| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünün 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 16 .03.2021 |
ATİLA SERTEL (İzmir) - Şimdi, benim "8.2.3" noktasında bir şey dikkatimi çekti okurken: 2018 yılı Eylül ayında 2 milyon 600 bin TL bedelle araç kiralamaya ilişkin bazı tespitleri raporda yazmış. Siz ihaleye sıfır kilometre araç için çıkmışsınız ancak size teslim edilen 11 aracın sıfır kilometre olmadığının, araçların 3-4 bin kilometre yol yaptığının tespiti ortaya çıkmış. Siz de o bulguya şöyle cevap vermişsiniz, o da yazıyor burada: "Bu araç firmasının merkezi Diyarbakır'da, Diyarbakır'dan Ankara'ya yola çıktılar, o yüzden 3-4 bin kilometrelik mesafe katetmesi normal." Ama Ankara ile Diyarbakır arası bin kilometre yani bir iki kere gidip geldi mi araçlar onu bilmiyorum ama burada bir sıkıntı var. Dolayısıyla, araçların Ankara'ya gelene kadar bin kilometre yol yapmış olması gerekirken 3-4 bin kilometrelik farkların nasıl oluştuğuna bir cevap bulmak lazım yani bu tatmin etmedi beni. