| Komisyon Adı | : | (10 / 3200, 3361, 3362, 3364, 3365) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Prof. Dr. Ayfer Gedikli'nin ve Prof. Dr. Seyfettin Erdoğan'ın, kentsel dönüşümün finansmanı hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 27 .01.2021 |
HULUSİ ŞENTÜRK (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Değerli hocalarıma yapmış oldukları çalışmadan dolayı da teşekkür ediyorum.
Öncelikle, sukuk konusu bir finansal araç olarak Türkiye gündeminde uzun yıllardır var ama ne yazık ki bu konuda gerekli gelişmeler bir türlü sağlanamadı. Çok ufak çaplı çalışmalar var, bunu da hepimiz biliyoruz, kira sukukları dâhil olmak üzere. Ben, tabii, prensip olarak "İslami" kelimesinin bu alanlarda kullanılmasına şiddetle karşı biriyim çünkü paranın dini de imanı da olmaz. Sadece biz Müslümanların hassasiyetlerini gözetmesi anlamında İslami kullanılıyor, bunu da galatımeşhur gibi görüyorum, çok doğru olduğunu düşünmüyorum. Mantıklı bir finans aracıdır, ben paramla para kazanmak istiyorum kardeşim. Bunun faizden tek farkı proje ortaklığı gibi, burada sukukta siz projenin ortaklık hisselerini çıkarıp dağıtıyorsunuz. Dolayısıyla burada aslolan projenin rantabl, fizibil olması. Bir projemiz var, 100 bin lira maliyeti olacak, beş yılda bitecek ve 200 bin lira kazanacaksam ben bunu sukukla da ihraç edebilirim. Açık ve net konuşalım, riski çok düşükse çünkü riski yüksekse sukukta da müşteri bulamazsınız zaten. Çünkü yatırımcı iki şeye bakar; bir, fizibil mı, iki, riski kabul edilebilir, risk iştahı seviyesi olarak kabul edilebilir bir seviyede mi diye bakar. Risk iştahı olarak kabul edilebilir bir seviyede değilse istediği kadar kârlı olsun zaten girmez. Şu an Türkiye'nin yaşamış olduğu sıkıntının da temelinde bunlar yatıyor aslında, projelerin fizibil olması değil, bununla ilgili güven problemlerinden, risklerden kaynaklanan sıkıntılar var. Dolayısıyla sukuk Türkiye'de gelişmeli mi? Evet, gelişmeli ama bunun kentsel projelerde, kentsel dönüşüm projesi olarak değil de Türkiye'de ki projelerin finansmanında sukuk diye tartışsak daha doğru olabilir. Çünkü bakın, kentsel dönüşümü ele aldığımızda bir kere baştan korkunç bir hisle karşı karşıyasınız. Niye kentsel dönüşüm projelerinde biz kredi bulamıyoruz? Çünkü her an yargı yoluyla durdurulabilecek, on yıl, yirmi yıl tökezleyebilecek projelerden bahsediyoruz. Her şeyi bitmiş, tertemiz projeyi bana bugün bulun, ben size Avrupa'dan bile çok çok düşük kredileri çok rahat bulayım.
İkincisi, ben Maltepeliyim, onu söyleyeyim, gösterdiğiniz resim Maltepe "Nish Adalar" dediğimiz bölgede Başıbüyük Mahallemizin yanı ama orası bir kentsel dönüşüm projesi değildi, Kiptaş arazisi ve Emlak Konut arazileri, ne yazık ki ben doğru bulmuyorum, sırf gelir elde edebilmek ve bu geliri sosyal konut projelerinde kullanabilmek amacıyla orada toplu konutlara müsaade edildi ama bir kentsel dönüşüm değil. Kentsel dönüşüm Başıbüyük için geçerli ama planlarıyla ilgili hâlen davalar devam ediyor. Ama Nish Adalar'ın olduğu yer bir kentsel dönüşüm projesi değil, bildiğiniz normal bir imar çalışmasıdır, konut projesidir orası.
