| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ'nin (BOTAŞ) 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 02 .03.2021 |
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Genel Müdür, değerli yönetim kurulu üyeleri ve bürokratlar, Sayıştayın kıymetli denetçileri ve milletvekili arkadaşlarım; tekrar Komisyona hepiniz hoş geldiniz.
Ben hızlı hızlı soru soracağım, on dakikalık sürem var. Ümit ediyorum Başkan da bölmez ve benim de konuşmamın insicamı bozulmadan tamamlama şansım olur.
Sorum şu: Öncelikle, 2019 yılı finansman gideri 2 milyar 491 milyon 309 bin lira görünüyor. Bu finansman giderinin alt sekmeleri nedir, nereden kaynaklanıyor? 2018 yılındaki finansman gideri 905 milyon 186 bin liraydı. 2020 yılının finansman gideri nedir? Kurumun 2019 yılı Sayıştay raporuna göre zararı 5 milyar 613 milyon 344 bin lira, 2019 yılı 2 milyar 481 milyon 667 bin lira, 2018 yılı 2 milyar 676 milyon 577 bin lira olarak görünüyor. Sorum, 2016, 2017, 2018, 2019, 2020 yıllarındaki ödediğiniz faiz gideri nedir? Ve yine ben 2019 yılı Sayıştay raporundan soracağım, sayfa 53, faiz borçları. 642 milyon 368 bin 753,79 lira, TL olarak. Dolar olarak da faiz borcu var, 798 milyon 43 bin 320 Amerikan doları ve avro tutarındaki faiz borçlarıysa 20 milyon 479 bin 493 avro. Kısa ve uzun vadeli kredilerle ilgili olarak alınan kredilerin ve çıkarılmış menkul kıymetlerin kredi ve menkul türleri itibarıyla tahakkuk etmemiş gelecek döneme ilişkin faiz borçları bunlar. Bugünün kurundan dönersek BOTAŞ'ın bu faiz borçları 6 milyar 84 milyon 470 bin 189,52 liraya ulaşmış durumda.
Diğer birkaç konu var, hızla geçeceğim. Hayvan hakları konusunda yaptığınız çalışmalar için teşekkür ediyoruz. Bunu sadece bu ülke topraklarında yaşayan insanlar değil, aynı zamanda derdini anlatamayan hayvanların ve aynı zamanda da tüm bitkilerin, doğa örtüsünün birer temsilcileri, milletvekilleri olarak size teşekkür ediyorum ve bu çalışmalarınızın daha da genişleyerek devam etmesini, Avrupa'dan da dünyadan da bahsettiğiniz proje yarışması ölçütünde de şampiyonlukla dönmenizi canıgönülden diliyorum.
Tanker üretimi konusunda römorkörlerinizin yerli mi yoksa yabancı mı olduğunu, ithal mi ettiğinizi sormak istiyorum çünkü Zonguldak Ereğli'de tersaneler var ve buradaki pek çok şirket dünyaya römorkör satışı yapıyor. Hem daha cazip olabilir satın almak hem de aynı zamanda BOTAŞ bünyesindeki bir ekiple birlikte koordine edilerek bu arıza bakım kısmıyla ilgili de çeşitli sorunlar çözülebilir ve bir atılım gerçekleşebilir. Bu tip bir atılımın yine ben LNG tankerleri için de Karadeniz bölgesindeki tersaneler de Doğu Akdeniz'den uzak oldukları için -şu anda daha güvenli olduklarını varsayarak söylüyorum- stratejik olarak iyi olabileceğini söylemek istiyorum.
Hırsızlıkların istatistiklerini verdiniz. Hangi hatlarda, hangi sayılarda hırsızlık olduğu konusunu ve hangi oranda, miktarda hırsızlık yapıldığı konusunu size sormak istiyorum.
Diğer taraftan, ATEX sertifikalı yani alev yaymaz ürünlerle ilgili sizinle yaptığımız görüşmelerde konuya gösterdiğiniz ilgiden, hızınızdan, atağınızdan ve Türkiye Taşkömürü Kurumuyla yaptığınız iş birliğinden dolayı sizi tebrik ediyorum. Bu yerli ve millî çok büyük bir adımdır. Bunun BOTAŞ markasıyla birlikte gerçekleşmesi, daha sonra da bu ürünün ihracının da önüne geçecektir, çok iyi bir referans olacaktır.
