MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlar, toplantının kurum ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Ben, öncelikle, tabii, böyle bir tarımsal destekle alakalı olarak kurumun da bu konuda talepte bulunmasını son derece normal karşılıyorum, onu belirteyim çünkü doğal olarak kurum yöneticileri tabii ki kaynaklarını artırmak için her imkânı değerlendirecekler. Ancak müsaade ederseniz... Bu konu TİGEM'in geçmişten beri hep talep ettiği, eleştirdiği bir konu ancak haklı gibi görünse de bu kadar eleştiri konusu olabilecek bir durum da değil çünkü TİGEM sonuçta devletin bir işletmesidir; TİGEM'in patronu, sermayedarı hazinedir. Kâr da etse devlete, zarar da etse devlete ama buradaki asıl amaç ne kâr ne zarar; kendisine verilen ana statüsündeki işlevleri yerine getirmek.

AHMET KAYA (Trabzon) - Maliyetlerin düşürülmesinden bahsediyoruz.

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Efendim, ben bir şey anlatıyorum, bir şey söylüyorum. Dinledim, yani, ne alakası var?

Sayın Genel Müdür sunumunda o işlevlerle ilgili çok güzel şeyler söyledi. Tabii ki KİT'lerin bir başka özelliği de kaynaklarını kendileri bulacak, borçlanacaklar. Nitekim, şimdi, bilançoyu gelmeden inceledim; borçlanıyor, borç alıyor, borcu ödüyor, dolayısıyla bir ticari işletme esaslarına göre çalışıyor. Yani bu anlamda, tarımsal desteklerin bütçede ayrılan bir payı var. Eğer şunu istiyorsak, "Bu tarımsal desteklerden yani Türk çiftçisine ayrılmış olan paydan devlet de kendisine verdiğini tekrar öbür eliyle alsın, bu tarafa aktarsın." diyorsak bunu da açık açık söylememiz lazım. Dolayısıyla, patron devlettir. Kaynak ihtiyacı varsa yatırımlarla ilgili -biraz önceki, maliyet düşürme maksatlı olarak söyleyeceğimiz- o zaman sermaye artırımı isteyelim yani buradan istenecekse ya da bir destek verilecekse, Tarım Bakanlığına bir şey denilecekse, bir talepte bulunulacaksa... Bugün, TİGEM'in şu andaki sahip olduğu ödenmiş sermayesi yaptıklarını, yapacaklarını, faaliyetlerini tam olarak karşılamakta yetersiz kalıyor. Yabancı kaynaktan yeterince faydalanılıyor. Finansal kaldıraç anlamında daha fazla borçlanma imkânı finansal saikler açısından mümkün olmadığından; öyleyse sermaye artırımı yapılsın, devlet sermayesini artırsın, bu faaliyetler de yapılsın.

Tarımsal destekler tamamen farklı bir olay. Dolayısıyla, elbette burada tarımsal faaliyetler yapılıyor -çiftçiler gibi- ama bu tarımsal destek tamamen çiftçilere yönelik olarak bütçeden ayrılan bir paydır. Yani "Bu paya illa TİGEM de ortak olsun." dersek bir dahaki döneme de şöyle eleştiririz "Devlet bir taraftan veriyor, öbür taraftan da alıyor." noktasına gelir. Doğru yaklaşımın ben bu olduğuna inanıyorum; ben bunu söylemek istedim, başka bir gayem de yok.

Çok teşekkür ediyorum Başkanım.