KOMİSYON KONUŞMASI

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Başkanım, İstanbul Hukuktan mezun olduktan sonra avukatlık mesleğine başladım Aydın'da, bize hemen Moliere'in bir sözünü verdiler: "Avukatlar tarih boyu köle kullanmadılar ama hiçbir zaman efendileri de olmadı." diye, yani bu söz çok önemliydi. Sonra otuz yılık süreçte mesleğimizi icra ettik ama milletvekili oldum, artık, avukat olarak milletvekilliğim bittikten sonra kendimi yükümlü hissedeceğim. Bu kanunla birlikte, artık, ben de bir yükümlü oluyorum ve bu kanunun 21'inci değişikliğiyle beraber müvekkillerim de müşteri oluyor arkadaşlar, yani açık ve net.

Şimdi, burada getirilen değişiklikte...

SABRİ ÖZTÜRK (Giresun) - Maddede yok ki öyle "müşteri" ifadesi.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - 21'inci maddeye bakın, yükümlü neden yükümlüymüş?

SABRİ ÖZTÜRK (Giresun) - "Müşteri" ifadesi var mı?

TUFAN KÖSE (Çorum) - Müşterinin tanınmasına yönelik esaslar kapsamında.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Neden yükümlüymüş? Ne diyor 21'inci maddede? "Kimlik tespiti" ibaresi, "Müşterinin tanınması" diyor. Yani yükümlüler müşterinin tanınmasını sağlayacaklar, avukatlar da yükümlü olduğuna göre, "Kimlik tespiti" "Müşterinin tanınması" olarak değiştirildiğine göre biz de müşteri tanımlayacağız.

Arkadaşlar, bakın, bu değişiklikle 2'nci maddesine şüpheli işlem bildirim yükümlüsü olarak serbest avukatlar, özgür avukatlar ekleniyor. Bu avukatlar, sınırlı olarak... Resmî işlemlerden taşınmaz alım satım, şirket vakıf ve dernek kurulması idaresi ve devredilmesi gibi işlerle sınırlı olmak üzere savunma hakkı ihlal edilmeden yükümlü olarak belirleniyor. Bu arkadaşlar, avukatlar, mal varlığının yasa dışı yollardan elde edildiğine ilişkin, yasa dışı amaçlarla kullanıldığına ilişkin müvekkillerinin yani müşterilerinin herhangi bir bilgisini, şüphe teşkil eden bir noktayı gördükleri takdirde hemen MASAK'a bildirecekler. Yani özgür avukatlar, serbest avukatlar yani özgür savunma, muhbir savunma olacak; muhbir, avukatlara muhbirlik hakkı yani muhbir. Ya, arkadaşlar, avukatları alın, İçişleri Bakanlığına bağlayın, bir de maaş bağlayın ya! Bu ne rezalettir ya, böyle bir şey olabilir mi? İşimizi gücümüzü bırakacağız -savunma hakkı gibi dünyada binlerce yıllık emeklerle alınmış, özgürlüklerle gelmiş bir noktada- bir de muhbirlik yapacağız. Arkadaşlar, böyle bir yasa teklifinin olması mümkün değil, olamaz yani olamaz. Ben şahsen otuz yıllık avukat olarak kendimi yükümlü, müşteri ve muhbir bir yapının içerisinde bulmaktan hazzetmiyorum yani böyle şey olmaz.

Bakınız arkadaşlar, bu kanun teklifiyle ilgili "Avukatların sır saklama yükümlülüğü var, avukatların sır saklama yükümlülüğü var." diye defalarca konuşuyoruz. Avukatların sır saklama yükümlülüğü var, nerede var? Avukatlık Kanunu'nda var. Avukatlık Kanunu'nu ihlal eden bir kanunu nasıl getirirsiniz arkadaşlar ya? Avukatların çalışma şeklini, iş yapma şeklini, özgürlüğünü ve kanununu ihlal eden bir düzenleme gelmesi düşünülemeyecek bir noktaydı ama geldi. Kimlik tespiti, işlemlerin izlenmesi, bilgi ve belge verme, şüpheli işlem yükümlülükleri, muhafaza ve ibraz yükümlülükleri avukatların savunma haklarıyla asla bağdaşamıyor arkadaşlar, bağdaşabilir mi? Savunma hakkının içindedir bunlar, sır saklama yükümlülüğünün içindedir. Bu kapsamda 21'inci maddede gerekli tedbirlerin alınması ifade edilmiştir. Avukatlar, müvekkillerinin bilgilerini açığa vuramazlar; bu, mesleğin en temel kurallarından biridir. Avukatın sır saklama yükümlülüğü süresiz olup müvekkil-vekil ilişkisinde güven inşasının temelidir. Çoklu baro getirdiniz ya o 2'nci kurulan barolar var -baroları kuramadınız- o barolara da bu maddeyi uygularsınız inşallah. Başka diyeceğim bir şey yok, diyeceğimiz bir nokta da yok.

