KOMİSYON KONUŞMASI

ULAŞ KARASU (Sivas) - Teşekkür ediyorum Başkan. Sayın Başkana ve hocama da teşekkür ediyorum.

Tabii, şöyle bir durum var yani Türkiye'de aslında deprem gerçeğini konuşmaya 99'dan sonra başladık. Ondan önce yaşadığımız daha büyük depremler var ama 99'dan sonra bir milat oldu deprem noktasında. 2002'de de Başkan, siz iktidar olunca bu uygulamaların birçoğunu siz hayata geçirmek zorunda kaldınız, sevabı da günahı da sonunda sizin iktidarınıza nasip oluyor. O yüzden bazı şeyleri eleştiri olarak görmemek gerekiyor diye düşünüyorum. Yani şunun iyi bir yanı yok -dün de konuşuldu- 2000 yılında dünyada 22 tane 6,5 üzerinde deprem oluyor, 2 tanesi ülkemizde; 170 kişi ölüyor, 157'si bizim ülkemizde. Yani bunun nedenlerini tabii ki konuşmak zorundayız ve bunun nedenlerini araştırmak zorundayız. Şimdi, ben, TOKİ geldiğinde de söylemiştim, sormuştum -kendi sunumlarında vardı- Türkiye'de İç Anadolu Bölgesi genelde üçüncü deprem bölgesinde, TOKİ kentsel dönüşümlerin birçoğunu -yüzde 38'ini- İç Anadolu Bölgesi'nde yapmış. Yani Ege'de yüzde 5 yapmış, Marmara'da yüzde 11 yapmış, İç Anadolu'da yüzde 38 yapmış. Demek ki bir öncelik programlaması yapılmamış bununla ilgili. Az önce konuştuğumuz şekilde TOKİ o kentsel dönüşümleri değil de daha çok farklı projeleri gerçekleştirmiş.

Şimdi, İstanbul'u konuşuyoruz, İstanbul'u biliyoruz, Kadıköy'de dönüşüm üç dört yıl içinde bitti. Niye? Kadıköy'de daireler para ediyordu, biraz metrekarelerde artım sağlanınca Kadıköy'de dönüşüm bitti ama şimdi, Esenler'i nasıl dönüştüreceğiz, Bağcılar'ı nasıl dönüştüreceğiz, bununla ilgili somut projeler evet, somut projeler ortaya koymamız gerekiyor. Bununla ilgili de şimdi imarda artış yaparsak zaten artırabilecek bir konum yok. Ne yapmamız gerektiği konusunda aslında odaların da belki önerilerinin olması gerekiyor. Yani odalar da bu konuda, özellikle dönüşüm yapılması gereken bölgelerde nasıl bir yol izlenmeli, bununla ilgili daha somut öneriler sunabilir.

Fay hatları noktasında, deprem İzmir'de Seferihisar açıklarında oldu ama 60 kilometre ilerideki binalar yıkıldı. Fay hattının üzerinde değildi binalar. Buna karşın aynı bölgede 50 katlı binalar mevcut, siz o bölgenin zemininin çürük olduğunu ifade ettiniz. Yani asıl İzmir depremi gerçekleşse bu 50 katlı binalar nasıl bir tepki verirler? 50 katlı binaların zemin etütleri de yine sonunda jeoloji mühendisi arkadaşlar tarafından yapılmıştır. O bölgede nasıl bir tepki bekliyorsunuz?

JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI DEPREM DANIŞMA KURULU BAŞKANI PROF. DR. OKAN TÜYSÜZ - Sayın Vekilim, İzmir depremi olmadı. İzmir'de deprem olmadı, İzmir 70 kilometre uzaktaki bir depremden zayıf zemin koşulları nedeniyle etkilendi. İzmir'in içerisinden geçen de diri faylar var, İzmir'de de deprem olacak. "Ne zaman olacak?" derseniz bunun için detaylı çalışmaların yapılması lazım. 18 il içerisinden fay geçiyor ama bu 18 ilin ya 1, ya 2 tanesinde hangi aralıklarla deprem olduğunu biliyoruz, bu konuda çalışmalar yok. Bu konuda paleosismoloji çalışmaları yapılmaya başlandı, sonra AFAD desteği buradan çekildi, sadece MTA çalışmaya başladı. MTA'daki ekip de son derece kısıtlı, o nedenle bu çalışmalar yarım kaldı, uzun bir süredir bu çalışmalar yapılmıyor. 50 katlı binanın altında 80 metre temel var yani büyük binalar, genellikle yüksek binalar mühendislik hizmeti alarak yapılan binalardır. Eğer depremlerde yıkılan binalara bakarsanız çoğu 4 ile 7 kat arasındadır yani mühendislik hizmetinin çok ciddi anlamda verilmediği yapılardadır, bugüne kadar büyük hasar ortaya çıkanlar.

