| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ve 43 Milletvekilinin; Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi (2/3261) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 19 .12.2020 |
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dernek denetimlerine ilişkin 19'uncu madde, değişiklikle, mevcut durumda İçişleri Bakanı veya mülki idare amirinin talimatıyla yaptırılan denetimlerin, yine bu talimatla ve açıkça, kamu görevlileri eliyle üç yılı geçmeyecek şekilde düzenli olarak her yıl yapılacağı hüküm altına alınıyor. Mevcut kanunda denetimler için bir periyot öngörülmüyordu, yeni düzenleme her yıl denetim esasını getiriyor. Kanunda yer alan denetimlerde kolluk kuvveti bulunmayacağı, ilgili derneğe en az yirmi dört saat önce haber verileceği, denetimin mesai saatleri içinde yapılacağı kuralı korunuyor. Bakın, olumlu bir madde, ilk defa bir şey bulduk yani kolluk kuvvetleriyle denetimin yapılmayacağına ilişkin cımbızla bir... Özgürlükçü bir nokta, bunu unutmuşlar zannedersem Sayın Başkanım yani bunu da kaldırmak lazım.
Bakınız arkadaşlar, bu maddeyle Anayasa'nın 13, Anayasa'nın 123, Anayasa'nın 33'üncü maddeleri ihlal ediliyor. Nasıl ihlal ediliyor? Denetim yetkisiyle sınırlı olduğu belirtilmekle birlikte, hangi bilgi ve belgelerin kimler tarafından istenebileceği, ne süreyle ne şekilde işleneceği, imha edilip edilmeyeceği gibi kişisel verilerin korunması hakkını ihlal niteliğindeki bu alanlarda bir keyfîlik olabilir; bu keyfîliği idarenin eline bırakmak, yargıyı kenarda bırakmak ileride bu kalem başkalarının eline geçtiği zaman başka başka keyfîliklere neden olabilir.
Düzenli tutulan defterler ve bunların denetimi de ciddi yükümlülükleri olan derneklerin bu şekilde geniş yetkilerle denetimi açıkça, örgütlenme özgürlüğü açısından, hakkın özüne dokunmak anlamına geliyor. Burada teklifin 13'üncü maddesi, 5253 sayılı Kanun'un 19'uncu maddesinde yaptığı değişiklikle, "Gerekli görülen hâllerde, derneklerin tüzüklerinde gösterilen amaçlar doğrultusunda faaliyet gösterip göstermediklerinin, defterlerini ve kayıtlarını mevzuata uygun olarak tutup tutmadıklarının İçişleri Bakanı veya mülki idare amiri tarafından denetlenebileceği hükmüne, bu denetlemenin kamu görevlilerine yaptırılacağı ve söz konusu denetimlerin yapılacak risk değerlendirmelerine göre üç yılı geçmeyecek şekilde her yıl yapılmasının esas olduğu" ekleniyor. Yürürlükteki mevzuatta denetimlerin gerekli görülen hâllerde yapılacağına ilişkin ibare korunurken, periyodik denetim getirileceği kuralının eklenmesi burada bir çelişkiyi ortaya koyuyor. Ayrıca muhalif nitelikte görülen derneklerin kanuni bir gereklilik olarak periyodik şekilde, tüzüklerinde gösterilen amaçlar doğrultusunda faaliyet gösterip göstermedikleri hususunda denetlenmeleri idari yönden tacizlere yol açabileceği konusunda kuşkuları ortaya koyuyor, bir de dernek özgürlüğünün yapılabilirliğini de güçleştirebilir diye düşünüyorum.
Terörizmin finansmanının engellenmesi açısından derneklerin defterlerini ve kayıtlarını mevzuata uygun olarak tutup tutmadıklarının periyodik olarak incelenmesinin önem arz ettiği ve önleyici bir etki sağlayacağı varsayılsa dahi her hâlükârda düzenlemenin periyodik incelemenin yalnız rutin defter ve kayıt tutulmasına inhisar edileceği şeklinde kaleme alınması daha uygun olurdu gibi geliyor.
Bir de teklif metnine göre denetleme İçişleri Bakanı veya mülki idare amiri tarafından kamu görevlisine yaptırılabiliyor, bu denetimlerde görevlendirilebileceklere ilişkin esas ve usuller yönetmelik tarafından düzenlenecek diye açıklanıyor. "Kamu görevlisi" tabiri biraz önce arkadaşların da söylediği gibi çok geniş bir tabir yani burada bir temel hak konusu olan dernekleri kimlerin denetleyeceği konusunda belirlilik açıklanmıyor. Anayasa'nın 123'üncü maddesinin ilk fıkrasına göre "İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir." Anayasa'nın 33'üncü maddesinin üçüncü fıkrasına göre dernek kurma hürriyeti ancak kanunla sınırlanabilir. Dernek özgürlüğünün demokratik toplumlardaki önemi dikkate alındığında kanunilik ilkesi, derneklerin ciddi müeyyide riski altında tabi olacakları denetimlerin hangi kamu görevlisi kadroları tarafından yapılacağının kanun düzeyinde belirlenmesini ve bu konunun keyfîliğe bırakılmamasını gerektiriyor. Düzenleme, biraz önce dediğim gibi, Anayasa'nın 123, 33 ve dolayısıyla 13'üncü maddesi bağlamında kanunilik ilkesinin gereklerini karşılamayan bir düzenleme. Bu düzenlemenin yasalaşması dernekleri özel hukuk tüzel kişiliğinden uzaklaştırarak kamu yönetiminin bir yan kuruluşu hatta her türlü idari hiyerarşi içinde bir birim hâline getirme riskini yaratıyor ve bu düzenlemeyle birlikte artık derneklerin özgür, örgütlenme özgürlüğünü ortaya koyan bir yapıdan çıkıp İçişleri Bakanlığına bağlı bir resmî daire hâline geleceği kaygısını taşıyoruz.
Burada şu nokta da var: Denetleme yapanlar her türlü bilgi ve belge isteyebilir, özel kanunda yazılı hükümler ileri sürülerek belgeleri vermekten kaçınılamaz. O zaman bu özel kanunlar ne işe yarıyor arkadaşlar? Özel kanunları attınız bir kenara. Siz Avukatlık Kanunu'nu, Bankacılık Kanunu'nu atın bir kenara, temel kanun olmadığı hâlde, torba kanun içerisinde -terörizmin finansmanını engellenmesine ilişkin kanunun içine- beş altı maddeyle dernekler özgürlüğünü de örgütlenme özgürlüğünü de ortadan kaldırıcı maddeleri koyun. Torbayla özel kanunları bir kenara atın, bu özel kanunların hepsini de yani kullanılamaz hâle getirin. O nedenle bu madde, Anayasa'nın 20'nci maddesi, özel hayatın gizliliği, dernek kurma hürriyeti hükümlerine açıkça aykırı.
Bir de bu banka dökümleri var. Bunlar zaten imzalı, kaşeli bir şekilde bankadan alınır ve denetim sırasında müfettişe sunulur. Bu durumda müfettişler yani bir yazı aracılığıyla yetkilisi olmadığı bir banka hesabının bilgi ve belgelerini elde edebilir duruma gelecek yani bankadaki bilgi ve belgeleri müfettişler anında elde edecek. Yani ne diyelim, nereden tutacağız, nereden bakacağız?
Başka neler var? Başka tutulacak bir yanı yok yani ama biraz önce dediğim gibi bu özel kanunları tamamen etkisiz hâle getiren hükümlerle dolu bir yasa teklifi bu.
Teşekkür ediyorum Başkanım.