| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünün 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 16 .03.2021 |
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ben de tüm katılımcıları saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bu konu öyle bir tartışma götürecek bir konu. Ancak şunu da ifade edelim -demin Esin Hanım'da söyledi- uluslararası finansal raporlama standartlarına göre hazırlanan, IFRS'lere göre hazırlanan mali raporlar yine uluslararası denetim standartlarına göre bağımsız denetim kuruluşları tarafından denetleniyor ve açık bir şekilde görüşleri belirtilerek raporlanıyor.
Şimdi, bu bağımsız denetim raporlarını, biz diğer KİT'lerden de kendilerine bağımsız denetim yaptıran KİT'lerden de istedik ki zaman zaman bunlarla ilgili bu taleplerimizi de yerine getirdiler. Bunlar özellikle muhasebe temel kavramları açısından bakınca belki bizim şu anda KİT'lerin tabi olduğu ya da uyguladıkları tekdüze muhasebe sistemi uygulamasıyla raporlama yönüyle bazı farklılıklar oluşturabiliyor.
Tabii ki bu bağımsız denetimin asli görevi; sunulan finansal raporların arka planındaki belgelere dayalı olarak gerçekliğini ortaya koymak, ona göre de bir görüş geliştirmek. Yani bu anlamda bağımsız denetim raporlarını hiç değersiz gibi değerlendirmenin de çok doğru bir yaklaşım olmadığını ifade etmem lazım. Eğer bunu ifade etmezsem hakikaten birçok akademisyen arkadaşlar da ve bu alandaki arkadaşlar da bunu çok yadırgarlar. Dolayısıyla, bugün uluslararası arenada da insanlar özel sektörde özellikle büyük yatırımlar yapıp paralarını bir yerlere koyma durumunda kaldıklarında istedikleri bağımsız denetim raporlarıdır çünkü o şirketlere gidip kendilerinin her şeylerini denetlemeleri mümkün değildir yani insanlar o raporlara dayanarak milyon dolarlarını, milyar dolarlarını yatırabiliyorlar. Bu anlamda, elbette, geçmişte yaşadığımız o "Enron olay"ları vesaireler de bir gerçektir, Amerika'da yaşananlar, denetim skandalları vesaire... Ama bu konularla da ilgili ciddi tedbir ve önlemler alınmıştır ya da bunlarla ilgili ciddi cezalar da söz konusudur.
Ben burada bir şeyi merak ediyorum. Tabii ki Sayıştayımızın buradaki Eti Madenin yurt dışındaki bu şirketlerinin denetiminde bir sınırlılığının olmasını hiçbirimizin kabul etmesi mümkün değil. Burada, Sayıştay herhangi bir konuda, herhangi bir iş ya da işlemle ilgili bir hususta bir tereddüt söz konusu olduğunda bu konularla ilgili bilgi ve belgeleri istediğinde bu bilgi ve belgelerin verilmemesi ya da bu konuda gerekli açıklamaların yapılmaması gibi bir durum söz konusu oluyor mu? Yani, buradaki konu hakikaten bir denetim yapılmıştır, elbette bu baz alınacaktır, bir güven olayı mutlaka söz konusu olacaktır. Eti Madenin yine, merkez olarak kendi teftiş kurulları, kendi inceleme ve iç denetimleri mutlaka vardır ama burada önemli olan Sayıştayın bu denetimle ilgili hani bakalım, denetleyelim, tamam ama bu denetim giderek orada, buradaki merkezlerde olduğu gibi kalıcı bir şekilde Sayıştay görevlilerinin sürekli olması biçiminde de istenebilir. Belli aralıklarla gidilip denetim yapılabilir ama sonuç itibarıyla buralardaki bir tereddüt ya da açıklanması gereken bir şey söz konusu olduğunda bu bilgi ve belgeler kurum tarafından sunuluyor mu? Yoksa bu bizim yurt dışı faaliyetimizdir, biz bu konuda bilgi veremeyiz şeklinde bir dirençle karşılaşılıyor mu? Ben, işin doğrusu, bunu merak ettim.
Yine, bu konu benzer KİT'lerde de -şu anda yanlış hatırlamıyorsam- yine gündeme gelmişti. Denetimle ilgili bir kısıtlama ve sınırlamanın olmadığı da ifade edilmişti. Bu yönüyle de bir açıklama yapılabilirse durumun netleşmesi açısından iyi olur diye düşünüyorum.
Çok teşekkür ediyorum Başkanım.