| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ve 43 Milletvekilinin; Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi (2/3261) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 18 .12.2020 |
NİHAT YEŞİL (Ankara) - Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri, sevgili bürokratlar... Bakan yardımcıları buradaydı ama...
BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Bir saniye arkadaşlar.
NİHAT YEŞİL (Ankara) - Ya arkadaşlar...
Ali Bey, "Hep geçici, geçici." diyorsunuz, inşallah sen de geçici Komisyon Başkanlığı yaparsın yani.
BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Komisyon Başkanı bu tarafta, o teklif sahibi.
NİHAT YEŞİL (Ankara) - Teklif sahibi mi? Zaten o da geçici işte, geçici teklif sahibi olur.
Yani bu kanun, senin benim için değil; bu kanun, ülkemiz için, milletimiz için yapılan bir kanun.
BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Nihat Bey, şu geçici konuşmanı bir yap.
NİHAT YEŞİL (Ankara) - Değerli Başkanım, değerli arkadaşım şimdi hep böyle "Geçici olarak belediyeleri aldınız." diyor ya...
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Nihat Bey, bu konuda çok daha katiyiz, hukuk devleti konusunda.
BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Tamam Sayın Özkaya.
NİHAT YEŞİL (Ankara) - Yani değerli arkadaşlar, inşallah öyle olsun, biz de onu diyoruz, madem öyleyse diyor ki...
(Uğultular)
BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Arkadaşlar, gerek yok, işin esasına gelelim.
Buyurun Sayın Yeşil.
NİHAT YEŞİL (Ankara) - Şimdi, teklifin birçok maddesi Anayasa'ya aykırılık barındırmakla beraber, Adalet Komisyonu, İç Tüzük Madde 38 uyarınca Anayasa'ya uygunluk incelemesi yapmamış ve üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemiştir.
BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Yaptık, onu yaptık.
NİHAT YEŞİL (Ankara) - Bilmiyorum, böyle bir saatte, iki saatte getirip getirmediği...
Anayasa'ya uygunluk incelemesi yapılmayan ve üstelik torba öneri tarzında hazırlanmış bu teklif Anayasa'ya aykırıdır. İç Tüzük'ün 38'inci maddesi "Komisyonlar, kendilerine havale edilen tekliflerin ilk önce Anayasa'nın metin ve ruhuna aykırı olup olmadığını tetkik etmekle yükümlüdürler. Bir komisyon, bir teklifin Anayasa'ya aykırı olduğunu gördüğü takdirde gerekçesini belirterek maddelerin müzakeresine geçmeden reddeder." diyor ama maalesef bunlar yapılmıyor.
BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Bunu uyguladık.
NİHAT YEŞİL (Ankara) - Şimdi, değerli arkadaşlar, böyle bir saatte, yarım saatte, iki dakikada bunlar olacak şeyler değil. Yani hukukçu arkadaşlarımız burada, haddim olmayan bir şeyi konuşmak gibi bir şeyim de yok.
ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Kendisi de İçişleri Komisyonu üyesi.
NİHAT YEŞİL (Ankara) - Ben de aynı zamanda Komisyon üyesiyim ve biz Komisyon üyesi olmamıza rağmen, Komisyonda bırakın bilgi vermeyi, en ufak bir haberimiz bile olmadan tali komisyon olarak bizi alıyorsunuz. Yani nedir? Ne olduğunu... Tabii ki doğru olan, ülkemiz için geçerli olan bir kanun varsa biz bunu canı gönülden destekleriz, bu ülke hepimizin, biz asla bundan geri kalmayız. Ama sadece günü kurtarmak veya Anayasa'ya bir şekilde uydurmak için böyle bir şey yapılıyorsa bunlar doğru değil. İşte, zaten sıkıntı, böyle yaratılan bu ucube rejimin tekrar uydurma hesabı gibidir yani ondan dolayı bu sıkıntılar başımıza geliyor.
