HULUSİ ŞENTÜRK (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Kanuni Sultan Süleyman bir beytinde -tam aklımda değil de- "Kimisi gül demiş yâre, kimisi Elif / rivayet muhtelif, maksat bir" diyor. Aslında burada Bedri Bey'in de, Genel Sekreterimizin de kasıtları aslında aynı sadece birisi inşaat mühendisi odaklı ve deprem odaklı bakıyor, diğeri ise aynı zamanda şehir yönetimi ve şehir planlaması mantığıyla. Şimdi, az önce verdiğiniz Ulus örneğinde de olduğu gibi ki İstanbul'un hemen hemen tüm merkezlerinde aynı şey geçerli...

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Bakış açısı farklı.

HULUSİ ŞENTÜRK (İstanbul) - Ama buradaki sorunumuz işte tam da bu. Biz ne yazık ki kentsel dönüşümü asıl olması gereken çöküntü alanların ya da kentin gelişimine ayak uyduramayan alanların dönüşümünde kullanmak yerine yapı stokunun dönüşümünde kullanır hâle geldik. Ne yapı stokunu doğru dönüştürebildik ne de kentsel dönüşümü doğru yönetebildik. Dolayısıyla bizim bu şehir merkezlerimiz bugün devre dışı kalmaya başladılarsa bu, şehir merkezlerinin gelişimlerine ayak uyduracak kentsel dönüşüme tabi tutulmamalarından kaynaklı bir sorundur. Bir kentin -aynı zamanda Van'da ya da İstanbul'da, hemen hemen her yerde olduğu gibi- bir yere odaklandığı noktada siz burayı yaşanabilir kılmak istiyorsanız çeperlerde de cazibe alanları oluşturmanız gerekiyor. Dolayısıyla bu tam bir şehir planlama mantığı. Burada haklı olarak sadece deprem değil, aynı zamanda şehir yönetimi, şehir planlaması mantığı iç içe gelince bu çözüm...

Ama Sayın Genel Sekreterim, bir tavsiye olarak alabilirsiniz, şu "rant" kelimesini bence kullanmayın burada. Çünkü "rant" dediğimizde biz birilerine peşkeş anlarız. Burada, değer üretme, şehir adına, kent adına değer üretme söz konusu. Bence kavramdan yani kavramın doğru kullanılmamasından kaynaklanan bir sıkıntı yoksa hepimizin hassasiyeti bir.

Teşekkür ediyorum.