KOMİSYON KONUŞMASI

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Ben zaten gündemle ilgili önerilerimi de söyleyerek ayrılmak zorundayım. Bir basın toplantımız var, o yüzden kısaca önerilerimi de söyleyeceğim.

BAŞKAN FATMA AKSAL - Tamam, kısa rica edelim çünkü diğer arkadaşların da toplantıları var.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sadece, bazen somut bir şey konuşmakta neden bu kadar zorlanıyoruz gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum. Ben feminist mücadeleden gelen bir kadınım ve burada, mesela biz Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonuyuz ama kadın hareketinin hiç esamesi okunmadı. Yani, siz bana "iktidar" dersiniz Hülya Hanım, ben de size kadın hareketi anlatırım mesela. Yani, bu mücadele olmasaydı sizler onları yapamazdınız diyebilirim, ki 98'de sizler yoktunuz, 4320 sayılı Kanun 6284'ün öncelidir ama hiçbir zaman ben şunu demedim: "2002'de Medeni Kanun değişti, 2005'te Ceza Kanunu değişti, daha sonrasında işte İstanbul Sözleşmesi..." Bunları biz zaten severek karşıladık, bunun için mücadele ettik biz. Yani, biz bunun için, kanunları değiştirmek için sokakta, yıllarca mahkemelerde mücadele ettik ve bunu hep birlikte başardık. O yüzden kimse bize iktidar anlatmasın, ben de kimseye kadın hareketi anlatmayayım. İşin başlangıcı bu yani birbirimize tahakküm tarifi yapmayalım, demokrasi tarifi yapalım mümkün olduğunca gerçekten.

Şimdi, Komisyonla ilgili kanunun 3'üncü maddesi "...Türkiye'deki kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasına yönelik gelişmelere ve Komisyonun o yılki faaliyetlerine ilişkin bir değerlendirme raporu hazırlamak ve bunu Türkiye Büyük Millet Meclisine sunmak." diyor. Bu Komisyon ne yapıyor genelde? Faaliyet raporu hazırlıyor. Şimdi, kanunun 3'üncü maddesini bir daha, daha net olsun diye faaliyet raporunu çıkararak okuyorum: "Türkiye'deki kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasına yönelik gelişmelere ilişkin bir değerlendirme hazırlamak." Biz toplanmazsak nasıl hazırlayacağız bu değerlendirmeyi? Kanunumuzun 3'üncü maddesi söylüyor bunu, Komisyon kanununun 3'üncü maddesi. Yani, kastettiğimiz biraz bu.

Önerilerse şöyle: 5840 sayılı Kanun'da yer alan mevzuatın uluslararası normlarla kıyaslanarak eksikliklerin tespitine yönelik, Komisyon her sene bir alt komisyon kurarak mevzuat taraması yapabilir mesela. Bununla, kabul edilen kanunlar ile mevcut kanunların yani var olan kanunların kadın ve erkekler üzerindeki farklı etkilerini ölçmeye ve kanunda olmasa bile uygulamada olan ayrımcılığa ilişkin etkin bir çalışma yürütebilir. Ben tutanaklara geçsin diye de konuşuyorum çünkü daha sonra, tarihte tutanaklar daha çok inceleniyor, yazılı olarak da veririm uzman arkadaşımıza, merak etmesin.

Komisyonun en etkili alt komisyon çalışmalarından biri olan toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme konusunda Komisyon izleme ve denetleme rolü üstlenerek kamu kurum ve kuruluşlarını bu yönde teşvik edebilir. Bu mevcut bütçe içerisinde, bütçe kesin hesap kanunu tasarısı sadece Plan Bütçe Komisyonunda görüşülüyor ve bunu defalarca söylüyoruz. Bununla ilgili, kamu idarelerini, Sayıştay temsilcilerini düzenli olarak davet ederek kamu harcama ve hizmetlerinin cinsiyete duyarlı olması konusunda çaba sarf edebilir.

Komisyon her yasama yılında kadına yönelik şiddetle mücadeleyi izlemeye yönelik bir alt komisyon kurabilir. Yani, bizimkinin görevi bitti, raporu inşallah siz bize vereceksiniz, biz de şerhimiz varsa hazırlayacağız. Ama, bunu her yıl yapabilir ve İstanbul Sözleşmesi'nin uygulamasına ilişkin rapor hazırlayabilir. Böylece... GREVIO vardı, GREVIO ne oldu? Onun da Türkiye'ye yüklediği yükümlülükler var. Onun -GREVIO'nun- iç tüzüğündeki, parlamentoların izleme sürecine dâhil olması yönündeki düzenlemeler biliyorsunuz, bunlar da TBMM'de en yetkin komisyon olan KEFEK tarafından hayata geçirilmiş olur. Bir seferlik bir rapor yerine aslında KEFEK kanunla kendisine tanınmış olan kadın-erkek fırsat eşitliği alanında değerlendirme yapma -o kanunun 3'üncü maddesinde, başta okuduğum- sadece "Faaliyetimiz buydu, şuydu." diye rapor sunmak değil de değerlendirme yapma görevini de yerine getirmiş olur. Bunu hep birlikte yapabiliriz, seve seve yaparız; toplanmaktan kaçınmayız.

BAŞKAN FATMA AKSAL - İnşallah, inşallah. Bunları yapacağız.

Diğer arkadaşlarımızın da birazı buradan ayrılmak istiyorlar.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - 600 kişilik o Genel Kurula hep beraber doluşturuluyoruz. Yani, şimdi, o yüzden kimse kimseye pandemiyi bahane etmesin.

BAŞKAN FATMA AKSAL - Ama bakın, ayrılmak isteyen başkaları da var. Filiz Hanım "Ben ayrılacağım." dedi.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Etmeyelim, o Meclis Genel Kurulunda, basbayağı, orada sıkış tıkış hep beraber katılıyoruz yani. Böyle bir şey değil. O yüzden, gerçekten değerliydi yapılanlar, bunların kanunlaşması değerliydi. Kimse "Bu, değersiz." demiyor. Lütfen, bunu birbirimize böyle böyle yapmak için kullanmayalım. Sadece, etkin uygulanmıyor ve biz, zaten İstanbul Sözleşmesi Alt Komisyonunu da bunu izlemek ve denetlemek için kudurduk ve bunu her yıl yapmalıyız.

Sabrınız için teşekkür ediyorum.

Beş dakika sonra kalkmak zorundayım, özür diliyorum.