KOMİSYON KONUŞMASI

ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) - Bir sataşmaya yol açmak istemediğimi söylemek istemiştim ama müsaade ederseniz söyleyeceğim zaten. Bir sataşma için falan değil, sadece şunu anlatmak isterim: Biz tabii ki farklı partilerden, kendine göre de fikri, düşüncesi oturmuş insanlarız. Şimdi, biz birlikte hareket ettiğimiz bir kararı tabii ki övgüyle konuşuruz, bizi dinlemeden Mecliste getirilmiş bir kararı da eleştiririz sonuna kadar milletin yararına değilse. Bunu bir siyaset malzemesi yapmak benim için çok komik bir malzeme.

İkincisi: Unutulma hakkı meselesinde aslında çok altını çizerek de siyasetçileri ayırmaya çalıştım, örneklerimi de hep oradan verdim. Belki eksiğim de olmuş olabilir ama biz tabii ki unutulma hakkının evrensel bir mesele olduğunu çok iyi biliyoruz, ne söylediğimizi de biliyoruz ama şu var: Zaten hukukçular çok daha iyi bilir, aramızda hukukçu arkadaşlar var, bir unutulma hakkı meselesi vardı bizim yasamızda. 5651'de getirilen şu: Siyasetçilerin de bu sürece dâhil edilmesi. Şimdi siz bana diyebilirsiniz ki: "Unutulma hakkıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?" Ben, sade vatandaş ve gerçek kişiler için ihtiyaçtır diyorum, ihtiyaçtır, burada hiçbir problemim yok ama bana derseniz ki: "Siyasetçiler için?" Biraz önce de söyledim, ben diyorum ki: "Biz öne çıkmış insanlarız, bir durun." Niye? Şimdi, bakıyoruz, 17-25 Aralık operasyonları, işte o FETÖ terör örgütünün kumpasları... Geldiğimiz noktada, 17-25 Aralık haberlerine erişim engeli geliyor. Siz buna "unutulma hakkı" dersiniz ve götürür bu işe muhatap olmuş kişiyi büyükelçi atarsınız, biz de deriz ki: "Hayır, bunu unutturmayacağız, bu bir yolsuzluktur, hırsızlıktır." Burada ayrışıyoruz yani bu çok doğal. Bunun için de diyoruz ki: Bu meseleler, siyasetçiler, öne çıkmış insanlar unutulma hakkı talep etme noktasında daha iyi düzenlenebilirdi bizim önerilerimizle. Bu kadar net aslında, anlatırken de bunu anlattım. Yani siyasetçiler bu eleştirilere daha esnek olmalı, onları daha dinlemeli, bu kadar. Yoksa, evrensel bir hak olduğu... Bunlarla ilgili hiçbir tartışmam yok benim.

Üçüncüsü, şuna çok üzüldüm ama şunu söyleyeyim: Tabii ki gençlik kolları başkanları da hata yapar, siz de bizi eleştirdiniz, ben örnekler net olsun diye göstermeye çalıştım. Ucuz siyaset lafları falan bu Komisyona, bu Meclise hiç uymuyor ama tacizden, tecavüzden bahsedersek bu çok daha ucuz bir iş olur, çok ucuz bir iş olur; bir. İkincisi: Bakın, buradan söylüyorum, nerede taciz, tecavüz varsa Cumhuriyet Halk Partisi bunlara sıfır toleranslı bir parti, hemen kapının önüne koyar, yargıya iletir. Bu yargıyı yöneten de -İçişleri Bakanı da orada, Adalet Bakanı da orada- gereğini yapar. Bunu burada getirip siyaset malzemesi yapmak ayıptır, günahtır; sadece bunu söyleyeyim. Kimseden de edep dersi almayız biz, bunu size söylemek isterim, kimseden edep dersi almayız. Ha, üslubumuzda, örneklerimizde eksikler olur ama ben hiçbir konuşmacıyı, buradaki konuşmacıyı burada bugün söylüyorum edepsizlikle suçlamadım, yarın da suçlayamam, suçlamam çünkü eleştirmek edepsizlik değildir.

Teşekkür ediyorum.