KOMİSYON KONUŞMASI

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Evet, teşekkür ediyorum ben de, başarılarınızın devamını diliyorum.

Şimdi, 3 sorum var aslında; kısaca geçeceğim, fazla uzatmadan. Şimdi, bu kamu-özel iş birliği projeleri, yap-işlet-devret projeleri çok büyük projeler yani enerji projeleri de var bunun içinde, üstyapı projeleri var, hastaneler var, aklınıza gelebilecek birçok alanda, yollar, köprüler vesaire, projeler bu kapsamda yapılıyor ve bu yap-işlet-devret kanunu ve ilgili mevzuat -bu kamu-özel iş birliği projelerinin dayanak olduğu mevzuat- sözleşmelerin özel hukuk hükümlerine tabi olduğunu, bu nedenle Sayıştay denetiminin dışında, ihale mevzuatının dışında olduğunu ve özel hukuk hükümlerine tabi olduğu için de görülemeyeceği, bakılamayacağı, incelenemeyeceğini de tanımlıyor. Şimdi, tabii, özel hukuk hükümlerine tabi olan bu projeler... Biliyorsunuz, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun kamuyu ayırıyor, özeli ayırıyor ve kamu bu kapsamın da dışında. Sizin, kamunun da bu kapsamın içerisinde olması konusunda bir öneriniz de var.

Şimdi, ben merak ediyorum: Özel hukuk hükümlerine tabi olan bu projeler Yapı Denetimi Hakkında Kanun çerçevesinde mi denetleniyor? Ki öyle olmadığını zannediyorum çünkü bakanlıkların ilgili daire başkanlıkları bunu denetliyor. O zaman, kamu binası mı ya da kamu yapısı mı, kamusal yapılar mı bunlar? Öyle olduğu için herhâlde kamu denetliyor, Yapı Denetimi Hakkında Kanun'a tabi değil. Yani burada ben ciddi bir belirsizlik, bir bulanıklık görüyorum. Bununla ilgili dikkatimi çeken herhangi bir bunu tanımlayan mevzuat da yok. Çünkü kendi içinde çelişen bir durum olduğunu düşünüyorum. Özel hukuk hükmüne tabi ve bir özel sektör kuruluşu tarafından yapılan bir yapı; en az yirmi beş yıllık bir süre boyunca özel olarak işletilecek ve onun yaptığı bir yapı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'a tabi değil. Bu çelişki bana şey geldi bu anlamda, belirsiz bir durum ortaya çıkardı. Bu konuda ne düşüyorsunuz? Bir.

İkincisi, ben hep şunu düşünürüm: Depremsellik haritasını buraya gelen her kuruluşumuz koymuştur, siz de gayet iyi biliyorsunuz; o kırmızı, Anadolu, Türkiye coğrafyasında nerelerin daha yüksek risk altında olduğunu. Şimdi, yerel yönetimlerin kendi içinde bir sınıflandırma şeyi var, nüfusa göre sınıflandırılan yerel yönetim yapısı var Türkiye'de; mahalli idareler. Tabii, onları aynı zamanda Gelişmişlik Endeksi'ne göre de ayırıyorlar çünkü kamudan, devletten gelen finans kaynağı, mali kaynaklar hem nüfus yapısına hem de Gelişmişlik Endeksi'ne göre. Şimdi, yerel yönetimlere ayrı bir sınıflandırma, ayrı bir klasifikasyon, depremsellik riskine bağlı olarak bir sınıflandırma yapılarak bunun üzerinden yerel yönetimlerde olması gereken mühendis, mimar, şehir plancısı gibi uzmanlık alanlarının norm kadro içerisinde mutlak istihdam zorunluluğu bu klasifikasyona bağlı olarak getirilebilir mi? Ki bu, bana göre son derece düşünülüp ciddi bir şekilde üzerine eğilinilmesi gereken bir konu. Aynı zamanda, bununla birlikte, mesela şunu da sormak istiyorum: Yerel yönetimlerdeki -ben uyguladım, benden sonraki dönemdeki arkadaş kapatmış gerçi- deprem etüt merkezi ve yapı kontrol laboratuvarı gibi, işte nüfusu 250 binin üzerinde olan yerel, mahalli idarelerde yapıları da belli, tanımlanmış ve meslek kuruluşlarıyla, kamunun diğer kuruluşlarıyla birlikte iş birliği ve bir üst yapıda organize edilen bir çalışma disiplini içerisinde eğitimleriyle, uygulama birliğiyle, bu depreme yönelik yerel yönetimlerin daha fonksiyonel olması ve bu koordinasyonun içerisinde yer alması sağlanabilir mi hem bu norm kadro yapısı üzerinden hem de böylesi bir laboratuvarın varlığı üzerinden nasıl değerlendirirsiniz? Kendi içinde 2 soru oldu gerçi. Bunları öğrenmek isterim. Sizin düşünceniz ne olabilir veya bu konuda bir çalışma yapılmış mıdır, yapmayı düşünür müsünüz? Yani "Yerel yönetimlerin depremselliğe göre bir sınıflandırma yapılarak o depremsellikle ilişkili norm kadro yapısına olması gereken yapıları tanımlamak ve bunun üzerinden koordinasyonu, iş birliğini sağlamak konusunda ne düşünürsünüz?" diye sormak isterim.

