KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

İlk söz olduğu için on beş dakika.

Değerli arkadaşlarım, biz Varlık Fonunun denetimi üzerine bir toplantı yaptık, denetimle ilgili bu çalışma o; kanun bunu şey yapıyor.

Sayın Bakan, Sayın Başkan daha doğrusu -bakan olacaksınız; ağzımdan kaçtı- denetim konusuna hiç girmedi. Bize Sümerbankın kuruluşundan... Ne Sümerbankı Sayın Genel Müdür ya? İstiklal Savaşı'ndan mı çıktı Türkiye? Nereden, ne söz ediyorsunuz ya? Gönderdiğiniz referans... Bu hâle mi geldi Türkiye? Gerçekten arkadaşlarımızın yönetiminde bu hâle mi geldi yani ne ilgisi var? Bir hikâye anlattınız bize, bir şey çizdiniz; hâlbuki biz denetimle ilgili... Bakın, bu fon kurulurken -Varlık Fonu, Varlığa Dayalı Kalkınma Fonu- en çok tartışılan konu, denetimdi. Niye? Çünkü Anayasa'nın 165'inci maddesi açıkça ortadaydı. Sermayesinin direkt ya da dolaylı olarak yarısından fazlası devlete ait, kamuya ait olan bütün kurumlar Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından denetlenecek; bu, Anayasa maddesi yani bunu değiştirecek, arkadan dolaşılacak falan hiçbir şey yok. Bunu tartıştık. Madem siz şu şu kurumları alacaksınız, sizin dediğiniz gibi 180 senelik, 200 senelik, 50 senelik kurumları; o zaman Türkiye Büyük Millet Meclisi bunu millet adına denetleyecek. Bu uzun süre tartışıldı, edildi.

Bakın, Devlet Denetleme Kurulu üyesi arkadaşlar, demişsiniz ki: "Bu kanun çıkarken gerekçelerde Sayıştay denetimine tabi değildir denilmiş." Bakın, o kadar çalışmamışsınız ki, o kadar yüzeysel yapmışsınız ki, baksaydınız gerçek gerekçelere, o madde, "Sayıştay denetimine tabi değildir." maddesi burada çıkartıldı, şu anda kanunda böyle bir madde yok. Olmayan maddeye gerekçe koyuyorsunuz yani. Yaptığınız iş yani bizim 145 milyar dolarlık milletin zenginliğine nasıl baktığınızı ortaya koyan bir şey.

Arkadaşlar, bu fon devlet tarafından denetlenecek. Deniliyor ki: "Efendim, bunlar zaten Sayıştay tarafından denetleniyor." O zaman Devlet Denetleme Kuruluna denetleme görevi verildi? Devlet Denetleme Kurulu uzman bir kuruluş olabilir ama devletin mali konulardaki denetlemeyle ilgili esas uzman kuruluşu Sayıştaydır, Sayıştaya verseydi Sayın Cumhurbaşkanı, niye Devlet Denetleme Kuruluna verdi? Öyle değil, elinin altındaki şeylerle gidiyor değerli arkadaşlarım. Burada, baştan bizim iddiamız buydu, devletin, milletin denetiminden, Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetiminden milletin zenginliklerinin bir kısmını çıkaracaksınız; bu problemdir, bu kabul edilemez bir şeydir dedik ve olan şey de budur değerli arkadaşlarım maalesef.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şu an yaptığınız ne Sayın Bekaroğlu? Denetim yapıyorsunuz. Neyi kandırdılar, neyi sakladılar?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Hayır, denetim filan yapmıyoruz.

Ben konuşacak mıyım? Bu arkadaşların konuşmama girdiği korsan bildirisini düşecek misiniz benim süremden?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen Sayın Aydemir, siz konuştuğunuzda fikirlerinizi ifade edersiniz.

Buyurun.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Şimdi, bakın değerli arkadaşlarım, Devlet Denetleme Kurulu çok ileri gitmiştir. Nasıl? Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa'nın 165'inci maddesini görmezden geldi, biz Anayasa Mahkemesine götürdük, maalesef Anayasa Mahkemesi de görmezden geldi. Yani Anayasa'ya aykırı bir kanun yaptık biz ve o gidiyor. Devlet Denetleme Kurulu da kanun maddesi ihdas etti kendisine göre. Nasıl ihdas etti Devlet Denetleme Kurulu? Şöyle ihdas etti: Yani kendisine verilen görev, bağımsız denetleme kuruluşunun yapmış olduğu denetimin denetleme standartlarına uygun olup olmadığını denetlemekti; yazmak değil, gerçekten denetim yapmaktı, bunu yapmamıştır. "500 tanedir." falan diye hiç dersine çalışmadan gelmiştir. Kusura bakmayın, sizin kişiliğinizle hiçbir derdim, problemim yok değerli arkadaşlarım.

