| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğünün 2017 ve 2018 yılları ile müesseseleri Ege Linyitleri İşletmesi Müessese Müdürlüğünün ve Garp Linyitleri İşletmesi Müessese Müdürlüğünün 1/1/2017-31/5/2017 dönemine ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 17 .02.2021 |
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Genel Müdürüm, öncelikle, TKİ'yi Türkiye ekonomisinin içinde bir kurum olarak konumlandırıp 2018 yılında kârı 198 milyon 861 bin lirayken 2019 yılında neden 100 milyon 960 bin 784,96 liraya düştüğüyle ve 2020 yılında beklenen kârın da 34 milyon 700 bin liraya düştüğüyle ilgili bir tespitte bulunacağım ve ardından da bir öneri getireceğim.
Tespitimiz şu: 2018 Yılı Sayıştay Denetim Raporu'ndaki bir bulguda aslında belirtilmiş ancak her nedense -burada sözüm Sayıştayın Grup Başdenetçisine- 2019 yılındaki Sayıştay Raporu'ndan bu bulgu çıkarılmış. Şimdi, bu o kadar kritik bir bulgu ki TKİ'nin kârını, gelirlerini artıracak, katlayabilecek bir öneriydi ve tespitleri içeren bir bulguydu ama çıkarılmış. Nedir bu bulgu? Ben size şu şekilde ifade edeyim: TKİ, 3213 sayılı Maden Kanunu'nun 30'uncu maddesinin yedinci fıkrasındaki "İhalelik sahalar, ihale edilmeksizin bakan onayıyla ihtisaslaşmış devlet kurumlarına verilebilir." ifadesinin üzerinden kamu kurumlarından, örnek olarak Eti Maden veya EÜAŞ'tan ihalesiz olarak bu kömür sahalarını alıyor. Daha sonra, kendi iştiraklerine, yüzde 48 payı bulunan KİAŞ'e ve yüzde 16 payı bulunan Yeni Anadolu Madencilik'e -eski adıyla Yeni Çeltek'e- yine ihalesiz olarak bu sahaları veriyor. Daha sonra, bu sahaları alan bu iştirakler de hiçbir alın teri dökmeden bu sahaları... Tabii, artık özel hukuk hükümlerine tabi oldukları için yine ihale etmeksizin -bildiğimiz anlamda ihaleden bahsediyorum tabii, yoksa 3 tane fiyat toplamaktan bahsetmiyorum- özel şirketlere bu sahaları veriyor. İştirakler yani KİAŞ ve Yeni Çeltek, kendi komisyonunu -öyle ifade edeyim- aradan alıyor ve işi özel şirketlere veriyor. İşi alan özel şirket de -tıpkı saadet zincirinde olduğu gibi- komisyonunu alıyor, onun da bir alın teri dökmesine gerek yok, o da işi başka bir özel şirkete veriyor. O da işi yapmıyor, bir alın teri dökmüyor, işi bir başka özel şirkete veriyor komisyonunu alarak ve neticede sahadaki iş bir şirket tarafından yapılıyor.
Şimdi, burada gelir kaybına yol açan husus şu: Aslında, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu çok büyük bir kurum, çok köklü bir kurum. Bu sahaların işletmesini ihale etmek için bu kurulan iştiraklere ihtiyacı yok, kendisi bunu doğrudan yapabilir, sahada işi yapacak firmaya bu işi verebilir. Verirse ne olur? Kendi iştiraki dâhil, komisyon alıp çekilen bu aradaki özel şirketlerin hepsi devre dışı kalır ve ne olur? TKİ'nin gelirleri artar. Denklem bu kadar basit. Şimdi bu yapılmadığı için ben size kendi tespitimi söyleyeceğim, sonra sizden de sizin hesaplamalarınızı isteyeceğim. Benim hesabıma göre, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumunun yıllık gelir kaybı -buna "zarar" da diyebilirsiniz "kasasındaki delik" de diyebilirsiniz- 200 milyon lira; benim hesabım bu. Bu hesabın karşısına bir rakam koyacaksanız hesaplamalarınızı yapın, sizden talep ediyorum. Eğer TKİ iştiraklerini kullanmayıp, onların üzerinden aracı firmaları da kullanmayıp, hepsini devreden çıkarıp sadece sahada işi yapacak firmaya işi verseydi ne kadar daha fazla gelir elde ederdi, bunu tespit edelim.
