SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, 19'uncu maddeyle, Kabahatler Kanunu'nun tüzel kişiliğin sorumluluklarını düzenleyen 43/A maddesinde değişiklik yapılıyor. Burada, tüzel kişi hakkında idari para cezasına karar verilebilmesi için suçu işleyen kişi hakkında yürütülen soruşturma ve kovuşturmanın tamamlanmasının beklenmeyeceği düzenleniyor. Tabii, bu, Anayasa'nın gene masumiyet hakkından tutun birçok maddesine aykırı. Maddeye göre, dolandırıcılık, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma ve rüşvet suçu tüzel kişiliğin yararına işlendiği takdirde soruşturma ve kovuşturma beklenemez, idari para cezası kesilir. Kovuşturma sonunda beraat ederse para iade edilir. Yani bu hüküm, mahkemeleri, yargıyı gene ortadan kaldırıyor, yargı gene yok. Bu suçun oluştuğu kanısına kim varıyor, kim varacak? Önceki maddelerde olduğu gibi, İçişleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Adalet, Dışişleri Bakanlıkları; BDDK'nin genel müdür ya da başkan yardımcısı düzeyinde kişilerinden oluşan komisyon bu konuda bu kanıya varabiliyor; yargı yok, mahkeme yok.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Var, var.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sonra, sonraya geçmiyoruz ama, ilk başta başa bakıyoruz, başa, lekelenmeme hakkı diyoruz, lekelenmeme hakkı. Adamı sen alıyorsun, çamuru atıyorsun, ondan sonra kurtardığı zaman da bulaşmış durumda. Vatandaş KHK'lerle görevden alındığı zaman Abdullah Bey, hiç kimse yanına yaklaşmadı, ekmek dahi vermediler, esnaf selamı kesti. Aynı olay burada da geçerli şimdi, geçerli; adama çamuru atıyorsunuz ilk önce.

Yani o zaman hâkimlere, savcılara gerek yok arkadaşlar; hâkimlerin, savcıların boşuna maaş almasına gerek yok; ne gereği var? Bu Komisyon var nasıl olsa, idareden oluşturmuşsunuz Komisyonu. Bu durum, sayısız hukuk kuralına aykırılık teşkil ediyor. Suç ve cezaların aleniliği, yasallığı, belirliliği ve yasallık ilkesi baştan sona ihlal ediliyor. Ne diyelim? Başka bir şey diyecek hâlimiz yok.

Sağ olun.