| Komisyon Adı | : | (10 / 3200, 3361, 3362, 3364, 3365) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Deprem Risk Yönetimi Kentsel İyileştirme Daire Başkanı Tayfun Kahraman, İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Gürkan Akgün, Bimtaş Genel Müdürü Özcan Biçer ve İmar A.Ş. Genel Müdürü Onur Soytürk'ün,, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde İstanbul ili için deprem hazırlık ve kentsel dönüşümle ilgili çalışmalar hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 17 .02.2021 |
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Şimdi, sorularıma girmeden önce şunu belirtmek isterim: Az önce burada bir tartışma oldu, Şehir Plancıları Odası hangi ilçeye dava açtı, o ilçe mi, bu ilçe mi? Ben TMMOB İKK sekreterliği yapmış, uzun yıllar da şube başkanlığı yapmış birisi olarak İzmir'de TMMOB'a bağlı odaların ayrıca diğer akademik meslek odalarının, hiç birisini diğerinden ayırmadan meslek alanlarıyla ilgili her zaman duyarlı olduklarının, tarafsız olduklarının ve meslek onurlarına uygun davrandıklarının özellikle altına imzamı atarak, altını kalın hatla çizerek söyleyebilirim. İzmir Büyükşehir Belediyesi hakkında, ben dâhil, benim de davacı olduğum çok sayıda dava da olmuştur, Büyükşehir Belediyesinin imar planlarıyla yaptığı uygulamalarla ilgili. Burada siyasi bir bakış açısıyla değil, mesleğin gerektirdiği şekilde davranış içerisinde olmuşuzdur, onu belirtmek isterim. Tabii, Şehir Plancıları Odasının dava süreçlerinin burada muhatabı Büyükşehir Belediyesi olamaz, onu da görüyorum. Şimdi, ben bu parantezi kapatmış olayım.
Tabii, şunu duyunca üzüldüm açıkçası, Karayolları Genel Müdürlüğünün "Bu köprülerle ilgili bilgiler bizde yok." Bu bence çok büyük bir eksiklik. Kurumlar arası iş birliği yoksunluğu olması İstanbul'da benim de asla görmek istemediğim bir durumdur. Bunun nedenleri nedir? İstendi de verilmedi mi?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Orada bir yanlış anlaşılma var herhâlde; vardır da bir güncellemeyle ilgili bir sorun vardır.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Gene de o konuda...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Koordinasyonda "UKM" dediğimiz bir sistem var çünkü. Olmaması mümkün mü yani, orada bir teknik hata, kavram hatası oldu herhâlde.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Onun bilgisi, köprülerle ilgili o bilgi Büyükşehirde yoksa... Olmaması mümkün değil ama bunun bir eksiklik olduğunu görüyoruz.
Şimdi, ben aslında bugün bizim konumuz da araştırma komisyonu olarak Deprem Araştırma Komisyonu ama Büyükşehir Belediyemizin burada bize sunduğu, çok kıymetli bulduğum -ayrıca hepinize teşekkür ediyorum konuşmalarınız için, bunu baştan ifade etmek isterdim, başka bir konu girdi araya- İstanbul Afet Odaklı Eylem Planı. Burada biz depremi konuştuğumuz için deprem ağırlıklı ama tabii iklim değişikliği, özellikle küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği meselesi, işte İzmir'deki en son sel olsun, en son hortum olsun, yani o hortumun nasıl bir dehşet yarattığını gördük, şahit olduk İzmir'de. Bu, sel, su baskını, fırtına, hortum vesaire gibi sorunlar gittikçe artan sıklıkta karşı karşıya geldiğimiz bir durum. Yani afet sadece deprem değil, diğer bir çok meseleyi de barındırıyor. Bu anlamda, mesela su kaynakları, gölet, baraj gibi bunların gövdeleri, bunların gövdelerinin depremde veya başka şekilde hasara uğraması, elektrik enerji dağıtım merkezlerinin, trafoların zarar görmesi gibi meselelere bütünsel bakmak gerekir mi? O çerçevede bakmak daha doğru olur mu? Afet konusunu öyle değerlendirmek daha mı doğru olur, bilemiyorum.