Şimdi, 2018 Yılı Sayıştay Raporu'nda bu hususa değinilmiş aslında ama bir tespit olarak değinilmiş, deniyor ki burada... Tablolar verilmiş, bakın, burada, KİAŞ'a ve Yeni Çeltek'e verilen sahalar, bunlardan alınan redevans ücretleri, bunların hepsi yazılmış ve deniyor ki: "Yukarıda görülen tabloya göre kurumun yaptığı 24 redevans ihalesinden 9 tanesi ve son beş yılda yapılan 7 ihalenin ise 5 tanesi kurumun iştiraklerine verilmiş, iştirakler de aldığı sahalardaki üretimi başka şirketlere yaptırmaktadır." Aslında, burada, sayısal olarak söylersek toplam önce 9 tane zincir oluşturulmuş -benim ifadem "saadet zinciri" ifadesi- 9 zincir burada var, tabloda yer alan son beş yılda da 7 ihalenin 5'i yani 5 zincir yine bu şirketlere iştirakler üzerinden âdeta... Üzülerek söylüyorum, kimse alınmasın, gücenmesin, bana göre bu peşkeş çekmektir. Şimdi, bir konu bu, bu çok kritik bir konu yani TKİ'nin bir işi verdiği anda, bir ihaleyi... Hem de istisna kapsamında aldığı, ihalesiz aldığı işi ihalesiz veriyor iştirakine, iştiraki de ihalesiz olarak TKİ'den aldığı işi ihalesiz olarak özel bir şirkete veriyor, o da ihalesiz aldığı işi özel şirkete, bir başka alt yükleniciye veriyor. Böyle zincir kuruluyor, herkes komisyonunu alıyor, zarar edense halkın şirketi Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu oluyor.
Şimdi, dolayısıyla bu konudaki hesaplamanızı sizden istiyorum. Bu konuyla ilgili bir vizyon yaratılabilirse önümüzdeki süreçte Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumunun kârının arttığını göreceğiz. Bununla siz de mutlu olursunuz, biz de oluruz. Geçmiş defterleri çok sıkıntılı TKİ'nin. Bu termik santral kurma şartlı verilen redevans sahalarıyla ilgili yaşadığımız gelişmeler aynı şekilde buraya da işaret ediyor.
Diğer taraftan, diğer bir konu... Biz bunu KİT Alt Komisyon toplantısında aslında konuşmuştuk, bu konu üzerine kurum da yanıt vermişti. Konu şuydu ve 2018 Yılı Raporu'nda da yer alıyor bu husus: Yapı-Tek İnşaat, püskürtme beton işiyle ilgili olarak, Garp Linyitleri İşletmesinde bir iş yapıyor 2012 yılı ile 2013 yılı arasında ve bu aşamada da Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Yapı-Tek İnşaat ve Ünüvar İnşaat adi ortaklığına 1 milyon 989 bin 165,82 lira fazla ödeme yapıyor ve bir yazı yazıyor, elimde resmî belgesi var, diyor ki: "Söz konusu sehven yapılan ödeme tutarının kurumumuza iadesi hususunda gereğinin yapılmasını rica ederiz." Ardından firma cevap veriyor ve diyor ki: "Konuyla ilgili gerekli incelemeler tarafımızca yapılmış olup ilgili yazının içeriği ve kayıtlarımızın tetkiki sonucunda aramızda icra edilen ana sözleşme ve ek protokolün değerlendirilmesinde bahis konusu ödemenin protokole uygun olduğu anlaşıldığından talebiniz uygun görülmemiştir." Bunun üzerine Garp Linyitleri İşletmesi Müessesesinden görüş istiyor TKİ ve Müessese görüş veriyor, diyor ki: "Bu yapılan ödeme sehven yapılmıştır ve matematiksel bir hatadır." Yani bunun bu firmayla yapılan sözleşmeyle bir ilgisi yoktur diye. Yalnız burada Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumunda İşletme Dairesi Başkanının bu konuyla ilgili ısrarla bu şirketin yanında tutum aldığı ve bu 1 milyon 989 bin 165,82 lirayı âdeta ortadan kaldırmak istediği yönünde çalışmaları var; bunu ben de yaptığım araştırmalarla tespit ettim. Aynı zamanda da her ne kadar TKİ Kurumundan ayrılmış olsa da bu şirketle kronik bir bağı olduğu da ortada. Bunu söylememin nedenlerinden biri sizin yaptığınız çalışma ortamını burada aslında biraz tarif edebilmek. Yani biz sizi buraya çağırıyoruz denetim açısından, geliyorsunuz denetleme yapıyorsunuz ama tekrar kurumunuza döndüğünüzde her gün kapınıza gelen müteahhitler ve özellikle kömürcülük alanındaki müteahhitlerin de motivasyonunun hiç de centilmence olmadığından ve belirli bir cazibe yaratabilecek motivasyonları da olduğundan hareketle TKİ Kurumunun mutlaka daha yakından denetlenmesi ve bu denetlemenin de size aslında kol kanat geren, size bir zırh sağlayan bir duruma gelmesi açısından önemli.