Yani, mesleki faaliyet nedeniyle öğrenilmiş şahsi, ailevi, ticari, kurumsal her türlü sır buna, sır saklama yükümlülüğüne dâhildir. Mesleki faaliyet nedeniyle öğrenilmiş şahsi, ailevi, ticari, kurumsal her türlü sır buna dâhildir. Avukatlık Kanunu, avukatın sır saklama yükümlülüğü sebebiyle tanıklıktan çekilme imkânı bile vermektedir. Bu temel ilkenin istisnası ise bellidir: Ancak avukatın kendisine yüklenen hukuki, cezai yargılamada savunmasını yapabilmesi için bilgilerin paylaşılması zorunluysa ve ilgili kişilerin bilgileri açığa vurmada rızası varsa, avukatlık mesleğinin icrasıyla veya Avukatlık Kanunu'nUn bütünüyle avukatların işbu Kanun kapsamında yükümlü kılınması kesinlikle kabul edilemez.

Ayrıca gerekçede ve kanunda yapılan değişikliklerin devamında "müşteri" ibaresi kullanılmıştır, avukatlar müşterilere değil, müvekkillere sahiptir. Değişiklik yapılan ilgili kanun hükümlerinde yer alan müşteri ibareleri avukatlık mesleğinde kabul edilemez. Avukatlık mesleği kamu hizmetidir, kamu yararı avukatlık mesleğinde en önemli noktalardan biridir. CMK değişiklikleriyle artık avukatlar kamu görevi ifasında bir adım öne çıkmışlardır ama kamu görevi ifasını yapalım derken de İçişleri Bakanlığına bağlı, MASAK'a bilgi veren, ihbarcı bir meslek grubu olarak da adlandırılması gerekmemektedir. Bu, avukatlık mesleğinin özgürlüğüne ve meslek ilkelerine aykırıdır. Müvekkil de avukat da müşteri ve hizmet veren ilişkisinden farklı olarak birbirine karşı sorumludur. Bu çok önemli arkadaşlar: Müvekkil de avukat da müşteri ve hizmet veren ilişkisinden farklı olarak birbirine karşı sorumludur. İlkesel olarak avukat, adaletin oluşması için görevini yerine getirir. Müvekkilleri "müşteri" olarak tanımlayan bu düzende yalnızca adalet değil, menfaat ilişkileri devreye girmektedir. "Müşteri" ibaresi fahiş bir yanlışı ifade etmektedir.

Öte yandan, 2008 yılında da buna benzer Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik'in 4'üncü maddesinin (ş) bendinin eklenmesine ilişkin bir düzenleme yapılmıştı. Danıştay 10. Dairesi elimde bulunan, gösterdiğim karardan da anlaşılacağı üzere 2008/1675 esas, 2013/508 karar numaralı 24/1/2013 tarihli kararıyla bu bendi iptal etmiştir. Sayın Başkan, biraz sonra söz verirseniz Barolar Birliği Temsilcimize çünkü davayı açan, davayı takip eden, davacı Türkiye Barolar Birliği; bu konuda bizi bilgilendirir diye düşünüyorum.

Danıştay, gerekçede 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun'da yükümlüler belirlenirken avukatların bu kapsamda değerlendirilmediğini belirterek FATF'ın hukuk meslekleriyle uğraşanlar için ayrıcalıkların ve gizliliklerin ülkelerin kendilerinin belirleyeceğini söylediğini vurgulamıştır. Danıştay, bu 2 temel gerekçeyle "Savunma hakkı bakımından diğer kanun hükümlerine aykırı olmamak kaydıyla 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 35 inci maddesinin ikinci fıkrası kapsamındaki işlerden taşınmaz alım satımı, şirket, vakıf ve dernek kurulması, idaresi ve devredilmesi gibi işlerle sınırlı olmak üzere serbest avukatlar" ifadesini iptal etmiştir.

Danıştay kararının varlığına rağmen, mevzuata tekrar aynı hüküm sokulmaya çalışılmaktadır. Yargı kararlarının nasıl tanınmadığını ve önemsenmediğini görürken avukatlık mesleği de üzülerek söylemek gerekirse ayaklar altına alınmaktadır. Ama baroların da Türkiye Barolar Birliğinin de bu konuda sesini duymak biz hukukçu olan milletvekillerinin de en büyük hakkıdır.

BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Söz talebi var zaten Barolar Birliğinin Süleyman Bey.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Oluşturulan bu tabloda ne gittikçe azalan adalet tanımının yerini bulması ne de savunma hakkının usulünce yerine getirilmesi tamamen hayal ürünü olacaktır. Avukatların yükümlü kılınmasıyla avukatlık mesleği icra edilemez bir hâle bürünecektir.

Teklif edilen 20'nci madde Anayasa'nın 20'nci maddesine -özel hayatın gizliliği- 138'inci maddesine -mahkemelerin bağımsızlığı- ve Avukatlık Kanunu'na ve savunma özgürlüğüne, savunma hakkına ihlal getirmektedir. Bu nedenle bu maddenin acilen geri çekilmesi CHP'li, İYİ PARTİ'li, MHP'li, AKP'li, HDP'li hukukçu milletvekillerinden özellikle beklenmektedir.

Teşekkür ediyoruz.