Bir şey daha var, tabii, tsunami burada geçiyor, bir tsunami eylem planından da bahsettiğinizi görüyorum ama o deprem risk alanları, işte kırmızı, sarı, mavi renkte gördüğümüz risk alanları dediğiniz kriterlere göre belirlenmiş, tanımlanmış risk alanları ama tsunami bütün kıyı boyunca büyük bir risk olarak gene karşımızda. Yani İstanbul'un kıyılarının, özellikle yerleşim alanlarına yakın olan kıyıların tamamının bir risk alanı, büyük bir risk alanı olabileceğini de görüyoruz gibi geliyor bana.
Tabii, yani şunu ısrarla belirtme ihtiyacı duyuyor olmanızdan ben gene üzüntü duyuyorum. Bunun sizinle ilgisi yok; bu, maalesef bu ülkenin içinde bulunduğu bu durumdan kaynaklanıyor. Güzel bir öneriniz var "İstanbul deprem konseyi." Hatta bunu "İstanbul deprem afet konseyi" gibi tanımlamak ve daha geniş bir afet kavramı içerisinde tanımlamak belki daha doğru olur, onun bir alt şeyi de olabilir ama. Burada siyasetüstü olma zorunluluğunu ısrarla altını çizerek belirtiyor olmanız, işte, bununla birlikte de eş güdümü önemli görüyor olmanız... Tabii ki öyle olacak. Yani bunu söyleme ihtiyacı duyuyor olmanız bile beni üzmüştür aslında, sizi de üzüyordur aslında. Bu ülkede böyle bir durumu bizim yurttaşlarımız kabul edemez.
Şimdi, imar barışı kapsamında verilen yapı kayıt belgeleri... Bunu ben önemsiyorum. Yani imar barışı kapsamında kaç adet Yapı Kayıt Belgesi verildi İstanbul'da, bilmiyorum; biliyor musunuz, biliyorsanız öğrenmek isterim ama burada tabii Yapı Kayıt Belgesi verilip İmar Kanunu'na geçici 16'ncı maddeyle getirilen bu imar barışında Yapı Kayıt Belgesi verip sorumluluğu mülkiyet sahibine devreden devletin üzerinden sorumluluğu atıyor olması ve ancak bir kentsel dönüşüm projesi olursa o yapının yıkımıyla ilgili zorunlu katılımı öngören bir düzenleme. Sizin buradaki diğer deprem risklerinin yapı sahiplerine ait olduğuna yönelik düzenlemenin ivedilikle kaldırılması, diğer yapılarla birlikte Yapı Kayıt Belgeli yapılarda da büyükşehir belediyelerimiz resen risk tespiti, tahliye ve yıkımına karar verebilmesine imkân sağlanması bence çok önemli, ciddi bir mesele çünkü Yapı Kayıt Belgesi verildiyse bir yapıya o yapı demek ki ya ruhsatsız yapılmıştır ya ruhsat eklerine aykırı bir durum vardır ya da kaçak kat, ruhsatsız ruhsatlı yapıya ilaveler yapılmıştır. O nedenle o, doğrudan aslında riskli bir yapı statüsüne girmesi gereken bir yapıdır ama öyle olmuyor, bu da siyasi bir mesele olarak karşımızda.
"Kentsel dönüşüm masası" öneriniz var. Orada niye jeoloji mühendisi -Müzeyyen Hanım burada mı, yok- veya jeofizik mühendisi yok? Ben merak ettim, olsa iyi olurdu.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ GENEL SEKRETER YARDIMCISI MAHİR POLAT - Var aslında ekipte, orada yazmıyor.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Orada yazmıyordu. İnşaat mühendisi, şey var ama jeoloji, jeofizik mühendisi... Öneriniz de yani oradaki şey de benim dikkatimi çekti.
