KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Öğrenmiş oluyoruz.

Şimdi, şöyle bir şey söyleyeyim: Ben birazcık baktım, mesela bir reklamınıza baktım, bir şirketin reklamına baktım. Yani bu, bir tek işte, faiz ödemek istemeyen, inancından dolayı ödemek istemeyenler için cazip olan bir şey değil. Rakam vereyim size, reklamdaki rakamı vereyim: "Normalde faizli sistemde 650 bin liraya alınacak olan bir ev, tasarruf finansman sistemiyle 272.500 liraya alınacak." deniliyor. Yani 332.500 liralık bir fark var, yarıdan da düşük bir fark var.

BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Bir daha söyler misiniz?

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Faizli sistemde 650 bin liraya mal olacak bir ev, bu sistemde, yani tasarruf finansman sistemiyle 272.500 liraya mal olacak. Yani 332.500 liralık bir...

BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Dipnotu yoksa aldatıcı reklam sayılır.

AHMET HALUK KOÇ (Ankara) - Bence aldatıcı bir reklam.

BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Hayır, dipnotu yoksa aldatıcı reklam sayılır.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Neyse, onun tartışması ayrı.

Bu mükemmel bir şey, müthiş bir şey. Yani ben bile girmek istedim böyle bir sisteme.

BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Aslında cazip bir şey Vehbi Bey.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Çok cazip.

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - O kadar şansın var ki...

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Neyse...

Şöyle bir şey var, şimdi benim aklıma takılan bir iki tane soru var. Bunlardan birincisi: Bir senaryo yazalım: 2 kardeşiz, ben ve kardeşim, biz bu sisteme girdik, 100 kişilik bir gruba girdik, kura yöntemiyle belirlendi. İkimizin de niyeti aynı mahallede birbirimize yakın oturmak ve yüz ellişer metrekarelik bir ev almak. 350 bin liraya kadar bizim düşüncemiz, 300 bin liralık bir ev almayı düşünüyoruz. Kura çekildi, kardeşim 1'inci çıktı, ben 100'üncü çıktım, nasip; aynı anadan doğduk ama nasiplerimiz farklıymış, olabilir bu. Nasibimiz farklı çıktı, benim kardeşim ilk aydan evine sahip oldu ama ödemeye devam ediyor, değil mi? Biz de ödemeye devam ediyoruz. Kırk-kırk beş-elli ay sonra da ben de evimi alacağım, kuraya göre fakat arada öyle bir şey oldu ki -yaşanan bir şey bu, mesela şu anda inşaat maliyetlerinde yüzde 25 fark var- bu geçen süre içerisinde fiyatlar yüzde 40 arttı. Benim kardeşim 150 metrekare evi 300 bin liradan alırken...

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - "Taksitleri devam ediyor." diyor ki.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ama aldı, 300 bin liradan aldı. Ben elli ay sonra onun üstündeki veyahut da yanındaki evi alamıyorum çünkü ev 400 bin lira olmuş. Ne yapıyorum? O zaman mecburen başka bir sokaktan veyahut da başka bir muhitten ev almak zorunda kalıyorum ben. E, peki, bu durumda 2 kardeş, aramızda bir hak gasbı, birbirimize hakkımız geçmiş oluyor mu, olmuyor mu? Birinci sorum bu.

İkinci sorum: Şu anda ciddi bir sıkıntı var, esnafı dolaşıyoruz. Mesela esnaflar şu anda kiralarını ödeyemiyor, BAĞ-KUR'larını ödeyemiyor, pandemi dönemi. Diyelim ki bu sistemin içerisinde esnaf kardeşlerimiz var, 100 kişi, ben de girdim. Benim aylık bir gelirim var, ben paramı ödeyebiliyorum fakat esnaf kardeşimiz ödeyemiyor çünkü kirasını bile ödeyemeyecek duruma düşmüş insanlar. Diyelim ki bu 100 kişi içerisinden 40'ı ödeme zorluğuna düştü, bu sistem kilitleniyor mu yoksa onun yerine o parayı kim ödüyor? Eğer bu sistem kilitlenirse, ben paramı ödediğim için o zaman benim de hakkım gasbedilmiş olur mantıken. Yani bu durumda...

BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Gasp yok burada da.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Nasıl?

BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Gasp olmuyor da başka bir şey oluyor, şanssızlık oluyor.

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - "Mağduriyet." diyelim.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Mesela bu ödenmeyen paraları, ödenemeyen paraları şirket ödüyor mu? Yani siz mi ödüyorsunuz bu paraları?

BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Evet, Vehbi Bey, başka var mı?

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Bir de şöyle bir şey var: Sonuçta, biz ne yapıyoruz? Bizim yaptığımız şey burada... Yani altın almak ile ev almak arasında fark var. Çünkü altın alıyorsun, on ay sonra altın alıyorsun, çok bir şey değişmiyor, sonuçta altındır bu ama evde, arabada sıkıntı çıkabilir gibi geliyor bana.

Bir de sisteme girmiş, parayı ödeyemeyen insanlardan en sonunda faiziyle beraber bir şey alınıyor, bir yaptırım uygulanıyor. İşte "Şu kadarı ödenmezse, şu kadar faiz."le bir yaptırım uygulanıyor. Peki bu -gecikme faizi uygulanıyor anladığım kadarıyla, biraz evvelki sözleşmelerde o yazıyor, taksiti gecikenler için- şirkete mi yazılıyor yoksa aynı havuzda para yatırmış olan insanlara mı dağıtılıyor, paylaştırılıyor bu para?

BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Evet, gecikme zammıyla ilgili durum var. Bir de öbürleri yatırmazsa şirket mi telafi ediyor?

KADİM DURMAZ (Tokat) - Factoring şirketlerinden birinden bir açıklama alalım Başkanım.

BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Şimdi, Vehbi Bey aslında çok güzel bir soru sordu: Mesela altın günü olduğunu düşünsek bundan üç ay önce altın, çeyrek altın 950 liraydı; ilk ben aldım, seninle de kardeşiz, bu ay da sana geldi.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ama altın alıyorsunuz Başkanım.

BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Çeyrek 650 lira oldu Vehbi.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Hayır, hayır. Altın ama altın sonuçta.