KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL ÖZDEMİR (Kayseri) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

YUNUS EMRE (İstanbul) - Böyle olmaz yani rica ederim yani böyle bir...

İSMAİL ÖZDEMİR (Kayseri) - Tabii, Dışişleri Komisyonunda yani zannederim 27'nci Dönemin Dördüncü Yasama Yılı içerisindeyiz fakat ilk defa -benden evvel de bu Komisyonda tecrübe sahibi olan, diğer siyasi partilerden çok saygıdeğer milletvekillerimiz var- hakikaten yaşanan böylesi tartışmaların içerisinde olunması üzüntü verici. Şu açıdan üzüntü verici: Dışişleri Komisyonu bir ihtisas komisyonu Meclisimizde ve kendi alanı, kendi mecrası belli olan bir Komisyon. Dolayısıyla her şeyden evvel şunu söylemek isterim: Bu Komisyonu ve bu Komisyonun çalışmasını kimsenin provoke etmeye hakkı, hududu ve haddi yoktur. Dolayısıyla, -keşke burada olsaydı, kendisine söyleseydim- Sayın Çeviköz Dışişleri Komisyonunu provoke etmiştir. Ne yazık ki son günlerde, özellikle bazı gündemler vuku bulduğu zamanlarda, Sayın Çeviköz'ün farklı çıkışları milletimiz nazarında da bizim nazarımızda da dikkatle takip ediliyor. Yani ne yazık ki Karabağ'a cihatçılar gönderildiği yalanı, Suriye'de Türkiye'nin işgalci olduğu yalanı ve son olarak German Marshall Fund'da da bazı yabancı ülkelerin Türkiye'nin iç işlerine müdahale etmeye çağırılması gibi pek çok konu... Bugün de burada, Dışişleri Komisyonunda kendisine has üslubuyla kendisini gösterdi ve hiç yakışık almayacak şekilde hem bu Komisyonun kendisine hem de bu Komisyonun saygıdeğer üyelerine -bana sorarsanız- bir hakaret olarak... Belki kendisi farklı yönde bir protesto metodu seçti ama yapması yakışık almamıştır. Dışişleri Komisyonunu provoke etmiştir, burası birinci konu.

İkinci konu şu: Tabii, çok saygıdeğer arkadaşlar, biz hep beraber bu Komisyonda yol arkadaşlığı yaptık birbirimize yani insan birbirini yolda tanır hesabıyla, birbirimizle çok farklı ülkelere gittik, Türkiye'yi temsil ettik buralarda. Ülkemizi beraber temsil ettik, yeri geldi ülkemizin gündemini beraber müdafaa ettik, ülkemizle alakalı konulara, tehditlere veyahut diğer gelişmelere hep beraber vâkıf olduk. Dolayısıyla, Yunus Bey olsun, Ahmet Bey olsun Mustafa Bey olsun yani buradaki herkes birbirinin usulünü, üslubunu bilir. Şimdi, tartışmaların başına dönmek istiyorum. Yunus Bey'in sorduğu soru... Yani FETÖ'den ihraç mevzusu ile bunun Dışişleri Bakanlığında bir zafiyet yaratıp yaratmadığı konusu ki biraz önce zaten Yunus Bey yine kendisi buna cevap verdi. Yani şimdi şunu söylemek istiyorum şahsım adına: Pandemi döneminde siz 140'dan fazla ülkeye yardım ulaştırmışsınız, dünya genelinde 250'ye yakın diplomatik misyonunuz var, temsilciliğiniz var ve böylesi bir sistem içerisinde, böylesi bir buhran döneminde bilhassa hariciye teşkilatınızın ayakta kalması, ayakta kalmasıyla beraber çoğu ülkeye, yardım talep eden ülkeye yardım göndermesi, buralarda en azından önemli bir zafiyetin olmadığını gösteriyor bana göre.

İkinci bir boyut, bu Komisyonun her üyesinin bu Komisyonda kendi fikrini beyan etme hakkı var yani bu zamana kadar buna saygıyla davrandık. Ahmet Bey farklı zamanlarda -Sayın Çamlı- farklı konuları gündeme getirdi kendi usulünce, üslubunca, diğer saygıdeğer üyelerimiz de bunu yaptı ama ben her zaman birbirimize en azından bu manadaki saygıyı koruduğumuz hassasiyetinden hareket ediyorum. Dolayısıyla, şayet burada bir provokasyon olmasaydı -en başa dönerek ifade etmek isterim- zannederim bu tartışmaları yaşamazdık ve konu da... Lütfen, istirham ediyorum konuştuğumuz konuya dikkat edelim. Karadağ'la alakalı, Karadağ ile ülkemiz arasında imzalanan bir uluslararası anlaşmayı konuşurken mevzu ta buralara kadar geldi, bu üzüntü vericidir değerli arkadaşlar. Dolayısıyla, Sayın Başkanım, bir an evvel ben asli gündemimize geçmemizi tavsiye ediyorum. Zannederim tabii, burada biraz önce Sayın Erozan da bu konuşmalarla alakalı rahatsızlığını dile getirdi. Ben aynı rahatsızlıklarla alakalı, Sayın Çeviköz'ün yapmış olduğu bu provokasyondan da rahatsız olup olmadığını da merak ediyorum, sormak isterim kendisine.

Teşekkür ederim.