KOMİSYON KONUŞMASI

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Son olarak, ben de kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum.

Şimdi, bu kanun aslında bize bir şey gösteriyor yani hep konuşulan bir şeyin ispatı gibi. Ekonomiyi düzeltmek istiyorsak hukuku düzeltmemiz lazım. Türkiye gri listeye girmesin, ekonomik olarak daha fazla zarar görmesin diye işte bu kanunu bugün tartışıyoruz; içine de serpiştirilen başka şeyler var.

Değerli arkadaşlar, şimdi birkaç maddede düşüncelerimi sıralayacağım. Birincisi: Bir ülkenin gelişebilmesinin birkaç yolu var. Birincisi, ya yer altı zenginlikleriyle dolu bir ülke olacak -yani işte, bazı Arap, Orta Doğu ülkeleri gibi- ya da bunlar olmadığı hâlde, doğru, etkili bir yönetim şemasıyla dünyada başarılı bir model oluşturacak ve bu modeli, bu ikincisine -ilkini genel itibarıyla, belki bundan sonra bunları temin edeceğiz Akdeniz'de, orada, burada ama- şu ana kadar sahip olabilmemiz için... Biz bu ikinci model üzerinden başarılı bir Türkiye inşa edebiliriz. Bunun için de yasama, yürütme, yargıda kuvvetler ayrılığı olması lazım, basın özgürlüğü olması lazım, her kuruşun hesabını özgürce, görevden alınmadan, endişe taşımadan soran bir Sayıştaya sahip olmamız lazım. Özerk kuruluşların, denge denetleme sistemi dediğimiz kuruluşların varlığına ihtiyacımız var. Gerçekten bilim yuvası olacak özerk üniversitelere ihtiyacımız var. Seçimlere her oranda saygı göstermemiz lazım; bunun her türlü teminatının verilmesi, sağlanması lazım. Dernekler, STK'ler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, aynı zamanda bunlara yönelik çıkarılan yasalar, bunların hareket alanı, o ülkelerin demokrasiye bakış açısını, gelişmişlik düzeyini de gösteren verilerdir. Bugün İskandinav ülkelerini model olarak alın, işte 7-8 milyonluk ülkelerde 15-20 milyon dernek, STK, vakıf üyesi görürsünüz yani herkes 5-6 tane ayrı ayrı derneğe vesaireye üye olmuştur; bu, örgütlü toplumun ve başarılı modelin örnekleridir. Mahkeme kararlarının uygulanması, AİHM kararlarının uygulanması yani AİHM kararlarına aykırılık... Spesifik bir başvuruyla ilgili karar vermesine gerek yok bizim mahkemelerimizin. Zaten Anayasa 90 gereği, AİHM'in örnek kararlarını aslında mahkemelerin model olarak alması lazım. Bunlar delil olarak sunulduğunda onaylamak lazım. Bunu bırakın, bizatihi, bizle ilgili verdiği kararları dahi maalesef yargı uygulamıyor. Anayasa Mahkemesi kararları tartışılmaz, uygulanması lazım. Anayasa mahkemesi kararlarını çok beğendiğim için söylemiyorum bunları. "Türkiye nasıl zayıflamaz, daha iyi olur"u anlatıyorum. Bakın, burada bir kanun çıkarıyoruz -saydık, 7 ayrı kanunda- çok hoyratça yapılan düzenlemeler var ve bir motivasyon var, ne olacaksa hızlı olması lazım motivasyonu. Dolayısıyla, kanunlar yamalı bohça hâline geliyor.

Son olarak şunu bir kez daha dile getireceğim: Bakın, bize, Komisyon üyelerine, herhangi bir konuda kanun teklifi gelecekse bunu en az bir hafta öncesinden tebliğ edin, burada kaliteli yasamayı yapma imkânı tanıyın bütün herkese, hazırlık yapma imkânı tanıyın. Kaçıncıdır üst üste bu uyarıyı yapıyorum, kırk sekiz saatlik asgari bir süre var, ona dahi uyulmuyor. Bundan sonra gelecek ilk yasada da tekrar kırk sekiz saat veya daha az bir sürede tebliğ ederseniz o kötü niyeti bir kez daha tescillemiş oluruz ve bunu tüm Türkiye'ye ilan ederiz. Adalet Komisyonu Türkiye Büyük Millet Meclisinin en önemli komisyonudur ve biz burada yaptığımız çalışmalarla Türkiye'yi, ekonomiyi düzeltebileceksek en başta burası düzeltecek diyorum.

Hepinize saygılar sunarım.