Şimdi, bu konuyla ilgili bize verilen yanıt şu, deniyor ki: "İki yıl sonra yapılan, yani daha sonra yapılan kesin hak ediş ve kesin kabul aşamasında bu tutar mahsup edildi şirketin alacağından." Ben, açıkçası bunu yemem, onu söyleyeyim. Yani orada ilave bir iş yaratılıp bu kadarlık, daha sonra da silinmiş olabileceği yönünde yoğun bir kanaatim var. O nedenle Sayıştayı bu konuda göreve davet ediyorum. Mutlaka yerinde bu rakamları incelemelidir ama her hâlükârda faizinin tahsil edilmediği de açık, her durumda. Yani, 2012-2013 yılında yapılan bu ödemeler aradan geçen yıllarca süre sonra yapılan kesin kabul aşamasındaki yani o kesin hak ediş ve kesin kabul süreçlerinin içinde mahsup edildi denilse bile bu tutarın faizi mahsup edilmedi, her halükarda. Dolayısıyla, bunun faizini almakla ilgili olarak sizin işlem yapmanızı istiyorum. Kaldı ki Sayıştay'ı burada göreve davet ediyorum, bu konuyu terk etmemelidir. Firmanın da bu konuyla ilgili yaptığı baskıları biliyoruz.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sözlerimizi tamamlayalım Sayın Vekilim.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Diğer bir konu, yine bulgular arasında yer alıyordu, o da bildiğiniz üzere Soma ve Tunçbilek'te bulunan iki santral yakılacak olan kömür de TKİ tarafından temin edilmek koşuluyla Çelikler'e Tavşanlı'daki saha ve Torku'ya o da Soma'daki saha, firmalara devredildi. Bu firmalar söz konusu santrallerden enerji üretip EÜAŞ'a satıyorlar, parasını da alıyorlar ancak TKİ'ye çok cüzi miktarlarda ödemeler yapıyorlar. Bulguda da ifade edildiği üzere TKİ'nin alacakları 1,3 milyar lira seviyesine ulaşmış durumda. Torku'dan 1 milyar lira: Yani bu, açıkçası çok üzücü, bir devlet kurumu açısından, hükûmet açısından, devlet açısından gerçekten en kibar ifadeyle çok üzücü bir durum var, üzerinde kocam soru işareti olan bir durum, karanlık bir durum. Bu firmalar ödeme güçlüğü içinde olan firmalar da değil, bu ödemeleri yapmıyorlar ama ödeme güçlükleri de yok bu şirketlerin ve Çelikler'in de bunu alışkanlık hâline getirdiği ortada. Dolayısıyla, bu konuyla ilgili hangi girişimlerde bulunuyorsunuz? Bu işi bir dava noktasına götürecek misiniz? Bu şirketlerin devletten bu kadar alacakları olsa ne kadar mücadelesini verirler, siz bu mücadelenin daha fazlasını vatandaşların vergileriyle görev yapan bir kurumun yönetim kurulu olarak acaba veriyor musunuz? Daha fazlasını veriyor musunuz? Elinizi kolunuzu bağlayan bir durum mu var? Size "Bu işlemlerin peşinden gitmeyin." diyen mi var?
Evet, diğer bir konu da...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Süremizi epey aştık Sayın Yavuzyılmaz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - İki konu var, tamamlıyorum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Lütfen.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sosyal yardımlaşma ve dayanışma kömür yardımlarıyla ilgili. Bunlar vakıflarla ilgili yapılan yardımlar. Şimdi, bu yardımlar öncelikle kime yapılıyor? "Öncelikle her türlü acil durum ve afetten zarar görenler ve şehit yakınları ile gaziler ise fon kuruluyla sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarınca belirlenecek kriter ve süreler çerçevesinde bu kanunla sağlanacak haklardan yararlandırılır." diyor. Burada tabii bunun da bir usulü var, usulü itibarıyla da bir ailede asgari ücretin 1/3'ünden daha az gelir varsa bu "fakir" olarak, "fakirlik" tanımlaması olarak yapılıyor ve bu ailelere yardım yapılıyor. 2018 yılı itibarıyla de 2 milyon aile. Bir önceki yılda yaklaşık 2 milyon, yani 2 milyonun biraz üzerinde, dolayısıyla 5 kişilik aile olarak değerlendirirsek Türkiye'de resmî olarak tanımlanmış fakir ailelerde bulunan vatandaşlarımızın sayısının 10 milyonu aştığını aslında bu yapılan yardımlar çerçevesinde görüyoruz.