Şimdi, çatı aralarının bağımsız bölüm olarak kullanılabilmesi; yani bir çözüm, bir ara çözüm, bir palyatif, geçici bir çözüm gibi görünüyor. Onun yerine kat ilavesi daha sağlıklı yani çatının hem izolasyonu açısından hem çatının özellikleri itibarıyla binaya ve oradaki yerleşime, çatı altındaki kata, bağımsız bölüme faydaları varken onu da ortadan kaldıran... Bilmiyorum yani bana çok uygulanabilir gibi gelmedi, otoparklarla ilgili öneri de öyle.
Şimdi, İstanbul dünyanın bir kültür mirası ve çok sayıda kültürel mirası içinde barındıran bir şehir. Dolayısıyla, güzel de bir söz "İstanbul'un geleceğini birlikte planlamak" gibi bir ifadede bulundunuz. O nedenle, o yapıların da bu depreme karşı çalışmalar içerisinde yer alması gerektiğini ben düşünürken bu konuda ifadede bulundunuz, teşekkür ederim.
Şimdi, boş olan bağımsız bölüm sayısı 1 milyon 800 bin tartışması oldu. Bunlar acaba ikinci konut, yazlık konut ya da yabancılara ait veya ikametini İstanbul'a almamışların içinde barındığı konutlar mıdır, bilemiyorum, sayı oldukça yüksek, öyle gördüm ben de.
Şimdi, tabii, geleceğe yönelik bir planlama yapılırken bugünkü yapı stokuna ve bugünkü yapılan yapı sağlamlığına dayalı testler, analizler vesaire, yapılan bütün iş ve işlemler ve buna bağlı bağlı bir planlama yapılması öngörülüyor ama on beş, yirmi yıla yayılan bu planlamaya bundan üç yıl, beş yıl, on yıl sonra yeni binaların, yeni yapıların da o plan içerisine eklenmesi söz konusu olabilir. Burada bir dinamik planlama mı yapıldı acaba? Onu öğrenmek isterim
Ve son olarak -tabii, bir bomba gibi atmış olmak istemiyorum ama merak ettim- bu Kanal İstanbul'la ilgili öngörülen projenin içeriğine dair, projenin uygulanmasına dair ve projedeki kapsama dair alınmış, alınacak kararlar, bunların Büyükşehir Belediyemizin afetle ilgili, depremle ilgili bütün bu uygulamalarına, organizasyonuna, kararlarına nasıl bir etkisi olabilir? Bunu da merak ettiğim için sormak istedim.
Tekrar sizlere teşekkür ediyorum.
Buradan Sayın Kadir Topbaş'ın vefatı dolayısıyla da ben de saygıyla anmak isterim kendilerini.
Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımıza da selamlarımızı, sevgilerimizi, saygılarımızı iletirseniz memnun oluruz.
Teşekkür ederim.
OTURUM BAŞKANI İLYAS ŞEKER - Evet, teşekkür ediyorum.
Buyurun.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ GENEL SEKRETER YARDIMCISI MAHİR POLAT - Çok teşekkür ederim.
Yapı Kayıt Belgesi'yle ilgili sayı sordu bir cümlesi sırasında Sayın Başkanımız. Elimizde böyle bir bilgi var mı arkadaşlar?
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ DEPREM RİSK YÖNETİMİ KENTSEL İYİLEŞTİRME DAİRE BAŞKANI TAYFUN KAHRAMAN - Bunu hem İmar Şehircilikten İmar Müdürlüğümüz talep etti Bakanlıktan hem biz talep ettik, böyle bir veriye şu ana kadar ulaşamadık. Bizde de yok.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Yani buradan şu anlaşılıyor: Bu veri sizin için çok hayati bir veri; İstanbul'daki bütün bu yapıların iş ve işlemleri, kararları, hele hele depremsellikle ilgili ama veriye erişebiliyor, bu veriye sahip olabiliyor ve bu veriyle beraber plan, proje, program yapabiliyor olmanız gerekir. İşte koordinasyon sorunu gene burada gündeme geliyor, kurumlar arası iş birliği sorunu diye düşünüyorum.
