KOMİSYON KONUŞMASI

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet, TEDAŞ... 81 KİT kurumunu denetliyoruz biz. TEDAŞ bunların içinde 2019 yılı itibarıyla en fazla zarar eden 7'nci kuruluş 7. Zararı 389 milyon 440 bin 119 lira yani 21 şirkete mülklerini ve elektrik dağıtım işini özelleştirdikten sonra nasıl bu kadar zarar etmeyi başarıyor? Gerçekten bunun bilimsel olarak ve çok açılı bir şekilde incelenmesi gerekli.

Şimdi, öncelikle kurumda bir liyakat problemi var. Bunu ben mi söylüyorum? Hayır, bunu Sayıştay söylüyor. Bakın, diyor ki: "Belirtilen birimlere ilişkin asli ve sürekli görevlerin İş Kanunu'na tabi sendika üyesi olmayan işçilerle görevlendirme şeklinde sürdürülmesi 233 ve 399 sayılı KHK'nin amir hükümlerine aykırılık teşkil etmekte, ayrıca insan kaynakları yönetiminin temel amacı olan personel iş ve işlem verimliliğini de olumsuz etkilemektedir. Diğer yandan, çalışan personelce teşekküle ait kariyer planlamasına ulaşılamaması nitelikli personel istihdamını zorlaştırmakta ve neticede yeni işe alınan personelin de bir süre sonra teşekkülden ayrılmasına neden olunmaktadır."

Evet, Sayın Genel Müdürüm, Sayıştayın bu tespitiyle ilgili gereğini yapınız.

Evet, diğer taraftan, TEDAŞ'ın görevleri ve kapsamlarını sunumunuzda anlattınız. Bakın, ben bir elektrik mühendisi olarak ve sahada kazandığım tecrübeyle yani milletvekili olduktan sonra TEDAŞ'la ilgili yaptığım denetimler neticesinde ben değerlendirmemi yapayım.

TEDAŞ'ın görevleri ve kapsamları: Bir, denetim çok zayıf. İki, kontrol çok zayıf. Üç, koordinasyon ve standardizasyon çok zayıf.

Eğitim, mühendislik ve danışmanlık, bunların ayrıca teknik olarak incelenmesi gerekir, ondan sonra düşüncemi aktarabilirim.

Kamulaştırma kısmı da malum, üzerinde büyük soru işaretleri var.

Şimdi, kurum neden ve nasıl zarar ediyor? Hemen örneğe bakalım. Kurum kime ait? Devlete ait. Devlet kime ait? Halka ait. Bakalım, halkın, kamunun yararı doğrultusunda mı bir işleyiş var yoksa zararı doğrultusunda mı? 21 adet dağıtım şirketine, özelleştirme yapılırken Meram Elektrik Dağıtım AŞ, yine Sayıştay raporlarına göre, tam özelleştirme esnasında öyle bir sayaç okuması yapıyor ki TEDAŞ'ın geliri olabilecek sayaçları düşük okuyor, özelleştirme devrinden hemen sonra kendisinin ilk sayaç okuması dolayısıyla daha yüksek çıkıyor ve bu şekilde de 39 milyon 621 bin 250 lira artı faiz haksız kazanç elde ediyor, TEDAŞ da bunu mahkemeye veriyor. Tahsil edildi mi? Hayır.

Bir diğer konu, Yeşilırmak Elektrik Dağıtım AŞ ve Fırat Elektrik Dağıtım AŞ. Bunlar da yine özelleştirme sürecinde TEDAŞ'tan mülkleri devralıyorlar, bir bakıyorlar ki TEDAŞ'ın kasasında nakit para var. Parayı ne yapıyorlar? Kendileri bu devir aşamasına geçip de devralana kadarki sürede repoya yatırıyorlar, evet, repo ve buradan da 8 milyon 750 bin 620,47 lira artı faiz hortumluyorlar. Bunun gibi sayabileceğimiz çok net... Bunlar vatandaşın parasıdır her hâlükârda, bürokratların parası olmadığına göre, siyasilerin de ortaya bir para koymadıklarını düşünürsek kaybolan bütün paralar, hortumlanan bütün paralar vatandaşın vergileri aslında.