Şimdi, buradaki konu da şu: Kamu İhale Kanunu madde 3 "İstisnalar" başlığı altında deniliyor ki: "Fakir ailelere kömür yardımı yapılmasına ilişkin Cumhurbaşkanı kararları kapsamında; işleticisi kim olursa olsun, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğünün kendisine veya bağlı ortaklık veya iştiraklerine ait olan kömür sahalarından yapacağı mal ve hizmet alımları," istisna kapsamında ihale edilmeksizin sizin verdiğiniz işler ve aynı şekilde de siz bu sosyal yardım noktasında dağıtılacak kömürle ilgili olarak da sadece iştiraklerinizden kömür alabiliyorsunuz. Şimdi, peki, iştiraklerin aldığı sahalarda ürettiği kömürler sizin dağıttığınız toplam kömür tonajıyla uyumlu mu? Hayır değil, burada bir açık var. Dolayısıyla, her ne kadar kanun hükmüne göre siz sadece iştiraklerden bu sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfının dağıtacağı kömürleri alıyor olsanız da iştirakler bunu müteahhitlerden tamamlıyorlar, kendi sahaların dışındaki kısmını. Dolayısıyla, burada, yine, araya iştirakler girmiş oluyor ve yine, özel şirketlerden kömür tedarik etmiş oluyorlar ve bir diğer nokta da "Neden TKİ'nin kendisinin bu kömürü üretmediği, bunun işletmesini yapmadığı ve bu kömürleri de sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfına aktarmadığı?" sorusu. Çünkü TKİ lavvar tesisleri var. Bunu kendisi yapabilir. Neden kendisi yapmıyor? Şimdi bu konuyla ilgili -toparlıyorum- Kurumun 2019 yılında kendi imkânlarıyla ürettiği kömür miktarı 5,6 milyar ton, bunun 2,5 milyon tonunu fon kömürü olarak dağıtıyor ancak büyük kısmını müteahhitlerden alıyor. Kurum, kendi kömürlerinin düşük kalorili ve yüksek kükürtlü olmaları nedeniyle tamamını dağıtamadıklarını söylüyor. Oysa elinde lavvar, kriblaj gibi zenginleştirme tesisleri var. En azından müteahhitlerden aldığı miktarları azaltma imkânına sahip, kendisi de bu kömürü üreterek.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Toparlayalım lütfen Sayın Yavuzyılmaz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Toparlıyorum. Yani konunun dışında bir şey konuşmuyorum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Herhâlde canım. Konunun dışında konuşmak istersek bir saatte konuşuruz. Konuyla ilgili ama lütfen... Süre veriyorum, o süreye de uyulması gerekiyor Sayın Vekilim.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Dolayısıyla, Türkiye Kömür İşletmeleri olarak neden bu dağıtılan kömür yardımlarındaki kömürün üretilmesiyle ilgili aksiyon almıyorsunuz? Bunu görüş olarak sormuyorum, bana bunu matematiksel olarak ispat edin "Biz yaparsak şu kadar tutara mal ederiz, şu kadar kömür üretebiliriz, bu yıl bu kadar üretiriz, 2021'de bu kadar, 2022'de bu kadar, 2023'te bu kadar, 2024'te bu kadar, 2025'te bu kadar." diye. Yani burada sadece geçmişi değil, bir gelecek vizyonunda da bir planınız var mı görelim, TKİ'nin gelirlerini artırmak için.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Peki, teşekkür ediyorum Sayın Vekilim.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Son...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Lütfen, yazılı olarak...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Son bir konu söyleyeceğim. Bir dakika, teşekkür edeceğim müsaade ederseniz.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Evet.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu olarak, Zonguldak'ta Genel Müdürlüğü bulunan Türkiye Taşkömürü Kurumundan, Türkiye'de üretilmeyen ve ithalata bağımlı olduğumuz ATEX sertifikalı yani alev yaymaz ürünleri -bunlar şalterler, motorlar- siz de koordine olarak temin etmeye başladınız, geçtiğimiz günlerde de testlerini yaptınız. Ben, bu konuyla ilgili size teşekkür ediyorum, ümit ediyorum ilerleyen süreçte hem TTK'yle olan iş birliğiniz artacak hem bu konuyla siparişlerinizi, bütünüyle ithal etmek yerine, yerli ve millî bir kurumumuz olan TTK'den temin etme yolunu seçersiniz aynı zamanda da ben, TKİ'nin ihale ettiği, etmediği iştirakleri veya iştirakleri üzerinden aldığı sahalarda yaptığı kömür madenciliğinde de TTK'den bu ATEX sertifikalı ürünleri alması yönünde de maddeler koymanızı sizden talep ediyorum. Yani zaten oraya "Yerli ve millî üretim önceliklidir." yazarsanız bu TTK açısından oldukça faydalı olacak.
Ben, özellikle göreve geldiğiniz günden bugüne kadar yaptığınız çalışmalar için size teşekkür ediyorum. Bu önümüzdeki süreçte de TKİ'de unutulmaz, pozitif bir iz bırakmak istiyorsanız, gelirlerini artırıcı yönde, aradaki komisyon alan firmaları devreden çıkaracak bir sistemi hayata geçirmek için mücadele etmenizi sizden talep ediyorum.
Teşekkür ediyorum.