KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ediyorum.

Herkesi de sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Şimdi benim gördüğüm kadarıyla burada 12 maddelik bir torba, 2 tane gördüğüm kadarıyla tartışmalı madde var. Bunlardan bir tanesi madde 2: 15/3/2020 tarihinden sonrası ihalesi yapılmış ancak uygulama sözleşmesi imzalanmamış yap-işlet-devret projelerine ilişkin olarak özel bütçeli kuruluşun yanında Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının da borç üstlenim anlaşmasında taraf olmasının sağlanması. En çok tartışılan konulardan bir tanesi bu. Bir tanesi de madde 6: Nakil esnasında yakalanan küpesiz buzağı, kuzu ve oğlaklar ile gebe hayvanların kesime sevk edilmesi uygulamasına son verilmesi. Yani burada genelde milletvekillerimizin "Bayındırlık, İmar, Turizm ve Ulaştırma Komisyonunda bunun ne işi var?" diye bir itirazları var. Benim burada gördüğüm 2 tane tartışmalı madde var. Ben madde 6 hakkında konuşmak istiyorum.

Bu maddeyle, denildiği gibi, nakil esnasında yakalanan küpesiz yani "yakalanmaktan" ve "küpesiz"den kasıt "tanımlattırılmamış buzağı, kuzu ve oğlaklar ile gebe hayvanların kesime sevk edilmesi uygulamasına son verilmektedir." denmekte burada, gerekçede. Burada bir, demek ki küpesiz hayvanlar var yani kayıt dışında hayvanlar var ve bunların sevki esnasında bu olay gerçekleşiyor. Burada Tarım Bakanlığından yetkililerin olduğunu da, bürokratların olduğunu da duyduk. Peki, burada, 2020 yılında bu şekilde sevk edilen kayıt dışı hayvan sayısı ne kadardır? Geçmiş yıllara ait sayılar var mıdır ki böyle bir madde koymaya gerek duydunuz? Türkiye'de demek ki kayıt dışı hayvan varlığı var, bu hayvan varlığı ne kadardır? Bununla ilgili, bürokratlarımız bilgi verirse sevinirim.

Türkiye'de kayıt dışılık hakikaten de önemli bir sorun. Hayvancılık içinde de kayıt dışılık önemli ancak kayıtlı hayvanlarda da, kayıtlı hayvanlarımızda da, onların istatistiklerinde de ciddi sıkıntılar olduğunu görmekteyiz. Özellikle, büyük ve küçükbaş hayvan sayıları ile et ve süt üretimine ilişkin istatistiklerin doğruluğu uzun zamandan beri tartışılmaktadır. Türkiye'de sığır sayısı ve inek sütü üretimi başta olmak üzere hayvansal ürün üretim istatistikleri gerçeği ne yazık ki yansıtmamaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre 18,6 milyon büyükbaş, 55 milyon küçükbaş hayvan varlığı bulunmaktadır ülkemizde. Türkiye İstatistik Kurumu, hayvan sayılarının Tarım ve Orman Bakanlığı aracılığıyla tür, ırk ve yaş grupları itibarıyla değerlendirip kontrol ve analizlerden sonra nihai hâli vererek yayınlandığını belirtmesine rağmen, rakamlar arasında tutarsızlık olduğu gerek bilim insanları gerek ziraat mühendisleri ve veteriner hekimler tarafından dile getirilmektedir. İstatistiklerdeki bu tutarsızlık zootekni alanında akademik çalışma yapan akademisyenlerin bilimsel makalelerine de konu olmuştur. Örneğin, 2012-2016 yıllarında kültür ırkı, kültür ırkı melezi ve yerli ırk sığır sayılarındaki artış sırasıyla yüzde 3,8; binde 7 ve binde 3 olurken 2017 yılında yerli ırk sığır sayısında yüzde 8'lik bir azalışa rağmen toplam sığır sayısında yüzde 13,2'lik artışın makul bir açıklamasını bilim insanları getirememektedir.

Yine, kültür ırkı, melez ırkı sayısına baktığımızda, birbirini izleyen iki yılın sığır sayıları doğru kabul edilirse bunun tek bir açıklaması olabilir, o da canlı hayvan ithalatıdır fakat Türkiye'de kültür ırkı melezi sığır ithal edilmemektedir, ülkeye kaçak hayvan girişi olduğuna dair bir bilgimiz de yoktur, 2016'da ithal edilen damızlık, besilik ve kasaplık canlı hayvan sayısı 500 bini geçmemektedir. Doğum ve ölüm oranlarında ve kesin hayvan sayısında önemli bir artış da görülmemektedir. Buna rağmen, yüzde 18'lik artış olması, inanın, istatistik bilimiyle açıklanacak bir durum değildir.

Sadece hayvan sayıları değil, hayvansal ürünlerin üretimindeki sayılarda da buna paralel olarak sapmalar gözükmektedir. Sığır başta olmak üzere manda, koyun ve keçi sayılarındaki artışlar ithalatla açıklanamaz durumdadır. Mecliste de sık sık dile getirdiğimiz ve zootekni alanında akademik çalışmalar yapan bilim adamlarının da ifade ettiği gibi en kısa zamanda hayvan sayımı yapımı yapılması zorunlu hâle gelmiştir. Sayımdan önce de daha önceki sayılardaki uyuşmazlıklardan kimsenin sorumlu tutulmayacağının açıklanması gerçekçi, güvenilir ve şeffaf bir sayım için önem arz etmektedir. Türkiye'de en son ne zaman hayvan sayımı yapılmıştır ve bundan sonra ne zaman yapılması düşünülmektedir?

Teşekkür ederim.