Diğer taraftan da yine EPDK'nin bu reklam ve kira gelirleriyle ilgili olarak da bugün itibarıyla yaklaşık 200 milyon lirayı vatandaşa değil, özel dağıtım şirketlerine aktardığını görüyoruz. Ben buna "elektrik gelirlerinde kaçakçılık" diyorum. Aslında, her ne kadar "elektrik" diyorsam da TEDAŞ'a ait mülkler üzerinden yapılan, haksız bir şekilde kazanılan reklam ve kira gelirlerinin kaçakçılığı bu. Nedir kaçakçılık? TDK sözlüğünden okuyorum: "Bir devletin yasalarına karşı gelerek yapılan ticaret." Yasalarda böyle bir düzenleme yoktu, özel dağıtım şirketlerine böyle bir gelir verilemezdi sözleşmeye göre, verilemezdi ki EPDK olaya müdahil olarak bir düzenleme yaptı ama düzenleme kamu zararına yönelik bir düzenlemedir, kamu zararı. Siz, ihaleye belirli koşullarda giren ve o doğrultuda teklif veren, kâr marjını ona göre hazırlamış ve beyan etmiş olan şirketlerin sözleşmeyi aldıktan sonra işin ifası süresi içinde eğer onların kârlarını artırmaya dönük bir işlem yapıyorsanız bunun adı, edimin ifasına fesat karıştırmaktır. Bunu EPDK yapıyorsa da bu böyledir. Dolayısıyla bu konu Türkiye'nin gündeminde kalmaya devam edecek. Bu parayı biz, sadece Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili olarak söylemiyorum, AK PARTİ de, Milliyetçi Hareket Partisi de, İYİ PARTİ de, Saadet Partisi de, HDP de, bütün, tüm partiler EPDK'yi bu yaptığı yanlıştan geri çevireceğiz, bu parayı da vatandaşlarımızın hanesine yazdıracağız; geriye dönük de bu paralar bu şirketlerden tahsil edilecek.

Diğer bir konu, memnuniyet araştırması sonuçlarından bahsettiniz. Hani, bir sözün bir kısmı söylenir de öyle bir algı yaratılır. Söylemediğiniz kısım: Memnuniyet araştırması, çalışanların memnuniyeti ve paydaş beklentisi ve memnuniyet araştırması. Halk nerede? Halkın memnuniyet araştırması nerede? Yok. Bakın, dağıtım şirketleri de zaten 2019 yılında yüzde 72,4 memnun TEDAŞ'tan yani TEDAŞ'tan, EPDK'den, devlet kurumlarından memnun. Memnun tabii, havadan 200 milyon lirayı böyle "şak" diye bir düzenlemeyle alıyor. O 200 milyon lira da ne oluyor? Aslında hayalî olarak yaratılan bir para olmadığı için vatandaşın cebinden alınıyor yani vatandaş 200 milyon lira daha fakirleştiriliyor.

Diğer bir konu, Zonguldak meselesi. Sizinle görüştük, göreve yeni gelmiştiniz, ben de Zonguldak'a hızla hareket etmenizin faydalı olacağı düşüncesiyle...

TEDAŞ GENEL MÜDÜR VEKİLİ ÖMER SAMİ YAPICI - Düzelteyim, ben oradaydım zaten.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet.

Ben, Halil İbrahim Leventoğlu'yla görüştüm, kendisini telefonla aradım, hızla denetim sürecini başlatmaları gerektiğini; aksi takdirde, bu felaketin daha büyük ve telafi edilemeyecek sonuçlar doğuracağını ifade ettim ve neticesinde, ardından da kendisi görevden ayrıldı ve siz göreve gelir gelmez Zonguldak'a gittiniz. Dolayısıyla da burada aslında biz bir denetim yapmıyoruz, âdeta, üzülerek söylüyorum, size brifing veriyoruz. Kuruma henüz daha hâkim değilsiniz, bunu maalesef, görüyorum. Size yönelik bir suçlama değil, her kim olsa, böyle bir kuruma genel müdür olarak gelse sürece hâkim olması bir zaman alacak.

Zonguldak'ta ne var? Zonguldak'ta Başkent Elektrik Dağıtım AŞ var. Başkent Elektrik Dağıtım AŞ zamanında yatırımlarını yapmamış, bünyesinde nitelikli personel barındırmamış. Bunu denetlemekle görevli olan TEDAŞ, zaten neredeyse Zonguldak'ta görevlisi yok, tamamen çekilmiş, EPDK de zaten görevini yapmıyor, o da denetim, düzenleme görevlerini yapmıyor ve neticede, Zonguldak'ta elektrik dağıtım direkleri kâğıttan direk gibi, kiminin temeli atılmamış, yapılmamış bile ve kâğıttan elektrik direği gibi hepsi; hepsi değil ama çokça ve sorunları telafi edilemeyecek boyuta ulaştıracak kadar çöktüler, devrildiler. Bunun haricinde de kronik pek çok problem var.

