| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ve 43 Milletvekilinin; Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi (2/3261) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 18 .12.2020 |
HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri; Milliyetçi Hareket Partisi adına kanun teklifi hakkındaki görüş ve düşüncelerimizi arz etmek üzere söz almış bulunmaktayım. Ben bütün katılımcı arkadaşları, bürokratları saygıyla selamlıyorum; hoş geldiniz.
Yoğun bütçe görüşmelerinin son gününde yine oldukça önemli olduğuna inandığımız geçici maddeyle beraber toplamda 44 maddelik bir teklifin görüşmelerine başlamış bulunmaktayız. Bilindiği üzere kullanıldıkları ortamlarda canlı-cansız hiçbir ayrım yapmaksızın büyük bir yıkıma yol açan, ölüme ve sakatlanmalara sebebiyet veren ve üzerinde ortak bir anlayışa yani konvansiyona varılamayan, konvansiyonel olmayan silahlara kitle imha silahları diyoruz. Türkiye bu alanda 1978'den beri Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması ile uluslararası silahsızlanma ve silahların yayılmasının önlenmesi antlaşmaları ve düzenlemelere taraf olmuştur. Bu çerçevede Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesine ilişkin 1540 sayılı Kararı'nı ülkemiz olumlu karşılamıştır. Ve Türkiye, bu manada ulusal raporlarını 2004, 2006, 2008, 2009 ve nihayetinde 2019 yılında 1540 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı'yla kurulan Komiteye sunmuştur.
Değerli Komisyon üyeleri, geldiğimiz bu noktada kitle imha silahlarının yayılması, teröristler tarafından ele geçirilmesi ve finansmanı sadece bölgesel değil, küresel barış ve güvenlik için çok ciddi bir tehdit hâlini almıştır. Bu kapsamda organize suç ve terörizm gerek sınırlarımız içinde gerekse uluslararası alanda önemli tehditler arasında ön sıralarda yer almaktadır. Yapılan araştırmalara göre, söz konusu bu duruma organize suç ve terör örgütlerinin suç piyasasının her alanında faaliyet göstermesi, narkoterörizm olgusu, suç gelirlerinin aklanması, küreselleşme ve bilişim teknolojilerindeki gelişmelerin sağladığı imkânlar etkili olmaktadır. Her geçen yıl trilyon dolarla ifade edilen bu suç gelirini elde eden bu yasa dışı örgütler, suç gelirlerini yasal sisteme sokarak meşru kaynaktan elde edilmiş gelir görüntüsü kazandırmak, bir başka deyişle aklamak için bilinen bilinmeyen her türlü yola başvuruyorlar. Aklanan suç geliri, suç örgütlerinin oluşturduğu tehdidi daha da artırmaktadır. Bu çerçevede, yasal sistem içinde bir girişimci kimliğiyle dolaşan yasa dışı suç örgütü liderleri veya elemanları yargıyı, kolluğu etkileme imkânına kavuşabilmektedirler. Böylece yasa dışı suç örgütleri bireysel özgürlük alanıyla, demokrasi, hukukun üstünlüğü, etkin işleyen serbest piyasa ekonomisi için her zamankinden daha büyük tehdit oluşturmaktadır.
Organize suç ve terör örgütleriyle mücadelede uygulamada olan klasik yöntemlerin beklenen neticelere ulaşmada yetersiz kalması, yeni araç ve yöntemlerin, güncel ve gelişmiş tedbirlerin devreye alınmasını zorunlu hâle getirmiştir. Bu araçlar da suç gelirlerinin aklanması ve terörün finansmanıyla mücadele olarak öne çıkmıştır. Suç gelirlerinin aklanmasıyla mücadelenin temel saiki gelir elde etmek olan çıkar amaçlı suç örgütlerini gelirden mahrum bırakmak suretiyle suç işlemenin cazibesini azaltmak amaçlanmıştır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun da öngördüğü mücadele için öngörülen araçlar ise aklamanın suç hâline getirilmesi, suç gelirlerine el konulması, bunların müsaderesi, başta kimlik tespiti ve şüpheli işlem bildirimleri olmak üzere önleyici tedbirlerin uygulanması, gerekli kurumsal altyapının oluşturulması ve uluslararası iş birliğidir.
Bugün, yasa dışı suç örgütlerinin küreselleşmesi, beraberinde mücadelenin de küresel düzeyde yapılması gerekliliğini zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle, uluslararası iş birliği ve ülke mevzuatlarının uyumlaştırılması önem taşımaktadır. Türkiye uzun zamandır gerek organize suç örgütleri gerekse terörizm tehdidiyle karşı karşıya bulunan bir ülkedir. Bu nedenle, aklama ve terörün finansmanıyla mücadele konuları Türkiye'nin de öncelikleri arasında yer almaktadır. Önümüzdeki kanun metni de tam da bu noktada bunu sağlamaktadır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak desteklediğimiz ve olumlu karşıladığımız teklifle, kitle imha silahlarının finansmanının yasaklanması hakkında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararlarının uygulanması ve ilgililerin mal varlıklarının Sayın Cumhurbaşkanının kararıyla dondurulması, yine aklama ve terörün finansmanı suçları bakımından suçtan elde edilen değere ilişkin rapor alma şartı aranmaksızın cumhuriyet savcısına el koyma kararı yetkisi verilmesi, halka açık olmayan anonim şirketlerde "hamiline" yazılı pay senetlerinin pay sahiplerine dağıtılmadan önce merkezî kayıt kuruluşuna bildirilmesi ve sisteme kaydedilmesi, özellikle internet ortamında izinsiz yardım toplama faaliyetlerine düzenleme cezalarının artırılması gibi önemli düzenlemeler yer almaktadır.
Saygıdeğer milletvekilleri, bizim seçim beyannamemizde de yer aldığı üzere siyasi, lojistik ve finans boyutu itibarıyla, terörün uluslararası desteklerine karşı etkili tedbirler alınması, teröre finansman desteği sağlayan uyuşturucu, akaryakıt, insan kaçakçılığıyla etkili mücadele edilmesi gerektiğine inanıyor ve öteden beri bunu savunuyoruz. Bu bakımdan, görüşmekte olduğumuz teklifin bir an önce Komisyonumuzda olgunlaşmasını ve bizim de Milliyetçi Hareket Partisi olarak desteklerimizi esirgemeyeceğimizi Komisyonumuza bir kez daha iletiyor, şimdilik teşekkür ediyorum.