KOMİSYON KONUŞMASI

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Süreyi fazla kullanmayacağım Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri ve Türkiye Varlık Fonunun Sayın Genel Müdürü ve bütün ilgili bürokrat arkadaşlar, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben sunuştan sonra bir müddet kalıp depremle ilgili bir başka komisyona gidip geldim, aralık oldu. Tabii, diğer sayın vekillerimizin konuşmalarını dinleme fırsatım olmadı ama birkaç konuya ben de değinmek istiyorum, tekerrür olursa bu nedenle olur, o nedenle beni bağışlayın şimdiden.

Şimdi, tabii, Sayın Genel Müdürümüz bize bir sunuş yaptı. Bu sunuş ve benim ayrıca incelediğim hem Türkiye Varlık Fonu hem de Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi hakkındaki Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulunun raporları üzerinde de yaptığım incelemeler üzerinden birkaç şeyi ifade etmek istiyorum.

Şimdi, Sayın Genel Müdürüm, siz konuşmanızda tabii ki Türkiye Varlık Fonuna daha çok değer kazandırabilmek adına çeşitli sektörler itibarıyla sunuşunuzda açıklamalarınızı yaptınız. Tabii, burada bu sektörler arasında, örneğin petrokimya var idi; projeler arasında petrokimya projesi, kümelenme projesi. Maden yatırımları projesi ki burada bir izlence de vermişsiniz, iletişim, mevzuat, topoğrafik haritalama, mülkiyetler, izinler, sondaj, örnekleme, kargo, laboratuvar gibi proje aşamalarının üzerine, enerji üzerine ve enerji üzerindeki yatırım ve kârlılığın ve Varlık Fonu bünyesindeki şirketlerin, kuruşların kârlılığı üzerine, kamu bankalarının sermaye yapıları vesaire...

Şimdi, tabii, ben burada şunu göremedim: Bütün bu projelerin çevre maliyeti nedir? Yani şimdi, bir de bizim sahip olduğumuz doğal varlıklarımız var; suyumuz var, toprağımız var, havamız var, bu çevresel ekosistemimiz, ekolojik değerlerimiz. Yani bir yandan "Varlık Fonunu büyütmeye çalışıyoruz." derken madencilik faaliyetleri, petrokimya sanayisi vesaire bunları işte sondaj sayıları ve madencilik işletme sayıları, ruhsatlandırma sayıları üzerinden, çok mekanik birtakım değerler üzerinden konuşurken bunun çevre maliyetleri nedir, bu ülkenin geleceğine olan bugünden yarına olan, artan, büyüyen maliyetleri nedir? Bunları da aslında değerlendirmeye almak, değerlendirme içerisinde yer bulması gerekir diye düşünüyorum.

İkincisi: Millî Piyangoyla ilgili, sunuşunuzdaki bir grafik -sayfa numarası olmadığı için bir şey diyemiyorum- ama şans oyunları lisansı, yeni operatör döneminde mevcut durum; işte eski dönem ile yeni dönem karşılaştırması veriyorsunuz çubuk grafiklerle. Burada işte 2019 yılı 1 milyar 503 milyon hasılat, 734 milyon toplam kamu payı ve 900 milyon ödenen ikramiye olarak görünüyor. Rakamlar doğrudur herhâlde. Bu, sizin verdiğiniz rakamlar. 2020 yılında -Türkiye Varlık Fonu dönemi olduğu için 2020 yılı- 2 milyar 985 milyon hasılat, 1 milyar 78 milyon toplam kamu payı ve 1 milyar 347 milyon ödenen ikramiye. Yalnız dikkatimi çekti benim, kamu payı 734'ten 1.078'e çıkmış 2019'dan ancak kamu payının hasılat içerisindeki oranı yüzde 48,8'ken yüzde 36'ya düşmüş yani kamu payında ciddi bir düşüş var. Yani rakama vurmadım, rakama vursaydım bu oran üzerinden ciddi bir de rakam olacaktı. Yine ödenen ikramiyeye baktım, 2019 yılında yüzde 59,9 ödenen ikramiyenin oranı, hasılat içerisindeki payı, 2020 yılında ödenen ikramiyenin hasılat içerisindeki payı yüzde 45. Yani ikramiye ödemesinde de yaklaşık 15 puanlık bir azalma var, ödenen ikramiyenin hasılat içerisindeki oranı üzerinden bu yorumu yapıyorum. Tabii, burada maddi olarak, cari olarak bir artış söz konusu olabilir ama oransal olarak karşılaştırmalı baktığımızda ileriye mi gidiş, geriye mi gidiş olduğu konusunda endişelerim var. Benim rakamları yorumlamam bu şekilde; rakamlar doğruysa ben böyle yorumluyorum, yorumumda bir yanlışlık varsa da bunu kabul ederim, başımın üstüne koyarım. Hatta artan ikramiye oranı yüzde 45'miş "yüzde 59" diye bir ifade var, bunu ben göremedim, bunun açıklanmasını görmek de isterim.

Tabii, buraya gelmeden önce, az önce Deprem Araştırma Komisyonuna gittiğimde orada son bir konuşmacı vardı, bir hoca; 3 hocadan oluşan, birisi yoktu. Orada da ilginç bir konu gündeme geldi, bir anda şaşırdım çünkü bu "kentsel dönüşümün finansmanı" konusu normalde... Daha doğrusu, genel olarak, depremle ilgili komisyonda "finansman" bir günün veya bir iki günün konusu olması gerekirken sadece bir konuşmacı üzerinden... Burada, tabii, benim bilmediğim, alışkın olmadığım, kimi zaman duyduğumuz bazı terimler işte efendim; "mudarebe" "müşareket" "murabaha" "icara" "karz-ı hasen" falan gibi şeyleri de öğrendim hukukla ilgili.

Tabii, bu kentsel dönüşümün finansmanı konusunda hukuk yöntemiyle mudarebeyle finansmanın daha kârlı olabileceği konusunda, tabii, orada Türkiye Varlık Fonunun adı da geçti yani. Bu anlamda, Türkiye Varlık Fonunun önümüzdeki yatırım hedeflerinde, çalışmalarında bu tür yöntemler de var mıdır, bunu da merak ettiğim için sormak istedim.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.