Ben size bir yaşadığımı anlatayım: İlk milletvekili seçildiğimde Zonguldak'ta Zonguldak Belediyesi tarafından kara yollarında bir altyapı çalışması yapılıyor BEDAŞ'la birlikte, çeşitli hatları yer altına alıyorlar ve halkımız da hâliyle tabii, durumdan rahatsız, bir an önce çalışmanın bitmesini istiyor. Bunun üzerine, bir elektrik mühendisi olarak BEDAŞ'ı toplantıya çağırdım, toplantıya geldiler, ilk sorduğum soruyu söylüyorum: "İş programınızı verir misiniz?" dedim. Bakın, 19 mahallesi olan bir Zonguldak merkez ilçesinden bahsediyorum, pek çoğunda aynı anda çalışma var ve Zonguldak'ın coğrafyası zaten çok zor. Ve ne oldu? İş programı yok, yok iş programı. "Yapacağınız işle ilgili malzeme, sevkiyat akış tablonuz var mı?" Yok. "Öncül işleriniz, ardıl işleriniz belli mi? Hangi işten sonra hangisini yapacaksınız? Hangi kurumlarla, nasıl koordine olacaksınız?" Yok. İnanın, bir süre tayin ettik on gün gibi ve "On gün sonra raporunuzu istiyorum yani bu programlarınızı istiyorum çünkü halka hesap vereceğiz biz milletvekili olarak." dedim. Neticede, çok zor bir şekilde süreç yürüdü Zonguldak'ta, hâlâ öyle yürümeye devam ediyor.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Vekilim, toparlayalım.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Vatandaşlarımız bunu hak etmiyor. Burada görev sadece TEDAŞ'ın değil, aynı zamanda EPDK'nin. Vatandaşlarımızın bozulan elektronik cihazlarını, biz eğer "Güçlü devletiz" diyorsak, teknolojimizle hangisinin bozulduğunu tespit edip, hangi süre aralığında olduğunu tespit edip onları BEDAŞ'ın kapısında süründürmeden gerekli tazminatı ödemesini bilmeliyiz. Bunu TEDAŞ mutlaka yapmalıdır ve kurumlar da mutlaka bunu gerçekleştirmelidir.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Vekilim, toparlayalım lütfen.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Toparlıyorum.

Gelelim olağandışı giderlere. Şimdi ben bunu biraz netleştireyim. 2018 yılı TEDAŞ Sayıştay denetim raporu, okuyorum: "Diğer çeşitli malzeme gider tablosu. TEDAŞ Genel Müdürlüğü Misafirhanesi, kat holleri ile lobi kısmına halı alımı." Ne kadardır sizce? 223.902. Nedir bu halı? Uçan halı mı? Vatandaşımızın bunca ekonomik sıkıntısının olduğu bir süreçte bu kadar pahalı bir gider kalemi TEDAŞ'a yakışıyor mu?

Evet, toparlıyorum. Özellikle iki konuyla toparlamak istiyorum.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Lütfen, Sayın Vekilim. Bakın, on dakika süre verdik.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Mevlüt Karakaya on bir dakika konuştu, en ufak bir müdahalede bulunmadınız.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Bakın, şu anda...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bitince de ben zaten uyaracaktım.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Şu anda on iki dakika oldu, lütfen. Bakın, siz herkese kurallı davranmaları konusunda uyarıda bulunuyorsunuz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Lütfen, bizim de kuralımız on dakika. Siz de on dakikayla konuşmanızı sınırlandırın.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - O süreyi siz belirlediniz, bizden rıza almadınız ki.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Nasıl? Bütün arkadaşlarımız belirledi.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hangi arkadaşlar ya?

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Onayladık, lütfen.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Konuşmayan arkadaşlarımız mı?

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ne demek konuşmayan arkadaşlar ya?

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ya, söz almayan arkadaşlar mı dedi?

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Daha önce de yedi dakika konuştunuz. Şimdi, aynı şeyleri tekrarladıkça...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Siz de oyaladıkça süreyi uzatıyorsunuz. Ben de anlıyorum ki amaç beni konuşturmamak.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Yok, konuşuyorsunuz zaten.

MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) - En çok siz konuşuyorsunuz Sayın Vekilim, kimse engellemiyor.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Müdahale etmezseniz bitiyor.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Ya, o, en çok okuyor, en çok çalışıyor.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Çalışsın, itirazımız mı var?

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ne çalışsın? Halkın, vatandaşın parası çarçur edilmiş.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - İlave bir dakika daha söz vereceğim ve kapatacağım, lütfen.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Sayın Başkan, size faydası var, zararı yok; iyi çalışıyor adam.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Kendisine faydası olur belki.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Var, var.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Buyurun lütfen, Sayın Vekilim.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şimdi, söylediğiniz söze cevap vermek durumundayım. Ya özür dileyin ya da cevap vereyim.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Kendisine de faydası olur dedim, bir şey demedim ki. Kötü bir şey mi yani? Kendinizi geliştirmeniz...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Demek ki sizin bakış açınız gibi değerlendirmiyorum siyasetinizi. Ben acı çekiyorum şu anda.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Farklı olacak tabii, herkesin görüşü farklı.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet, şunu soruyorum: 2020 yılı itibarıyla yapılandırılan tarımsal sulama, belediye ve diğer abone gruplarıyla ilgili kaç aboneye, kaç TL'lik yapılandırma yapılmıştır? Ve yapılandırılmayan tarımsal sulama, belediye, diğer abone gruplarına ilişkin abone sayısını ve kaç TL'lik yapılandırma yapılmadığını soruyorum. Borçlu belediyeler listesini ve ne kadar borçları olduğunu soruyorum.

Evet, son olarak da -netleştirmek açısından söylüyorum- toplantının başında bir siyasi partinin Sayın Genel Başkanıyla ilgili bir durumu, o partinin milletvekilleri ifade ettiler. Ben işin şu tarafındayım, onu ifade edeyim, "tweet"i atan her kimse, her kimse -sonuçta bir "tweet" atılmış, biri atmış- ben kınıyorum, mahkemede de kim olduğu ortaya çıkar ama kim olursa olsun kınamam da yerini bulsun diyorum.

Saygılar sunuyorum.