| Komisyon Adı | : | (10 / 3200, 3361, 3362, 3364, 3365) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürü Turan Konak'ın, yerel yönetimler, doğal afetler ve yerel yönetimler ilişkisi, doğal afet öncesi ve sonrasında yerel yönetimlerin görevleri ile sonuç ve değerlendirmeler hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 11 .12.2020 |
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Ben de teşekkür ediyorum.
Öncelikle sunumları için de teşekkür ediyorum Sayın Genel Müdüre.
Benim de kısa birkaç sorum var, birkaç konuya da değinerek soruyla birlikte düşüncenizi alacağım.
Bir tanesi şu: Sunumunuzda da belirttiğiniz "Kentsel dönüşüm uygulaması yapacak belediyeler yatırıma ilişkin yıllık bütçelerinin yüzde 5'i ila imarla ilgili tahsil edilen harç gelirlerinin yüzde 50'sini kentsel dönüşüm uygulamalarına ayırmak zorundadır." ifadesini kullandınız. Hangi kanuni dayanağa göre, bunu merak ettiğim için soruyorum? Buradaki "yatırıma ilişkin yıllık bütçelerinin yüzde 5'i" ifadesini açar mısınız?
İkincisi, tabii, bu itfaiye norm kadro ve mevcut dolu kadro üçte 1'i. Ortada norm kadro varken hizmet alımıyla bu işin yapılması da pek doğru değil gibi geliyor bana. Bu kadroların alınması, yetiştirilmesi ve daha nitelikli teknik bir yapının oluşması daha doğru olmaz mı?
Sayın Şentürk burada mı? Değil. Örneğin "İzmir'de Belediye Başkanı nerede diye herkes aradı" diyor. Aslında ben deprem sonrası alana gittiğimde ilk gördüğüm, tamamen belediyenin ekipleriydi ve Başkanın da bizatihi kendisiyle de birlikte dolaştığımı söyleyebilirim. Belediye Başkanı da ordaydı ve her kurum alanı olan tabii ki mesafesine bağlı olarak orada yerini buldu, çok kısa sürede de toparlandı. Yani belediye başkanlarımızın bizzat alanda olduğunu söylemek isterim. Bu eksik kalmasın.
Şimdi, Afet ve Acil Durum Planı'nı yapmak belediyelerin görevi ancak tabii, bu planların yapılması çok afaki böyle hani, sanki baştan savar gibi yapılan planlar oluyor genellikle. Birilerine sorumluluk, yetki, görev vesaire tanımları yazılıyor, çiziliyor, ortaya plan çıkıyor ama uygulanabilir değil, kimse de bunun farkında olmuyor. Bunların, belki denetimi ve her belediyede bu denetimin sıkı bir şekilde Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü tarafından yetkilendirilen kişiler tarafından bütün belediyelerin dolaşılarak yapılması, önemli olur diye düşünüyorum.
Şimdi, önerileriniz gayet güzel ama birazcık daha, sanki, böyle temenni niteliğinde; daha somut önerileriniz olabilir mi? Ya da varsa belki buraya, hani, "Biz yetkimizi aşmayalım." diye yazamamış olabilirsiniz. Böyle daha somut ama mesela, ben, size somut bir öneride bulunayım: Her büyükşehir belediyesi, il belediyesi ve nüfusu örneğin 250 binin üzerinde olan ilçe belediyelerinin bir deprem etüt ve yapı kontrol laboratuvarı kurmasını şart koşabilirsiniz. Bu laboratuvarları akreditasyon -yani ilgili 6306'da da çünkü verilebiliyor yapı denetim kuruluşları ve yapı laboratuvarlarına yetki, lisans- ve bu laboratuvarlara bu yetki verilip zaman tanımı da süresi de sınırı da ortaya konularak şu kadar süre içerisinde kentteki o belediye sınırları içerisindeki bütün yapıları... Bir kere bu çok acil yapılması gereken bir şey. Yani bunu biz konuşuyoruz, ediyoruz ama yapı stokunun, envanterinin çıkartılması çok acil bilinmesi gereken bir şey. Dün, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü de buradaydı. Onların bu Mekânsal Adres Kayıt Sistemi'nde binaların bu Yapı Kullanma Belgesi veya Yapı Kayıt Belgesi bilgilerinin de olduğu ve buna bağlı olarak bir katmanda coğrafi bilgi sistemi üzerinden kentin durumunu doğrudan görsel olarak da görebildiklerini söylediler ama bütün yapıların taranarak o sistem içerisinde yer alması alınacak önlemlerin de daha etkin, daha hızlı olmasına imkân verecektir diye düşünüyorum. Dolayısıyla bu sürecin yani bu yapı envanterinin en kısa sürede hangi yapıyla olursa olsun, benim önerdiğim şekilde de olabilir veya yapı denetim kuruluşlarını devreye sokarak onlar üzerinden... Kanunda gerçi bunun yöntemi de var ama yapı denetim kuruluşları üzerinden bu işin yapılması ne derece sağlıklı sonuç üretir, ne derece hızlı bir sonuç getirir, onu bilemiyorum. Bu da mümkün ama somut olarak bence bütün... Ben Bornova Belediye Başkanlığı yaptığım için, kendim Bornova'da deprem etüt merkezi ve yapı kontrol laboratuvarı kurdum ve gerek karot testleri gerek beton içerisindeki, kolon ve kirişlerin içerisindeki demirin ve porozitenin, boşluk oranının vesairenin yani betonun "non destructive" dediğimiz yöntemle içerisindeki durumu da tespit eden çok özel bir laboratuvardı. Böyle bir laboratuvarın aynı zamanda teknik kadrosunu da tanımlayarak bir norm kadro gibi, 5 kişi, artık kaç kişiyse bunu da tanımlayarak mutlaka büyükşehir, il ve nüfusu 250 binin üzerindeki belediyelere yapma zorunluluğu, kurma zorunluluğu getirilebilir örneğin. Bu bir öneriydi.
Onun dışında, bir de "belediyelerin afet öncesi faaliyetleri, ekip ve donanımları hazırlamak" derken afet öncesi faaliyetler içerisindeki bu ekip ve donanımlar nedir, onu da merak ettim.
Teşekkür ederim.