KOMİSYON KONUŞMASI

ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkanım, biz de görüşlerimizi belirttikten sonra en son kendisine söz verirseniz daha iyi olur, en azından toparlamaları için.

BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Sayın Koç, buyurun.

Zaten Barolar Birliği Temsilcisi önceden söz talep etmişti bu konuda.

ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, değerli hukukçu meslektaşlarım, avukat arkadaşlar bu konuda görüşlerini belirtiler. Arkadaşların görüşlerine aynen katılıyorum. Yalnız ben şunu belirtmek istiyorum ki, bakın, avukatlık mesleği gerçekten Türkiye'de ve dünyada saygın olunması gereken bir meslek. Esasında savunmanın tarafsız ve bağımsız bir yargının oluşabilmesinin 1'inci temel kriteri savunma makamının gerçek anlamda güçlendirilmiş olmasından geçiyor ve öte taraftan, gerek kamuda ve gerek diğer alanlarda da güçlendirilmiş, itibar sahibi hâline getirilmiş bir savunma makamının olması gerekiyor.

Üç ayaktan bahsediyoruz, yargılama makamlarının en önemli süjesi olarak belirtiyoruz savunma makamını. Biraz önce arkadaşlarımız da belirttiler ama kişinin, maznunun tek sığınabileceği, vatandaşın tek sığınabileceği alan olarak da aynı zamanda savunma makamını görüyoruz. Yani siz iktidar olarak veya kamunun -iddia makamı olsun, diğer süjeler olsun- elindeki bütün imkânlarla kişiye karşı bir soruşturma alanı açtığınızda da yine devlet, kişinin kendisini savunabileceği, kişinin sığınabileceği alan olarak da savunma makamını öngörmüş ve buna göre de yüzyıllardır bu şekilde hizmet eden bir makam hâlinde.

Şimdi, tabii, Avukatlık Yasası'ndaki bu çoklu baro nedeniyle getirilen yasa çalışması sırasında avukatlık mesleğinin gerçek anlamda sıkıntılarını çok net bir şekilde burada masaya yatırdık ama ne yazık ki düşüncelerimiz burada da yine çok fazla itibar görmedi ve avukatlık mesleğinin Türkiye'de, savunma makamının Türkiye'de ne kadar ne denli sıkıntıda olduğunu da biz çok net bir şekilde dile getirdik. Ancak, şunu hemen söyleyeyim: Şimdi, arkadaşlarımız da dile getirdiler ama sır saklama meselesi sadece savunmaya bağlı olan bir alan değildir, bir savunma süjesi değildir. Sır saklama meselesi, sır saklama yükümlülüğü avukatın gerçek anlamda, kamunun bütün yetkilerine rağmen, kamunun bütün güçlerine rağmen herhangi bir kişinin, tüzel kişilik veya şahsın sığınabileceği alan açısından getirilmiş olan bir mekanizmadır; bu, tarafsız ve bağımsız bir yargının tecellisi için getirilen bir makamdır. Aslında bu alana dokunulmaması gerekiyor. Bunun zedelenmesi hâlinde gerçek anlamda yargının o temel olan üç ayağından birini zedelemiş olursunuz. Kanun teklifinde her ne kadar "Savunmaya zarar vermeyecek şekilde..." bir ibare konulmuş olsa da bunun uygulamada gerçek anlamda savunma dışındaki o alan olarak avukatın veya meslektaşın bu konuda ikircikli bir alan içerisine itileceğini de biz burada düşünmek durumundayız.

Şimdi, burada yine özel bir yasa var, özel bir yasa getiriliyor, Avukatlık Yasası da özel bir yasadır. Özel yasayla özel yasanın hükmü bir şekilde ortadan kaldırılıyor. Bu, kanun tekniği açısından da aslında önemli bir sorun teşkil edecek.

Şimdi, biz bu açıdan baktığımız zaman, bir bütün olarak baktığımız zaman avukatlık mesleğini, gerçek anlamda, toplumun nezdinde daha tarafsız ve bağımsız bir yargının oluşması için güçlendirmemiz gerekirken bu yönlü bir yükümlülüğü de avukatın üzerine getirmek ve avukatın bu şekilde elindeki olan bir fırsatı biraz daha kısıtlamak avukatlık mesleğine getirilebilecek en büyük darbelerden biri olacaktır. Bu nedenle, biz bu kanun teklifinin, bu maddenin özellikle geri çekilmesini talep ediyoruz.

Teşekkür ediyorum.