Ben de alamadım, ben de soru önergesi verdim Mecliste, ben de ona yanıt alamadım.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BİMTAŞ GENEL MÜDÜRÜ ÖZCAN BİÇER - Toplam sayıyı açıklıyorlar, il il açıklamıyorlar.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Evet.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ GENEL SEKRETER YARDIMCISI MAHİR POLAT - Sayın Vekilim, bunun dışında bir de değerlendirmeleriniz oldu ama soru olarak Kanal İstanbul ölçeğinde afet konusu vardı. Başka soru var mıydı? Ben kaçırmadıysam... Onun için Gürkan Bey'e söz verelim.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Şeyi sordum: Küresel iklim değişikliği ve buna bağlı, yani bunu afet olarak o kapsam ya da o kapsamla ilişkili olarak yapılan başka bir çalışma olabilir benim bilmediğim. Bilgisizliğimden olabilir ama merak ettim.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ DEPREM RİSK YÖNETİMİ KENTSEL İYİLEŞTİRME DAİRE BAŞKANI TAYFUN KAHRAMAN - Estağfurullah.
Şöyle Sayın Vekilim: Özellikle bir iklim değişikliği konusunda bir iklim değişikliği master plan çalışması şu anda Çevre Koruma ve Daire Başkanlığımızda devam ediyor, bunun çalışmaları yapılıyor. Tabii ki biz sadece afet dediğimizde depremi almıyoruz, bunun yanında size az önce bahsettiğim gibi tüm fiziksel riskleri ortaya koyuyoruz. Tabii, iklim değişikliği fiziksel bir karşılığı olan ama il bazında fiziksel önlemler alabileceğimiz bir şey olmadığı için o Çevre Koruma ve Daire Başkanlığı uhdesinde devam ediyor onun çalışmaları ve ona ilişkin politika belirleme süreci. Biz fakat yangın, heyelan, tsunami ve diğer tüm tehditlere, fiziksel tehditlere ilişkin önlemlere istinaden hem veri üretme hem de bunlara ilişkin yol haritası belirleme ve çözüm yolları üretme konusunda çalıyoruz.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - İkisi birbiriyle ilişkili şeyler yani. Sonuçta iklim değişikliğinin yarattığı bir afet sonuç itibarıyla.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ DEPREM RİSK YÖNETİMİ KENTSEL İYİLEŞTİRME DAİRE BAŞKANI TAYFUN KAHRAMAN - Tabii, burada daha koordine olmamız gerektiği konusunda sizin bu altını çizdiğiniz noktaları biz de not aldık, onları da ileteceğiz.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BİMTAŞ GENEL MÜDÜRÜ ÖZCAN BİÇER - Ona ben biraz kısa bir cevap vermeye çalışayım mı Sayın Vekilim?
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Lütfen...
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BİMTAŞ GENEL MÜDÜRÜ ÖZCAN BİÇER - Aslında çok doğru bir yere değindiniz, konu sadece deprem değil; konu, dayanıklılık. Dayanıklılık da sadece deprem şokunu içermiyor, sosyal şokları içeriyor, iklim şoklarını içeriyor, çevre şoklarını içeriyor. Şimdi, önümüzde de iki tane problem var, 2030 yılına kadar eğer biz tüm dünyada sıcaklığı 1,5 dereceden daha fazla düşüremezsek bir sonraki krize giriyoruz, zaten küresel iklim krizine girdik, o başka bir konu. 2030'dan sonra ikinci kriz "biyoçeşitlilik krizi" diye bilinen bir kriz, o beraberinde gıda krizini getiriyor.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Kuraklığı getiriyor.