumhurbaşkanının geçen günkü ifadeleri son derece vecizdi. Bütün dünya piyasaları ve ülke içerisindeki demokratik kamuoyu ve ülke içindeki piyasalar da buradan gereken sonucu çıkartmış durumdalar. Belli ki otoriterizmin daha da güçleneceği, tamamen iflas etmiş olan, iki buçuk yılda vidaları dökülmüş olan Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde, ısrarı sürdüreceğiniz, MHP'yle ittifak ilişkisini sürdüreceğiniz bir sürece gidiyorsunuz.