KOMİSYON KONUŞMASI

ATİLA SERTEL (İzmir) - Evet, hoş geldiniz, Genel Müdüre de geçmiş olsun dileklerimi iletin lütfen.

Beş yıldır süregelen bir özelleştirme çabası var. Burada son vardığınız noktada diyorsunuz ki: "Artık özelleştirmede yetkin olduk, isim değişikliği yapılacak değerleme konusunda." Bence isim değişikliğinden ziyade burada zihniyet değişikliği gerekiyor çünkü sonuçta sizin yaptığınız ihaleler de belli yerler tarafından onaylanmadığı zaman ADÜAŞ'ın özelleştirdiği kuruluşlar, onay için tekrar başka makama gidiyor ve bekliyor, yapılmıyor. Bunun örneğini vereceğim size -ben İzmir Milletvekili olduğum için- Konak'ta eski elektrik fabrikasının siz değerlemesini yaptınız ve mülkiyetinizdeki fabrika kalıntısının -yani oralar artık çökük, izbe yerler hâline geldi- ve arazinin satışına yönelik Nisan 2019 tarihinde bir ihaleye çıktınız. Bu ihalede 4 farklı firma geldi, dosya aldı ancak hiçbir şirket ihaleye katılmadı, bu tarihî fabrikanın satım ihalesine sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi katıldı. Tarihî elektrik fabrikasının satışı da açık artırma usulüyle yapıldı, İzmir Büyükşehir Belediyesi 35 milyon lira bedelle bu fabrikayı satın aldı, aldı almasına ama Özelleştirme İdaresi bu ihaleyi hâlâ onaylamadı.

Şimdi, orada, tarihî bir hava gazı fabrikası vardı. Bu tarihî havagazı fabrikasının alanı geçmiş dönemdeki Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu tarafından ranta teslim edilmedi. Çok güzel bir toplantı alanı, çok güzel bir tarihî hava gazı fabrikasının kalıntıları da korunarak ve onarılarak müthiş güzellikte, İzmirlilerin kullanabildiği, toplantıların yapılabildiği, müzik dinletilerinin yapılabildiği, gazi ve şehitlerimizin ailelerinin de katıldığı iftar yemeklerinin verildiği çok güzel bir alan oldu. İşte bu, eğer Tunç Soyer'in 35 milyon liraya aldığı elektrik fabrikası da kabul edilseydi aynı amaç ve aynı anlayışla hava gazı fabrikasıyla birlikte entegre edilecek, oradaki sosyal donatı alanı ve İzmir içerisindeki nefes alma alanları ranta değil, gerçekten halka açılmış olacaktı ve çok güzel bir iş yapılmış olacaktı fakat ihale onaylanmadı ve onaylanmama gerekçesi olarak da şöyle söylendi: "Özelleştirmeye sadece özel şirketler katılabilir, kamu şirketleri katılamaz. Bu yüzden teklifiniz uygun bulunmamıştır."

Şimdi, özel sektörden herhangi bir katılım yok ama Büyükşehir Belediyesi sizin açık artırma usulünüze resmen girmiş ve 35 milyon lira bedeli de kabul etmiş ve orayı almış. Şimdi, oranın, tarihî bir binanın, o vakıf aracılığıyla teknoloji ve sanayi müzesine dönüştürüleceği açıklandı. Bunun da devlet tarafından yani iktidar tarafından yapılacağı söylendi. 2018 yılında bu ihale yapıldı; 35 milyon liraya alınan bu mülk, iki yıldır Cumhurbaşkanının onayını bekliyor.