Teşekkür ediyorum tekrar.

İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI YÖNETİM KURULU BAŞKANI TANER YÜZGEÇ - Ben teşekkür ediyorum.

Şimdi, kamu-özel iş birliği projeleri, her proje, bu özel projeler kendi içerisinde özel denetim mekanizmalarına sahip oluyorlar ama kurumsal olarak da şahsen de biz, kamu-özel iş birliği projelerini desteklemedik, sonuçlarının...

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Ortada defakto bir durum olduğu için soruyorum, destekleyip desteklememek anlamında değil, tabii ben de kabul etmiyorum yapılan yöntemi.

İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI YÖNETİM KURULU BAŞKANI TANER YÜZGEÇ - Şu anlamıyla da desteklemedik: Bir yapının ortaya çıkarılış biçimi itibarıyla da desteklemedik. Yani yapım yöntemi, bir ihale yöntemi veyahut da şey yönteminden ziyade sonuçlarının maliyetleri itibarıyla da desteklemedik. Ama özel yapıların her zaman farklı bir denetim mekanizmaları vardır, var olmuştur. Yani sadece mevcut kamu-özel iş birliği projeleri için söylemiyorum, ondan önce yapılmış olan tüm projeler de "özel müşavirlik hizmetleri" adı altında özel denetim mekanizmaları... Bunlar kuşkusuz ki devletin ilgili birimlerinin ya da kurumlarının dâhilinde veya gözetiminde olmak üzere.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Daire başkanlıkları...

İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI YÖNETİM KURULU BAŞKANI TANER YÜZGEÇ - Mesela, bir başka örnek size: TOKİ'nin işleri de aslında yapı denetim sisteminin dışındadır. Yani yapı denetim alanı aslında bu anlamıyla sınırlı bir alana itilmiştir.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - TOKİ kamusal bir kurum, yaptığı işi, mevcut mevzuat gereği kamusal denetimini kabul edebilirim TOKİ'nin. Yani şöyle: Doğu olup olmadığı anlamında değil, mevzuata göre kabul edilebilir. Ama kamu-özel iş birliği projelerinin mevzuatta özel hukuk hükümlerine tabi olduğu ifade edilirken bir yandan yani bunların özel bir iş olduğu ifade edilirken denetimi kamu denetimi altında sürdürülüyor; burada bir çelişki olduğunu düşünüyorum.

İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI YÖNETİM KURULU BAŞKANI TANER YÜZGEÇ - Kuşkusuz çelişki ama nihai işveren ve sahibi kamu olarak lanse edilir kamu-özel iş birliğinde.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - İşte, o zaman özel hukuk hükümlerine tabi olmaması gerekir.

İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI YÖNETİM KURULU BAŞKANI TANER YÜZGEÇ - Evet, o artık bizim sınırlarımızı biraz geçiyor.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Evet, evet, ben gayet iyi anlıyorum.