| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ve 43 Milletvekilinin; Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi (2/3261) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 18 .12.2020 |
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, daha önceki bir maddede -şimdi hatırlayamıyorum maddeyi, çok hızlı gidiyoruz- söylemiştik, orantısız olan cezalar, cezalardaki belirlilik ve oranlılık ilkelerine aykırıdır diye. Bu konuda Abdullah Bey bir açıklamada bulunmuştu, daha sonra bizim sözcümüz de "Bu konuda net bir bilgi vermediniz." diye eleştiride bulunmuştu, aynı şey burada da geçerli. Yani ceza hukuku sisteminin dışında, bu cezalardaki belirsizlik ve orantısızlık yani aşağıdaki ve yukarıdaki hadler arasındaki çok açık farklılıklar konusunda bize Komisyonda bilgi veren olmadı. Kanunu hazırlayan imzacı arkadaşlardan biri çıkıp da bu cezalardaki belirlilik ve orantılılık ilkelerine aykırı bu durumu açıklamadı. Birinci itirazımız bu. Bu konuda biz Komisyon üyesi olarak imzacı milletvekili arkadaşlardan açıklama istiyoruz. Çok önemli çünkü daha önce bir madde geçti, şimdi gene bir madde geldi.
İkinci nokta, mülkiyet hakkına kadar yönelebilecek idari yaptırımlara karar veren merci kim? Valilere geniş yetki veriyorsunuz, valiler kaymakamlara devredebiliyor. Ya arkadaşlar, yargı kararı olmadan bu yetkiyi, mülkiyet hakkına kadar ihlal, müdahale edebilecek bu yetkiyi, bu cezalarla ilgili yetkiyi nasıl vereceksiniz? Yani zaten yürütmenin yargı üzerindeki etkisini biliyoruz. O kadar da mı artık... Belli olmaz, yavaş yavaş iktidardan gitmeye başladığınız zaman bu yargı sisteminde yarın bir gün bu yargıçlar dönüverirler, artık kitaba göre karar verirler diye mi korkuyorsunuz? Nasılsa hazır valileriniz. Devletin valisi değil ki devletin kaymakamı değil ki çoğu, ayırıyorum bazılarını. Neyin? İktidarın. "Sarayın valisi olanlar, sarayın kaymakamı olanlar bu işte hazır." diyorsunuz yani yargıya hiç güvenmiyorsunuz biliyor musunuz. Çıkıyorsunuz, aykırı davranışlar sonucu toplanan mal ve paralara el konularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verecek olan valilere, kaymakamlara güvenmek durumunda kalıyorsunuz. Demek ki siz de yavaş yavaş bu iktidardan gidiyorsunuz arkadaşlar. Yargıçların, Anayasa Mahkemesinin son vermiş olduğu bazı kararlar var, bu kararlardan da sıkıntı çekmeye başlamışsınız anlaşıldığı kadarıyla.
Arkadaşlar, teklifin 10'uncu maddesi 2860 sayılı Kanun'un 29'uncu maddesinde değişiklikler yapıyor. Burada bir de 8'inci maddede de yani bir önceki maddede de "Yurt içine ve yurt dışına yapılacak yardımlara ilişkin usul ve esaslar yönetmelikte düzenlenir." noktası var. E, bu durumda, ilgili usul ve esasların belirlenmesi, esas itibarıyla Anayasa'daki kanunilik ilkesi 123, 124'üncü maddeler ihlal edilerek, Anayasa ihlal edilerek yönetmeliğe terk edildiği için suçta kanunilik ilkesini, dolayısıyla Anayasa'nın 38'inci maddesini de ihlal var burada. Yani neresinden tutsak Anayasa'ya aykırılık var; 38, 123, 124. Yani arkadaşlar, nasıl yönetmeliğe terk ediyorsunuz? Ali Bey dedi ki: "Birinci fıkrada biz amaçları belirledik, ikinci fıkrada usul ve esasların belirlenmesi yönetmelik tarafından yapılacak." Yok arkadaş, usul ve esasları tümüyle, külliyen -yönetmelikle her şeyi belirliyorsunuz- sarayın valilerine, kaymakamlarına ve yargının sopası olan sulh ceza hâkimlerine bırakıyorsunuz; ondan sonra da bu kanunu buradan geçireceksiniz. Zaten memleketin hâli belli ama yargıçlara dahi güvenmiyorsunuz, yargıçlara dahi; bir yargı kararı bile aramıyorsunuz.
Teşekkür ederim Başkanım.