Yine, İzmir'de sizin mülkiyet sahibi olduğunuz eski TEKEL Şarap Fabrikası var. Burası ne durumda, bu ne oldu? Yani bu tip alanları hâlâ izbelik içerisinde tutmak ve İzmir'de hazır talip varken, üstelik, Belediye bu alanları kullanır hâle getirmek için devlete para ödemesi hâlinde bunun yapılmaması çok yanlıştır. Biz diğer kentlerde görüyoruz ki bilabedel belediyelere park yapılsın diye, bilabedel yeşil alan yapılsın diye iktidar tarafından yerler tahsis ediliyor, hazine tarafından yerler tahsis ediliyor. Oysa İzmir Büyükşehir Belediyesi bizzat ihaleye katılıyor ve 35 milyon lirayı sizin kasanıza koyuyor, buna rağmen siz bunu iptal ediyorsunuz. Bu ihale neden iptal oldu? Yani size göre 35 milyonluk bedel mi düşük kaldı yani makul bir fiyat mı yoksa para da mı sorun çıkmıştı? Büyükşehir Belediyesi o ihaleye katılamayacaksa niye kattınız, niye ihaleyi devam ettirdiniz? Niye sonuna kadar gittiniz böyle bir madde varsa yani "Büyükşehir Belediyesi katılamaz" diye. "Kardeşim, sen bu ihaleye gelme, senin hakkın yok bu ihaleye katılmaya." niye demediniz? Yani bütün bunlar hep soru işareti olarak kafamızdan geçiyor.

Bu Büyükşehir Belediyesi hiçbir rant amacı gözetmeksizin, tıpkı tarihî hava gazı fabrikası gibi kente kazanacağı ve kazandıracağı ve İzmir'e güzellik katacağına inandığımız alanın 35 milyon liraya Belediyemize verilmemesinin altında siyasi bir amaç mı var? Sosyal demokrat bir Belediye Başkanı olduğu için önüne takoz mu konuldu, engellendi mi? Bunlar da çok açık ve net, İzmir kamuoyu tarafından, İzmir halkı tarafından merak ediliyor. Ayrıca bu bölge, İzmir'in göz bebeği bir bölge hâline geldi. Kentte, yeni kent imar planları doğrultusunda oralarda gökdelenler alabildiğine yükseliyor. İzmir de İstanbul gibi ranta teslim ediliyor ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığında da Sayın Bakanın kendisiyle görüştüğümüzde deprem sonrası, biz İzmir milletvekilleri olarak kendisine sakıncalarını anlattık bunun. Bataklık bölgelerde 25-30 kat, 40 kat yapmanın fore kazık sistemiyle de yapsa, hangi sistemle yaparsa yapsın büyük tehlikelere yol açabileceğini söyledik. İşte, o anlamda, o bölgede bulunan bu alan bir göz bebeği. Bu göz bebeğinin tarihî dokusuna da uygun olarak İzmir halkının hizmetine açılması lazım.

Yine, bu Konak'taki tarihî elektrik fabrikası Büyükşehir Belediyesine verilmedi ama yeniden ihaleye çıkılacağı söylentileri de var. Çıkacak mı, çıkmayacak mı, onu söyleyin. Ve bu alanın bir vakfa bilabedel devredileceği söylentileri de var. Bir vakfa bilabedel nasıl devredilir, onu da anlatın bize. O anlamda, biz sizin isim değişikliğinizi değil, zihniyet değişikliğinizi de bir görelim çünkü sizin elinizde olmayan sebeple belki siz çıktınız; sizde de suç yok, sizde de kabahat aramıyorum çünkü siz ihaleye çıktınız, amacınız burayı bir an önce değerlendirmekti ve ona ilişkin bir parayı da kasanıza koymaktı. Parayı getirip kasanıza koyan Belediye Başkanı Tunç Soyer'in ve İzmir Büyükşehir Belediyesinin teklifi de ortada kaldı.

Ben iki yer için özellikle üzerinde çok durmak istiyorum. TEKEL eski şarap fabrikasıyla ilgili bana ayrıntılı bilgi rica ediyorum ve bu elektrik fabrikasıyla ilgili ayrıntılı bilgi rica ediyorum.

Teşekkür ederim.