Bir diğer konu, yine BOTAŞ arama kurtarma ekipleriyle ilgili. Mevcut, Türkiye Taşkömürü Kurumunda çalışmakta olan tahlisiye ekipleri ve zaten hâlihazırda çalışan madencilerin işlerini doğal olarak yapmalarından kaynaklı tecrübeleri aslında onları olası bir İstanbul depremi veya Türkiye'deki veya dünyadaki çeşitli felaketlerde çok iyi organize olduklarında belki de ülkenin o dönemleri bakımından en kıymetli görevleri üstlenmiş kişileri hâline getirecek. Dolayısıyla bu da bir vatan savunmasıdır, yine can savunmasıdır. Bu bakımdan, Türkiye Taşkömürü Kurumuyla yapacağınız çalışmalarda da her zaman size biz destek olacağız.
Şimdi, diğer bir konu, çok önemli bir konu. Şöyle ifade edeyim: Biliyorsunuz, 2009 yılı mahalli seçimleri kapsamında miting için Kahramanmaraş iline bağlı Çağlayancerit ilçesine giden Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve onunla birlikte bulunan Erhan Üstündağ, Murat Çetinkaya, İsmail Güneş ve Yüksel Yancı'nın da içinde bulunduğu helikopterin pilot Mustafa Kaya İstektepe yönetiminde Kahramanmaraş ili Çağlayancerit ilçesinden Yozgat ili Yerköy ilçesine gitmek üzere 25/03/2009 günü saat 14.35 sıralarında havalandıktan bir süre sonra düşmesi sonucu helikopterde bulunan 6 kişinin hayatını kaybettiğini hepimiz biliyoruz. Bu, tüm Türkiye'de bir travma etkisi yaratmıştı. Bu konuyla ilgili ben araştırmalarımı derinleştirdiğimde, BOTAŞ'la ilgili çok kritik bir bilgiye ulaştım. Burada, kaza gerçekleştikten kısa bir süre sonra İHA muhabiri olan İsmail Güneş 112'yi arıyor ve aynı şekilde çalıştığı kurumu da arıyor, İHA'yı arıyor. İHA'yı aramasıyla birlikte, İHA'daki üst düzey bir yönetici Avea operatörüne ulaşarak oradaki üst düzey ağabeyi olan, yöneticisi olan bir kişiye ulaşarak kazayı doğrudan haber veriyor ve bunun üzerine de Avea hızlı bir şekilde yani kaza gerçekleştikten bir saat sonraki sürecin içinde yer ve lokasyon tespitini yapmak için harekete geçiyor. Bu arada, bu anlattığım yeni bir bilgidir ve Yazıcıoğlu ailesinin bu dava dosyasına ve yürüyen mahkeme sürecine dahil edeceği delilleri ve tanıkları da aslında ortaya çıkarmaktadır. Bu bakımdan çok kritik. Ve burada bu telefon numarası, İsmail Güneş'in aradığı numaranın İHA üzerinden Avea'ya ulaşmasından sonra buradaki teknoloji ve "network" ekiplerine lokasyonun tespit edilmesi için bu bilgiler veriliyor ve belirlenen lokasyon bir süre sonra -hem kendi yazışmalarında bunlar mevcut, Avea'nın kendi iç yazışmalarında hem de şahitleri mevcut- BOTAŞ'la paylaşılıyor. Şimdi, bu aslında, merhum Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun da hayatını kaybettiği bu elim olayda helikopterin düşmesi, bu faciada, felakette aslında eksik bir parçaydı. Çünkü hem Devlet Denetleme Kurulu raporunda hem dava dosyasında BOTAŞ'ta görevli olan Ercüment Güler ismindeki bir kişinin, sürecin en başından itibaren kaza mahalli bölgesine giderek validen ve jandarma komutanından dahi daha üstün bir yönetme erkiyle birlikte, bunu bir şekilde onlardan alarak... Sürecin içinde aslında, ekiplerin bir şekilde, uzun süre, kırk sekiz saatlik süre içinde bu enkazı bulamaması noktasında da bir sorumluluk almış oluyor ve bu sorumluluğun neticesinde de maalesef enkaza ulaşılmasında çok büyük bir zaman kaybedildi.