Şimdi, Barcelona'yı örnek verdiniz, Değerli Hocalarım, elbette çok iyi biliyorsunuzdur, bu işlerde çalışmışsınız ama ben hem bir belediyeciyim hem de bir işletme mühendisiyim. Dolayısıyla her iki alanda da ekonomik olarak da, şey olarak da... Barcelona'ya ben de bizzat gittim, bu çalışmaları yerinde... Ama bakın, öncelikle şunu unutmayalım: Biz Avrupa ülkesi değiliz, Barcelona, olimpiyat bahanesiyle milyarlarca euroyu kasasına doldurabildi, o eurolar üzerinden de o kentsel dönüşüm çalışmalarını, özellikle de tasarım bölümü çalışmalarını yürüttüler, bir.
İki, on küsur yıl planlaması süren, on beş yıl uygulaması süren yani çeyrek asırda gerçekleşen bir projeden bahsediyoruz. Şimdi, burası Deprem Komisyonu yani bizim her an, Allah muhafaza, İstanbul dâhil olmak üzere, büyük şiddetli bir depremle karşılaşma riskimiz var ve bizim öyle kentsel dönüşümle... Kentsel dönüşüm Türkiye için gerekli, olmalı ama Komisyon olarak bizim önceliğimiz depreme karşı alınabilecek acil önlemler olmalı. Benim bir binam var ve her an yıkılabilir, ben altında kalabilirim, ne yapabiliriz, korkunç bir yapı stokumuz var, bunun dönüşümüyle ilgili ciddi paralara ihtiyaç var ve siz de konuşmanızın başında söylediniz, gerçekçi olalım, bu işin siyasetine gerek yok, Türkiye'nin imkânları belli, eti budu belli ve bu kadar kısa zamanda bu işin gerçekleşmesi... Mesela, ben burada sizden evvel Müteahhitler Birliğinde de aynı soruyu sormuştum, kentsel dönüşüm, İstanbul'da 1 milyon konutu beş yılda dönüştüremezsiniz, fiziken dönüştürürsünüz ama kime satacaksınız? Pazarı yok, 1 milyon konutu İstanbul'da beş yılda satamazsınız. Dolayısıyla proje kendi içerisinde fizibil olmaktan çıkıyor. Türkiye gündeminde sukukla ilgili uzun yıllar mutlaka tartışılmalı ve bu işin bir an evvel borsa ayakları gelişmeli; bu konuda çalışmalarınızdan dolayı sizi gerçekten tebrik ediyorum, takdir ediyorum. Dediğim gibi, bunu hiçbir şekilde siyasi ve İslami olarak da görmüyorum, bir finans alternatifi olarak görüyorum ve bu konuda çalışmaların çok değerli olduğuna inanıyorum.
Türkiye'nin kentsel dönüşümünün çok önemli olduğuna inanıyorum ama bugün için, bizim için acil olanın depreme karşı yapısal dönüşüm projesi olduğunu düşünüyorum.
Çalışmalarınız ve sunumunuzdan dolayı size bir kez daha teşekkür ediyorum.
PROF. DR. SEYFETTİN ERDOĞAN - Biz teşekkür ederiz.
Kısa bir söz alabilir miyim?
OTURUM BAŞKANI İLYAS ŞEKER - Buyurun Hocam.
PROF. DR. SEYFETTİN ERDOĞAN - Öncelikle çok teşekkür ederiz, hakikaten çok onur verdiniz, güzel şeyler söylediniz.
"İslami" kavramını biz de zaman zaman çok tartışıyoruz, kullanmak gerekir mi? Ama artık literatürde "İslam ekonomisi" veya "İslami finans" diye bir alan oturdu. Biz, tabii, çıkarken "İslami finans" kavramını kullanmayacağız, zaten kullanılmaması gerekir, demin de söylemiştim "sukuk" diye bahsedilip kullanılabilir, o açıdan herhangi bir sıkıntı yok. Dolayısıyla "İslami" kavramını başlığa koymadığınız sürece herhangi bir sıkıntı yok. O açıdan teşekkür ederim.
Onun dışında zaten diğer konuların herhâlde birçoğunda hemfikiriz.
Teşekkür ederiz katkınız için, sağ olun.