Bakın, değerli arkadaşlarım, şimdi, Türkiye Varlık Fonu son dönemde dünya kadar yeni şirket satın almakta.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sayın Bekaroğlu, Anayasa 165 ne diyor?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bak, önünde, oradan okursun.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ben baktım.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ne diyor Anayasa 165?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - "Kanunla düzenlenir." diyor Anayasa 165, tam da o maddeye göre düzenlenmiş.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ne diyor Anayasa 165?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Tam da ona göre düzenlenmiş işte.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ne diyor?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Okuyayım: "Sermayesinin yarısından fazlası doğrudan doğruya veya dolaylı olarak Devlete ait olan kamu kuruluş ve ortaklıklarının..."

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bu süreleri bana vereceksiniz herhâlde Sayın Başkanım, arkadaşlar korsan sunum yapıyorlar.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - "...Türkiye Büyük Millet Meclisince denetlenmesi esasları kanunla düzenlenir."

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sana bilgi veriyor işte bedavadan.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bilmiyor muyuz bunu yani.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu süreyi ilave edeceğim konuşmanıza, tamam.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bakın, Sayın Naci Ağbal bu kanun çıkarken o kadar zorlanmış ki böyle bir şey yapalım da idare edelim noktasına geliyor. Bakın, okuyun, gidin, tutanakları okuyun; bu, öyle bir şey yapalım da idare edelim noktasında.

Bakın, demokrasilerde böyle bir denetim olmaz. Bir insan hem icra eden hem de kendisini denetleyen, böyle bir şey olmaz. Cumhurbaşkanı kendisine tayin edilmiş olan denetleme kuruluşlarıyla kendisini denetleyemez, böyle bir şey olamaz; bunlar hep göstermeliktir değerli arkadaşlarım.

Neyse, ben devam edeyim, benim süremi ilave olarak vereceksiniz Sayın Başkanım, madem az zamanımız var.

Birtakım şeyler satın alınmış, niye satın alıyor, onu da bilemiyorum, diyor ki... Nesiniz siz? Varlığa dayalı kalkınma fonu. Hangi varlığa dayalı? Ondan sonra, diyorsunuz ki: "Biz bu varlıklarla hiçbir tane..." Rehin gösterdi, böyle bir şey olur mu? Varlığa dayalı... Varlığa dayalı kalkınma fonu olarak mevcut varlıklara dayalısınız, değil mi? Sonra, bu kalkınma işini niye siz yapıyorsunuz? Niye bu kadar şirket kuruyorsunuz ve satın alıyorsunuz madencilikle ilgili, enerjiyle ilgili?

Şimdi, size soruyorum: Onko İlaç Sanayi Ticaret AŞ'yi, bunu niye satın aldınız, ne oldu? Yani nedir, hangi stratejiyle aldınız? Ya, bilmiyorsunuz, orada var, raporlarda var. Onko İlaç Sanayi Ticaret AŞ'yi hem de kaça almışsınız biliyor musunuz? 51 liraya. 51 liranın 41 lirası da şerefiye. Allah Allah, niçin böyle şeyler yapmışsınız, onları bilemiyorum. Bakın, onkoloji ilaçları yapan bir şirket bu şirket.

Tahincioğlu İnşaat ve Turizm... Ne yaptınız yani siz şirket kurtaran bir fona mı dönüştünüz? Yani bunlarla mı Türkiye kalkınacak? Ha, başka şeyler de var. İşte, yeni fonlar kurdunuz, yeni şirketler kuruyorsunuz.

Şimdi, denetimle ilgili bir şey sorayım. Kanundan şöyle anlaşılıyor: Yeni kurulacak şirketler, fonun yeni kuracağı şirketler yani alt fonlar Sayıştay denetimine tabi olmayacak. "Eskiler tabidir." diyorsunuz. Sayın Mustafa Bey de dedi ki: "Büyük çoğunluğu tabidir bunlara."

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Kanunu biz çıkardık, o demiyor yani, biz öyle çıkardık kanunu.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya, tamam; bir dakika, bir şey söyleyeceğim.