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BİMTAŞ GENEL MÜDÜRÜ ÖZCAN BİÇER - Kuraklık ayrı bir mesele, kuraklık ilk kriz yani şu anda içinde olduğumuz durumda zaten kuraklık dünyanın birçok yerinde şey yapıyor. Biz de önümüzdeki yıllarda Türkiye'nin bu anlamda derece derece kızardığını göreceğiz, o başka bir şey ama sonrasında bir biyoçeşitlilik krizi geliyor ki o daha korkunç. Dolayısıyla, aslında konu çok doğru, şu anda dünya zaten o yüzden hareketlenmeye başladı. Yani yıllardır bilim adamları söylediler, yalvardılar, kızdılar, Paris'te bir konvansiyon imzalandı biliyorsunuz, o konvansiyona Amerika imzasını verdi, geri çekti. Aslında konu şu: Bizim tüm bu krizlere karşı toplumumuzu, ülkemizi dayanaklı hâle getirmemiz gerekiyor. Demin aslında "Kentsel Dönüşüm Bakanlığı" diye konuşuldu ama bizim bir "Dayanıklılık Bakanlığı"na ihtiyacımız var çünkü su krizi devam etti diyelim, bizim doğumuzdaki ülkelerde kaynaklar tamamen tükendiği için bu tarafa göç dalgaları başlarsa ne yapacağız biz.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bütün bu planlar altüst olur, yapılan kentsel dönüşümler de imar planları da.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BİMTAŞ GENEL MÜDÜRÜ ÖZCAN BİÇER - Yüzyıl sonuna kadar öngörülen sürede 1 metre civarında deniz suyu yükselişi var. Bizim İstanbul'da hangi bölgelerimiz su altında kalacak, hangi tarım alanlarımız su altında kalacak, Ege de dâhil buna, Akdeniz de dâhil; böyle bir şeyimiz yok. Aslında kavramın karşılığını o anlamda da ele almaya çalışıyoruz. Bu konuda dünyada şu anda Birleşmiş Milletler tarafından yürütülen "Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi" diye tarif edilen 17 tane hedef var. Bu hedeflerin içinde de bu alt kırılımlar belirtiliyor, eğer bunlara uyum sağlamayı, bu programları izlemeyi, bilim dünyasıyla bu anlamda entegre olmayı becerebilirsek eğer... Biz dünyanın bazı toplumlarına oranla biraz daha bilimi ve bilgiyi o kadar çok da öne çıkarmayan yanlarımız olabiliyor, biz bize konuşuyoruz şimdi ama bence artık biraz dünyanın şu anda içinde olduğu bu süreci iyi anlamak ve buna iyi entegre olmakla mükellefiz çünkü bunun bizden sonraki kuşaklara etkisi bizim tahmin edeceğimizden daha büyük olacak gibi görünüyor.
Teşekkür ederim.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRE BAŞKANI GÜRKAN AKGÜN - Bir de Sayın Vekilim, Kanal İstanbul'la ilgili bir soru vardı. Tabii, Kanal İstanbul konusu çok bambaşka bir konu, bizim belki gündemimizde çok uzun uzadıya tartışmamız gereken bir mevzu olabilir ama kısaca şunu söyleyebiliriz: Zaten bu konuyla ilgili uzman akademisyenlerin, bu konuda Türkiye'de çalışan birçok bilim insanının görüşlerini toparlayacağımız bir çalıştay düzenledik, bunları masaya yatırdık, yayınladık. Tabii, bununla ilgili çeşitli ÇED süreçleri, plan süreçleri devam etmekte. Buna ilişkin de biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak kamuoyuna da yansıttığımız ölçüde yargı süreçlerini yürütüyoruz. Bu anlamda da temel argüman, tabii, konunun çok fazla boyutu var, tarım alanlarından afete kadar, ulaşımdan kentsel dayanıklılığa kadar ama 2009 yılında Çevre Düzeni Planı'nda aslında İstanbul'un geleceğini belirleyen temel kararların bu rezerv yapı alanı planıyla aslında ortadan kalktığını ve bizim afet ve kentsel dönüşümü öncelememiz gerekirken farklı bir kentsel gelişme modelinin tercih edildiğini görüyoruz. Dolayısıyla, bu zaten çeşitli mecralarda kamuoyuna yansıttığımız şekilde bizim çok fazla yanında durabileceğimiz, olumlu gördüğümüz bir proje ve plan süreci değil. O yüzden de dediğimiz gibi, hem plan aşaması ve bununla birlikte de yargı süreçleri devam etmektedir. Ama çok detaylı bir konu, şu anda isterseniz detayına hiç girmeyelim.