Hemen, çok hızlı bir şekilde size Yargıtay mütalaasından bahsetmek istiyorum. Dönemin Kahramanmaraş Valisi Mehmet Niyazi Tanılır "Olay günü ben makamımdayken, saat 15.50'de İl Jandarma Komutanı beni telefonla arayarak olayı bana bildirdi. BOTAŞ ekibiyle gelen Ercüment isimli, haritayı inceleyen şahsı daha önceden ben tanımıyordum." diyor. Aynı şekilde, Jandarma Komutanı Asayiş Şube Müdürü Yüzbaşı Ahmet Ergenç: Bursa BOTAŞ ekibi Başkanı Emekli Yarbay Ercüment Güler'le beraber değerlendirmeler yaptık. Bu ekipleri ellerinde haritalarla görevlendirme yapılan yerlere gönderdim. Genellikle görev yerleri Keş Dağı Karayakup bölgesiydi, bu ekipler, gözlediğim kadarıyla, görevlendirildikleri yerlere gitmek konusunda istekli değillerdi." diyor. Aynı zamanda, sahadaki ekiplerle Ercüment Bey vasıtasıyla iletişim kurduklarını ifade ediyor. Büyük Birlik Partisi Kahramanmaraş İl Başkanı diyor ki: "Yanlarında uzun saçlı, kendisini emekli yarbay olarak tanıttıkları ve BOTAŞ güvenlik amiri olarak görev yaptığını söyledikleri Ercüment Güler isimli -parantez içinde demiş- bir şahıs vardı. Ercüment Güler, orada bulunanlara 'Koordinat burası.' diyerek helikopterin düştüğü yerin Kurucaova Köyü Deliklikaya mevkisinde olduğunu söyleyerek buraya gitmemiz gerektiğini söyledi. Vali, Emniyet Müdürü ve Jandarma Alay Komutanı hiç seslerini çıkarmıyorlardı. Biz bölgeyi bildiğimiz için müdahale ettik 'Kurucaova köyü batıda kalıyor, helikopter kuzeye gitmiş ve dağı aşmamış, son görüldüğü yerden gittiği istikamete doğru arama yapmamız gerekir.' diye hep birlikte itiraz ettik. Nevzat Pakdil'e giderek 'Ağabey, yanlış oluyor, bunları durdurun, arama buradan yapılsın.' dedik. Nevzat Bey'in de gelip onların araçlarına binerek hareket edeceği sırada 'Helikopter burada görülmüş.' diye müdahale etmesine rağmen 'Yeni koordinat geldi, gitmemiz lazım.' diyerek, onu da dinlemeyerek gittiler. Bütün bu işler olurken Vali ve Emniyet Müdürü sadece takip ettiler, inisiyatif kullanmadılar." diyor. Yine buna benzer ifadeler var.
Şimdi, konuyu BOTAŞ noktasında biraz daha belirgin hâle getirmeye çalışıyorum. İsmi geçen kişi 1999-2001'de Gambiya'da çalışmış, 2003-2004'te Bosna Hersek'te, 2005-2009'da BOTAŞ International'da, 2009'un Mart ayında yani bu helikopter faciasından sonra ayrılıyor "ADY Training & Consultancy" diye bir firmada -sahibi olarak, ortağı olarak- 2005-2012 arası görev alıyor, Yemen'de 2011-2015, Cibuti'de 2015-2021 ve şu anda da Yunanistan merkezli bir firmada çalışıyor görünüyor. Dolayısıyla benim sorum şudur: BOTAŞ'da veya BOTAŞ International'da Ercüment Güler isminde o dönemde yani 2009'da, öncesinde veya sonrasında bir çalışan var mıdır? Bu "ADY Training & Consultancy" firması, BOTAŞ veya BOTAŞ International'la çalışmış mıdır? Çalıştıysa hangi görevlerde çalışmıştır? Aynı zamanda kazanın olduğu gün ilgili kişi bölgede mi görevlidir? Ve -bilginiz dâhilinde soruyorum- hangi unvanıyla birlikte BOTAŞ personeli olarak ve emekli yarbay olarak bilinerek ama kimsenin tanımadığı bir kişi olarak sürecin içinde bu kadar aktif rol almıştır? BOTAŞ'ın veya BOTAŞ'ın alt yüklenicilerinin böyle bir görevi var mıdır, acil durum eylem planına yönelik böyle bir görevi var mıdır? Aynı zamanda, AVEA'nın saat olarak 16.15 civarında lokasyon bilgisini vermesine rağmen, yani BOTAŞ'a aktarmasına rağmen -bu konuda AVEA'dan gelen BOTAŞ'taki bilgileri açmanız gerekiyor, o gün, bir gün öncesi ve onu takip eden günlerde- Ercüment Güler, Devlet Denetleme Kuruluna verdiği ifadede "Bölgede bulunduğum sürece cep telefonu sinyallerinden 1 kilometre eninde, 30 kilometre boyunda yay işaretlenmiş bir harita görmedim." diyor. Ancak biz biliyoruz ki kaza gerçekleştikten bir saat sonra bu bahsedilen yaylı harita aslında BOTAŞ'a aktarıldı. Bu doğrultuda sizin de mail trafiğinizi inceleyerek KİT Komisyonunu bilgilendirmenizi sizden talep ediyorum.
Teşekkür ederim.