Peki, yarın çıkar da Türkiye Varlık Fonu derse ki: "Artık, tabi değildir." Ne tutacak bunu arkadaşlar? "Artık, Sayıştay denetimine tabi değildir." derlerse... "Bu şirketler diğer şirketler gibidir, niye biri tabi de..." derlerse kim düzeltecek bunu, ne yapacak? Kanunda böyle bir şey var mı? Kanunda böyle bir şey maalesef yok.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, Sayın Başkanım, bu Sümerbank olayını başka yerlerde, basın toplantısında falan bir daha söylemişsiniz, hiç ilgisi yok Sümerbank olayıyla. Sümerbank olayı bambaşka bir şey. Sümerbank olayında, gerçekten, İstiklal Savaşı vermiş bir ulus kendi imkânlarıyla, tırnaklarıyla kazıya kazıya bir şey yapmıştır. Siz ne yapıyorsunuz, biliyor musunuz Sayın Başkanım? Siz, neoliberal sistem ulusal, küresel bir dünya sistemi kurmuş, Türkiye'nin varlıklarını, zenginliklerini oraya entegre ediyorsunuz. Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının o dönemde yaptıklarıyla sizin yaptıklarınızın hiçbir ilgisi yok. Dolayısıyla bunu bir daha başka yerlerde söylemeyin.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Niye, zorunuza mı gitti?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bakın, İstanbul Finans Merkezi Gayrimenkul Yatırım Alt Fonu: 2019 yılı dönem kârı 1 milyar 190 milyon filan diye devam ediyor. Bu kâr rakamı nereden gelmiş? Yani bir örnek olarak veriyorum. Gerçekten, denetçi de bunu soruyor, izah edememişsiniz.

2019 yılında bu fon finansal piyasalarda iyileşmeyi ve derinleşmeyi destekleme amacı doğrultusunda Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından ihraç edilen 3,7 milyar avro tutarındaki ikraz, özel tertip devlet iş borçlanma senetlerini kamu bankalarına satıyor. Bu nasıl bir şey, bu nasıl bir kaynak oluşturmak? Niye hazine yapmıyor bunu direkt olarak, niye? Konuşurken de sordum, hiçbir şekilde bunlara cevap vermediniz. Niye yapıyor? Bu konuyla ilgili söyleyecek hiçbir şeyiniz yok Sayın Başkan.

Başka bir şey söyleyeyim: ÇAYKUR, elbette sosyal bir kuruluştur. Niye o zaman aldınız? Siz kendiniz bir röportajda, Aydınlık gazetesine vermiş olduğunuz bir röportajda da -Aydınlıkla da iyi geçiniyor Hükûmet- şunu söylüyorsunuz: "ÇAYKUR'un sosyal işlevi var." Çok iyi.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Zoruna mı gidiyor?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Peki, Varlık Fonu niye aldı, yani ÇAYKUR'u niye bünyesine aldı? Bu konuyla ilgili hiçbir şeyiniz yok değerli arkadaşlarım. Size bir şey söyleyeyim: ÇAYKUR'u aldıktan sonra ÇAYKUR, 2017 yılında 267 milyon, 2018 yılında 657 milyon, 2019 yılında 635 milyon zarar etmiştir. Sadece ÇAYKUR mu? BOTAŞ 2017 yılında 3,3 milyar kâr ederken 2018 yılında 2,5 milyar, 2019 yılında da 5,6 milyar zarar etmiştir. PTT... PTT'ye olumlu rapor da vermemişler, görüş bildirmemişler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Bekaroğlu, müdahalelerden dolayı iki dakika ek süre veriyorum.

Buyurun lütfen.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İki dakika çok az, zaten iki dakika verecektin.

2017 yılında 641 milyon, 2018 yılında 215 milyon lira kâr ederken 2019'da 1,2 milyar lira zarar etmiştir. Değerli arkadaşlar, bu da zarar etmiştir.

Başka bir şey söyleyeyim değerli arkadaşlarım: Türkiye Varlık Fonunun kârlılık gelişimi. Bakın, 2018'de şirketlerin, bağlı şirketlerin hepsinin toplam borcu -bütün, konsolide toplam borç- 194 -küsurlarını söylemiyorum- milyar TL, 2019'da toplam borç 284 milyar TL; yüzde 46 artmış; finans dışı. Finanstaysa 2018'de 773 milyar TL, 2019'da 936 milyar TL borç. Topladığınız zaman, 2018'de 968 milyar TL, 2019'da 1 trilyon 221 milyar TL. Yani 166 milyar dolar borcu var bu 245 milyar dolar eden bu varlıklarımızın. Hikâye anlatmayın, hikâyeyle bu şey olmaz.