ULAŞ KARASU (Sivas) - Zeminde iyileştirme yapıldığında eğer uygun şartlarda yapıldığında zemin kumunda bir şekilde çözülebiliyor.

JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI DEPREM DANIŞMA KURULU BAŞKANI PROF. DR. OKAN TÜYSÜZ - 50 kat bina yaparsanız zemine para yatırıyorsunuz ama 5 kat yapıyorsanız zemin umurunuzda bile olmuyor.

JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI YÖNETİM KURULU BAŞKANI HÜSEYİN ALAN - Ben, bir şeyi ifade edeyim; şimdi, biz raporumuzda, bu kentsel dönüşümde en önemli sıkıntı finans yani, bir finansman modeli önerdik aslında, bir miktar toplanıyor; bunun belki eskiden böyleydi, Afet İşleri Genel Müdürlüğünde bir afet fonu söz konusuydu. Buna ilişkin bütün paralar da orada toplanıyordu, afetlerin finansmanında kullanılıyordu; buna benzer bir model önerdik. Özellikle, bu kentsel dönüşümlerden kaynaklı alanlarda toplanan bazı imar harçlarından yine yerel idarelerin özellikle bazı belediyelerin, bazı harçlar koyma konusunda da yetkilendirilmesi gerektiğine ilişkin düşüncemizi de rapor içinde ifade ettik yani bu Büyükşehir Belediyeleri Kanunu'nda olabilir, başka Belediyeler Kanunu'nda olabilir.

ULAŞ KARASU (Sivas) - Onların zamanı var, periyoda yaydığınızda zamanımız var.

JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI YÖNETİM KURULU BAŞKANI HÜSEYİN ALAN - Şimdi onu ifade edeyim, orada da aslında raporumuzda ifade ettik Sayın Vekilim. Şimdi, biz riski en yüksek olan alanlardan başlamak zorundayız yani hem zemin hem bina açısında riskli, yoğun ve üst üste çakışan alanlardan başlamak zorundayız, aksi takdirde bütün Türkiye'yi dönüştürmemiz mümkün değil. Buna kaynağımız olmadığını hepimiz biliyoruz, kaynaklarımızı rasyonel kullanmak amacıyla da riskin en yüksek olduğu alanlardan başlamak zorundayız yani belki gidip İstanbul için örnek vereceğim, ne bileyim Levent'te yapmayacağız, gideceğiz Çırpıcı deresi üzerinde oturan yapılardan başlayacağız, belki Kahramanmaraş'tan başlamamız lazım, Bursa'dan başlamamız lazım.

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Hatay'dan başlamak lazım.

JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI YÖNETİM KURULU BAŞKANI HÜSEYİN ALAN - Hatay'dan başlamak gerekiyor yani sonuç itibarıyla riskin en yüksek olduğu alanlardan biz başlamak durumundayız. Kentsel dönüşüme ihtiyacımız var mı? Var. Yenilemeye ihtiyacımız var mı? Var. Bir yasa var, evet ama bu yasanın hızlı bir şekilde bu alanlara yönlendirecek bir mekanizmanın, buna ilişkin bir finans kaynağının da yaratılması gerekiyor. Bizim, o açıdan önerimiz dediğim gibi, fon kurulması, yine yerel idarelere de bölgesel bir dayanışma içerisinde bazı iş ve işlemler için harç konulabileceğini ve bu amaçla kullanabileceğini düşünüyoruz.