KOMİSYON KONUŞMASI

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, 12'nci madde düzenlemesiyle, 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun dernek kurma hakkını düzenleyen 3'üncü maddesine yeni bir fıkra ekleniyor. Yeni fıkra eklenirken 3 tane amaç da ekleniyor.

Birinci amaç, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerinin aklanmasını; ikinci amaç, terörizmin finansmanını önlemek; üçüncü amaç uyuşturucuyla mücadele etmek. Bu amaçlarla yeni bir fıkra ekliyorlar. Ne fıkraları ekleniyor? Türk Ceza Kanunu'nun 53'üncü maddesinde bulunan, yoksun kalınan haklarla ilgili süreler geçmiş olsa dahi, affa uğramış olsa dahi, 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamında kalan suçlarla ilgili olarak ve... Türk Ceza Kanunu'nda yer alan "Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti veya suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçlarından -yani burada özellikle söylüyorum "mahkûm olanlar" diyor- derneklerin genel kurullarının dışında görev olamayacak, dernek organına da seçildikten sonra yukarıdaki suçlardan mahkûm olanların görevi sona erecek." deniyor. Şimdi, arkadaşlar bakın, burada uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti veya suçtan kaynaklanan mal varlığını, değerlerini aklama suçundan mahkûm olanlar, derneklerin genel kurulları dışındaki organlarında görev alamazlar hükmü var. Tabii, görev alamasınlar, tabii ki cezalandırılsınlar ama bu ülkede Zindaşti örneği var arkadaşlar, Zindaşti. Şimdi, kendisi "uyuşturucu baronu" olarak biliniyor ama ne hikmetse tutuklu yargılanırken, sahte pasaportları olduğu bilindiği hâlde bir anda serbest bırakılıyor -biliyorsunuz nasıl bırakıldığını, şimdi yargılanan hâkimler var- ve ülkeden firar ediyor. Arkadaşlar bu dönemde yargının da içine girdiği, hâkimlerin yargılandığı bu kirli işlere hepimiz tanık olduk. Hatta, Allah rahmet eylesin, Cumhurbaşkanı başdanışmanlarından Burhan Kuzu'nun da adının geçtiği telefon trafiği ortalığa döküldü, hepimiz şahit olduk ve şu anda süreç devam ediyor. Ben buradan şunu anlıyorum: Zindaşti gelip bir derneğin başında olabilir çünkü hakkında kesin karar yok ama hakkında terör soruşturması olan -yani henüz karar kesinleşmeden- dernek yöneticisi görevinden alınabilir, dernek faaliyetleri durdurulabilir. Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir şeyin olması mümkün değil.

Sonra, geçiyoruz TCK'nin 53'üncü maddesine. TCK'nin 53'üncü maddesi kapsamında yoksun bırakılan haklar var, af gibi durumlarda derneklerin genel kurulu dışındaki organlarında görev alamaması derneğe üye olma hakkını ihlal etmektedir, bu net. Ya, bir kişinin mahkûmiyeti sonrasında hakkında kısıtlama yoksa ömür boyu bir yaptırıma tabi tutulması, Anayasa'nın 13'üncü maddesine aykırı değil mi arkadaşlar ya? Kalıcı, kalıcı; siz 53'ü bir kenara itiyorsunuz, adama diyorsunuz ki: "Yaşam boyunca yoksunsun." Kimin yetkisinde? Hangi... Yani, anayasal hak ve özgürlüklerini kullanmasını engelliyorsunuz; bu, Anayasa'nın 13'üncü maddesine aykırı. Ayrıca bu düzenleme kendi içinde de çelişkili. Derneğe üye olabilen ve en üst organ olan genel kurulda görev yapabilen üyenin başkaca organlarda görev alamaması anlaşılır değil, tutarlı da değil. Ya, arkadaşlar bakın...

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Süleyman Bey, bakın, Adli Sicil Kanunu'nun 13/A maddesi gereğince geri alınabilir.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - "Affa uğramış olsalar" diyorsunuz.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - "Affa uğramış olsalar" diyor.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Evet, aynı şey milletvekilleri için de geçerli, diğerleri için de geçerli, yargı bu imkânı veriyor.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Hayır öyle değil, şimdi yeni Ceza Kanunu'nda memur haklarının iadesi durumu yok, o yüzden "13/A maddesi" diyor ama 13/A maddesi buraya uygulanamaz.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Arkadaşlar bakın, burada 53'üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş ya da affa uğramış olsa da, bu değişiklikle, dernek genel kurulu dışındaki organlarında görev alamayacağı hükmünü getirerek madde bünyesindeki geçici sınırlamaların yanına mutlak mahiyette kalıcı bir sınırlama getiriliyor. Her ne kadar kanun koyucunun belirli sınırlarla belirli suçlara ilişkin hapis cezasını mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak Ceza Kanunu'nun 53'üncü maddesindeki, genel hükümdeki sürelerden daha uzun süreler belirleyebilmesi mümkün olsa da, kişileri anayasal hakları kullanmaktan tamamen yoksun bırakmanın mümkün olmaması gerekiyor. Söz konusu kural, anılan suçlardan mahkûm olan kişilerin dernek kurma haklarının özüne dokunuyor ve Anayasa'nın 13'üncü ve 33'üncü maddelerine aykırı.

Yani sonuç olarak, şunu söylemek istiyorum arkadaşlar: Bu madde değişikliği, Anayasa'nın 10'uncu maddesindeki kanun önündeki eşitlik, 25'inci maddesindeki düşünce ve kanaat hürriyeti, 33'üncü maddesindeki dernek kurma hürriyeti, 13'üncü maddesindeki temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması hükümlerine aykırıdır. Bu da yasa teklifinin bir klasiği, Anayasa'ya aykırı, Anayasa maddelerine aykırı bir yasa teklifi daha.

Teşekkür ederim Başkanım.