Şartlı görüş vermişler size. Niye şartlı görüş vermişler? Çünkü konsolide edilmesi falan da problem olmuş. Mesela PTT gibi, bu paraların nereden geldiğine, nasıl geldiğine dair hiçbir yere yazılmamış kuruluşlar var. Nasıl siz bunları denetliyorsunuz, ne yapıyorsunuz?

Mesela, başka bir örnek "Gizlilik nedeniyle 1 milyar 983 milyon TL tutarındaki diğer alacaklara ilişkin yeterli bir uygun denetim kanıtı elde edilememiştir." Deniliyor; BOTAŞ'la ilgili söylüyor bunu. Bu nasıl bir şey yani? Milletin parasını bu şekilde mi bekliyorsunuz? Bu şekilde mi bir denetim yaptı Devlet Denetleme Kurulu?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - BOTAŞ denetime tabi zaten.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bitiriyorum Başkanım.

Bakın, Varlık Fonunun denetimi de şartlı olmuştur, problemlidir ama uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch de durağan görünümünü negatife çevirmiştir yani sizin Varlık Fonu için "Uçuyoruz, zenginleştik, şu kadar kâr ettik." dediğiniz dönemde.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamamlayalım lütfen, süreniz doldu, toparlayalım.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Az bir süre daha verirseniz, bitireceğim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun lütfen, buyurun.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Değerli arkadaşlarım, bakın, Sayın Başkan diyor ki... Sisal'dan söz ediyorum, Demirören'den söz ediyorum, KDV'yle ilgili şeyler, bir sürü tartışmalar oldu. Ya, devlet niye kumar işiyle ilgileniyor, bunu bize bir söyleyin? Nasıl artıracak bu şeyleri? Siz diyorsunuz ki: "Biz milletin kumar oynadığını vatandaşlık numaralarından biliyoruz."

Sayın Başkanım, bakın, bu fon bahsettiğiniz gibi öyle dünyayı, Türkiye'yi uçuracak bir fon değildir, maalesef yapılan çalışmalar arasında bu şekilde bir çalışmanız da şimdiye kadar olmamıştır, yoktur.

Bakın, bizim BTK'miz sanal kumar oynatmadan dolayı bu Sisal'ın erişimini engellemiş ve sekiz sene sonra, dokuz sene sonra Sisal'a veriyorsunuz ve Sisal şimdi kumar oynatıyor, sanal kumar oynatıyor. Ya, siz ne yapıyorsunuz bu bilgileri?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Bekaroğlu, toparlayabilirseniz, çok aştınız sürenizi.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bitiriyorum, son cümlelerim.

Mesela, siz bir yerinde İstanbul Finans Merkezi için diyorsunuz ki: "Daha çok faiz geliri elde etmek için..." Ya, bu Sayın Cumhurbaşkanı her gün "Yüksek faize karşıyım." diyor ya. Siz millete döndüğünüz zaman "Faiz kötüdür, haramdır." filan, ondan sonra faizde hokus pokus bütün o numaraları... Çünkü bu nedir? Ortada hiçbir para yok, bir tane kâğıt basıyorsunuz, sanal ve hayalî bir şeyi devlete dayıyorsunuz, devletten alıyorsunuz. Ondan sonra da diyorsunuz ki: "Devlet bizi fonlamıyor, biz devleti fonlamayacağız, bütçeyi fonlamayacağız." Ya, bütçe sizi fonluyor yani bütçede milletin vergileriyle oluşan kaynakları alıyorsunuz ve milletin denetiminden uzak, nereye harcadığınızı belli değil.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, teşekkür ediyoruz Sayın Bekaroğlu.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Üstelik de bunu denetleyemiyor, doğru dürüst denetleyemiyor. "Denetliyor." diyorsanız o zaman, zaman verirsiniz, bunları konuşuruz, tartışırız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum, sağ olun.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Son cümlemi söylüyorum...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kaçıncı son cümle?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Genel Müdür, burada denetimle ilgili bir sunum yapmadınız maalesef, propaganda yaptınız ve çok kötü bir propaganda yaptınız, hikâye anlattınız maalesef, üzülerek ifade ediyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum, sağ olun; böylece tamamladık süremizi.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sayın Genel Müdür çok güzel konuştu, anlattı.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Neyin propagandasını yaptı Sayın Bekaroğlu?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Senin propagandanı yaptı.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sümerbankla nedir sıkıntınız?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sümerbankla sıkıntım yok. Sümerbankla bunun ne ilgisi var ya!