| Komisyon Adı | : | MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU |
| Konu | : | Osmaniye Milletvekili İsmail Kaya ve 39 Milletvekilinin; Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3346) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 28 .01.2021 |
MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) - Sayın Başkanım, burada meslek hayatımın içerisinde karşılaştığım olaylardan edindiğim tecrübeyi aktarmak istiyorum. Tabii ki şimdi, şu andaki yönetim bunları bilmek zorunda da değil. Bakın, binbaşı ile kıdemli binbaşı arasında üç yıl ama emekli aylığı oranında yüzde 7; binbaşı ile yarbayın arasında beş yıl, arada yüzde 16 fark var. Bunun sebebi şu idi, özellikle Bakanlığın şu andaki yöneticilerinin dikkatine sunuyorum: Değerli arkadaşlar, Silahlı Kuvvetlerde üniformayı giyip göreve başlayan subay, astsubay o tarihlerde on beş yıl mecburi hizmete tabi idi. Niye? Temininde güçlük çekilen mesleklerden. Silahlı Kuvvetler boşalmayı engellemek için on beş yılını dolduruyor binbaşı olduğunda. Boşalmayı engellemek için yani kadro yoksunu kalmamak için "Emekli olduğunda maaşın yüzde 41'ini alacaksın." dedi. Olayın kritik noktası bu. Daha sonra on yıla düşürüldü, şimdi yeniden on beşe çıkarıldı. Bu mantığın terk edilmesi lazım. Bu mantık terk edilirse... Yani "Sen benden ayrıldığın vakit aç kalırsın." mesajı verilir ise bu, bence yanlış. Biz personeli kadrolarımızda tutabilecek imkânlarla donatalım. Yani niye bunu söylüyorum? Bakanlık olarak yönettiğiniz Silahlı Kuvvetler personelinden sahip olduğu en aziz varlığı yani canını vermesini istiyorsunuz, karşısındaki insanın da canını almasını istiyorsunuz, insanlık için en zor olay; ve tüm hava şartlarında, tüm şartlarda mesai yapan personel olarak tanımlıyor askerleri Batılı kaynaklar. Efendim, bugün yangın oldu, sel oldu, yağmur yağdı, kar yağdı, hududumuzu korumayalım, yok; hanımım doğum yapıyor, çocuğum öldü; yok. Onun için, eskiden gelen bu anlayışı terk edip personelimizi Silahlı Kuvvetlerden ayrılmayacak şekilde, onore ederek... Bizim teğmenliğimizde "Bir subayın düğmesi ne zarar verilirse cezası bilmem şu kadar olur." denilirdi, hakikaten de olurdu. Şimdi, generale tokat atılıyor. Kimse kusura bakmasın, o hâle geldi Türkiye. General öldürülüyor, şehit ediliyor, erimiz şehit ediliyor. Mantığın da değişmesi lazım. Görevde tutabileceğimiz imkânlarla donatmamız lazım ve vereceğimiz imkânları da çok görmemiz lazım. Ha, burada çok görüldüğünü falan söylemiyorum. Şu andaki yürütmenin, Hükûmetin imkânlar ölçüsünde bunu verdiğine de inanıyorum ve alkışlıyorum ama şu binbaşıların bu eski, çarpık zihniyetten gelen yoksunluklarının düzeltilmesinin elzem olduğuna, düzeltilmesinde de zorluk olmadığına, kamu maliyemize de böyle ciddi bir yük getirmeyeceğine inanıyorum.
Teşekkür ederim.