Ben 9'uncu maddeyle ilgili... Maddeyle Yardım Toplama Kanunu'nun faaliyetlerinin denetimini düzenleyen 16'ncı maddenin üçüncü fıkrasında değişiklik yapılıyor. Bunu göre: "Denetim ile görevlendirilenler ve izin vermeye yetkili makamlar, yardım toplama faaliyetiyle ilgili olanlar ile kamu kurum ve kuruluşlarından, bankalar dahil gerçek ve tüzel kişilerden denetim görevi kapsamına giren hususla sınırlı olarak ilgili bilgi ve belgeyi isteme yetkisine sahiptir. Talepte bulunulanlar özel kanunlarda yazılı hükümleri ileri sürerek bilgi ve belge vermekten kaçınamazlar." Yürürlükteki mevzuata göre sadece denetçiler bilgi ve belge isteyebilecekken teklifle izin verilmeyen yetkili makamlar da isteyebilecek. Bu durum kişisel verilere daha fazla kişinin erişmesine sebep olacak niteliktedir. Bu talep, sadece denetim görevi kapsamına giren hususlarla sınırlandırılmamıştır. Bu bilgi ve belgelerden nüsha alınıp alınmayacağı, alınacaksa ne kadar süre içinde yok edilebileceği ve benzeri koşullar da kayıtlanmamıştır. Anayasa madde 20'nin kapsamında kalan kişisel verilerin korunması hakkında açık ihlal oluşturacaktır. Gerçekten de 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu'nun 16'ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklik yardım toplama faaliyetleriyle ilgili, denetimle ilgili olarak bilgi ve belge isteme yetkisini denetçilerden, denetimle görevlendirilen ve izin vermeye yetkili makamlara doğru genişletilmektedir. Düzenlemenin kişisel verilere erişim yetkisine sahip olanları artırmasını, Anayasa'nın 20'nci maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı açısından gerekli güvenceyi içermesiyle birlikte değerlendirmek gerekir. Anılan düzenlemeye göre "Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir." Oysa teklif metni bir yandan kişisel verilere ulaşabileceklerin sayısını artırırken öte yandan kişisel verilerin toplanma, işlenme, saklanma, imha edilme usulleriyle bunlara yönelik itirazlarla ilgili olarak hiçbir güvence öngörmemektedir. Teklif metni bu itibarla Anayasa'nın 20'nci maddesinin üçüncü fıkrasıyla bağdaşmamaktadır.
Madde 10'la ilgili bir şeyim...
BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Olur, onu da alalım.
NİHAT YEŞİL (Ankara) - Yardım Toplama Kanunu'nun cezaları düzenleyen 29'uncu maddesi değiştiriliyor. İdari para cezaları, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerinin aklanması ve terörizmin finansmanıyla etkin mücadele etme iddiasıyla ciddi oranda artırılıyor. Bu aykırı davranışlar sonucu izinsiz toplanan mal ve paralara el konularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilecek. İdari yaptırımlara karar verme, toplama izni veren makam yetkili olacak. İzinsiz yardım toplayanlara idari yaptırımı vali verecek ancak vali bu yetkisini vali yardımcısına ve de kaymakamlara devredebilecek. Cezalarda orantılılık ilkesi ve belirlilik ilkeleri bakımından sorun yaratabilir. Valilere geniş yetki verilmesi ve mülkiyet hakkına kadar dokunan cezaların yargı kararı olmadan verilmesi, sorunludur. Muhalif birçok sivil toplum örgütü, topladığı yardımlardan "terörizmin finansmanı" bahanesiyle müdahaleye açık olabilecektir.
Teklifin 10'uncu maddesinde, 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu'nun cezalarına ilişkin 29'uncu maddesinde yapılan değişikliklerle idari para cezaları çok yüksek oranlarda artırılmaktadır. Her ne kadar madde gerekçesinde caydırıcılığın sağlanması amacından bahsedilse de TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranlarının katbekat üzerinde olan idari para cezaları artışı fahiş bir nitelik taşımaktadır.
Teklifin 10'uncu maddesi de 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu'nun cezalara ilişkin 29'uncu maddesine şu 3'üncü fıkra eklenmektedir: Bu kanunun 9'uncu maddesi uyarınca belirlenen usul ve esaslara aykırı olarak yurt dışına yardım yapan sorumlu kurul üyelerine 5 bin Türk lirasından 100 bin Türk lirasına kadar idari para cezası verilir. Ancak teklifin 8'inci maddesinde 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu'nun 9'uncu maddesine şu fıkrayı eklemektedir: Yurt içine ve yurt dışına yapılabilecek yardımlara ilişkin esaslar yönetmelikle düzenlenir. Şu hâlde, teklifin öngördüğü hâliyle, 2860 sayılı Kanun'un 29'uncu maddesinin üçüncü fıkrasının belirttiği şekilde, kanunun 9'uncu maddesi uyarınca belirlenen usul ve esaslara aykırı olarak yurt dışına yardım yapan sorumlu kurul üyelerine idari para cezası verileceği hükmü, ilgili usul ve esasların belirlenmesi, esas itibarıyla yönetmeliğe terk edildiği için suçta kanunilik ilkesine ve dolayısıyla Anayasa'nın 38'inci maddesinin birinci fıkrasına aykırıdır.
Çok teşekkür ederim Başkanım.