KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum ben de. Sunumunuz için ayrıca teşekkür ediyorum, bilgilendik, belki farkında olmadığımız şeyler hakkında en azından ben şahsen bilgi sahibi oldum. Gerçi ağırlıklı olarak hasar tespit çalışmalarına yer verilmiş. Madem öyle, benim öncelikli sorum hasar tespitle ilgili: Ruhsatlı ve ruhsatsız binaları da ayırarak hasar tespitini değerlendirdiniz mi? Ruhsatlıları da 1975 Deprem Yönetmeliği ve 1998 Deprem Yönetmeliği'ne göre, böyle bir sınıflandırma yaparak bunun istatistiki değerlendirmesini yaptınız mı? Bunu sormak istiyorum.

İkincisi, çelik konstrüksiyon yapılar, prefabrik yapılar... Bunlarla ilgili söyleyeceğiniz var mıdır? Çünkü burada tamamen betonarme yapılar üzerine sunum anladığım kadarıyla, dikkatimden kaçmış olabilir sunumunuzda varsa da.

Güzel bir konuya değindiniz, biz ona "in the genius knowledge" diyoruz İngilizcede, yani geçmişten gelen, geleneklerden gelen yerleşik yapı özelliklerinin ve yerel bilginin değerlendirilmesi önemli. Burada tabii güneşe olan açı ve konumları, ısı ve ışıktan azami yararlanılması, hemen bunun akabinde -biz tabii burada depremle ilgili konuşuyoruz ama bir şey yapıyorsak bunun, bakanlığın aynı zamanda Çevre Bakanlığı olması münasebetiyle- işte bu sıfır enerji bina, pasif bina projelendirmelerine yönelik eko yapılar, akıllı yapılar gibi yapılarla olan depremsellik ilişkisini de kuruyor musunuz? Burada elektronik beton izleme sistemi vesaire birçok RFID teknolojisiyle veri okumaları, çeşitli elektronik cihazlar kullanılıyor. Bunların kalibrasyon sistemi nedir? Yani kalibrasyonu olmayan bir cihaz ciddi sorun yaratır. Siz onu doğru bilirsiniz, yanlış sonuç üretir. İnsan hatası da değildir, cihaz hatası, ölümcül de olabilir. Bence o kalibrasyon konusu da gerçekten çok önemli.

Betonu ben de soracaktım ama sayın vekilim sordu. Yani inşaata gelen mikserden, gelen betondan numune alınıp orada bekletilmesi ve sonra bunun bası, çeki işte çeşitli laboratuvar ortamında betonun deneylerinin yapılması... Sorun çıktığında o bina yıkılmak durumunda mı kalınıyor? O zaman bu bir önlem değil binanın kullanılıp kullanılmayacağına dair bir duruma dönüşüyor.

Bir de bu hasar tespiti yapılan yapılarda yapı kullanma belgesi verilen hatta kat mülkiyetinde de işte konut, mesken niteliği veya iş yeri niteliği gibi nitelik özellikleri de bu hasar tespitinde belirtilmiş durumda çünkü binaların tabii ki statik projelerini bunun depremdeki salınıma bağlı dinamiği de -az önce Gökan Vekilimle de konuştum- mutlaka dikkate alınıyor ama binanın üzerindeki yükün de dikkate alınması önemli olabilir diye düşünüyorum. Bunlar geldi aklıma soru olarak.

Bir de yerel yönetimlerle ilişkileriniz nasıl? Buna da değinirseniz sevinirim.

Teşekkür ederim.