KOMİSYON KONUŞMASI

BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri, değerli hazırun; şimdi, tıpla ilgili olduğu için, ben de doktorum, belki Komisyonda tanımayanlar vardır. Bu sözlerimi daha önce söyledim, açık söyleyeyim. Hem bir tabip olarak uyarma babında hem de olması gerektiği için konuşuyorum.

Şimdi, bir sivil doktoru, askerî mecrada bulundurmak, askerî mecrada tutmak, "İlla burada kalmalısın." diye zorunlu bir hâle getirmek birincisi yanlış bir şeydir değerli arkadaşlar.

Şimdi, doktor hem kendi eğitiminde hem yaşam tarzında hem aile tarzında ürkektir. Bakın, ben de bir hekimim, hekim arkadaşlar bunu iyi bilirler. Bu insanları, şimdi, sınır ötesi harekât bölgesinde veya kendi ülkemiz içindeki askerî alanlarda görmediği, bilmediği, eğitimini almadığı ortamlarda bulundurmak bu insanlardan almamız gereken faydayı alamayacağımız anlamına gelir. Sivil doktorları bir askerî doktor gibi çalıştırmak, onları buna doğru zorlamak mecburi hizmetinde bile olsa, iki yıllık da olsa -hatta o iki yılı üç yıl kabul ediyoruz anladığım kadarıyla kanunla- hiçbir şekilde bir fayda sağlamayacaktır. Bakın, öncelikle, bizim bu ordumuzun askerî hekim ihtiyacını bir şekilde eski sisteme döndürerek karşılamamız lazım. Evet, sivil doktorlar bir şekilde geçici bir dönem askerin emrinde olabilir fakat onun başında bir muvazzaf, askerî eğitim görmüş bir doktor, askerî eğitim görmüş bir kardiyolog, askerî eğitim görmüş bir kalp cerrahı, bir genel cerrah olmadan o arkadaştan bir şey beklememiz yanlış değerli arkadaşlar. Bakın, biz, bunu günlerce, defalarca söyledik. Şimdi, Allah göstermesin, bir savaş hâli olsa -çok kötü bir coğrafyadayız, gerçekten sıkıntılı bir coğrafyadayız- veya ordumuz bir harekâtta bulunuyor... Bakın, İdlib'de 37 şehit aynı anda geldi. Orada tecrübeli cerrah doktor veya askerî tecrübesi olan herhangi bir doktor olduğunda inanın, o panik ortamında gerekli müdahaleyi bildiği için belki 37'nin 7'sini de kurtarabilecektik, belki de daha fazlası ölmeyecekti ama bunu sağlamış olacaktık. Bakın, bu kanayan yarayı artık kapatalım; bu, çok önemli bir şey. Aynı, eskisi gibi... Ha, bununla ilgili sınırları, kontrolleri koyalım. Yine bir GATA'yı, yine diğer askerî hastaneleri ve bu arkadaşlarımızın askerî doktor olarak belli bir sayıda yetiştirilmelerini sağlayacak zemine artık getirelim. Şimdi, eminim ki asker arkadaşlarımız, komutanlarımız da bana onay veriyordur, eminim ki sizler de onay veriyorsunuz ama bunu niye çözemiyoruz, bunu niye hâlâ düzeltemiyoruz, onu anlamış değilim. Yani Gülhane Askerî Hastanesini açmamız, orada insanların beş yıl, yedi yıl, on yıl, neyse, eğitim boyunca askerî eğitimleri alıp da, yine beraber doktor olarak da eğitimlerini alıp da sistemin içine girmeleri, Diyarbakır'da, atıyorum, işte, Erzurum'da askerî hastanelerin tekrar açılmaları, oraya gelen yaralılara hemen müdahale edilip Gülhaneye gönderilmeleri... Ben bunları yaşadım çünkü Diyarbakır'da yaptım askerliğimi. Ben de mesela, bir sivil doktor olarak doldurboşaltta bir patlamada yaralananlara müdahale ettim yani orada tutuluyorsunuz, sivil doktorun ona müdahale ruhu inanın, ne kadar eğitim alırsa alsın... Bir kere, ben kalp cerrahıyım, kanın içinde uğraşan bir insanım, ben bile etkilendim arkadaşlar. Yani düşünün, altı senesini bitirmiş bir uzman arkadaşımı o savaş ortamına koyduğunuzda inanın, faydası olmayacak, kurtarılabilecek insanları kurtaramayacak, o panik ve o ruh hâlinden çıkamayacak.

Bu nedenle ki ben yine, burada, bu 14'üncü madde bu konuyu açtığı için söylüyorum, gelin lütfen buna sizler bir sebep olun -bizi boş verin, "biz" demeyelim- siz önayak olun, bu askerî hastanelerimizi açalım, savaş cerrahisi ortamımızı tekrar kuralım. Bakın, bu muvazzaf asker doktorların sayısı gittikçe azalıyor, emekli oluyorlar, 300'ün altına inmiş bildiğim kadarıyla. Allah göstermesin, kötü bir ortamda, savaş ortamında bırakın, normal şartlarda bile askerlerin böyle silahlı, patlamalı olaylarında bile müdahale edecek bir ortamımız olmadığı sürece ölülerimiz artar, şehitlerimiz artar, yarın bunlar bizim yakınlarımız olabilir. Buna bu Komisyon olarak bir önayak olup bunu artık bir başlatalım diyorum.

Bence çok önemli, bir hekim olarak da bir milletvekili olarak da bu konuda uyarmak için konuşmak istedim.

Teşekkür ediyorum.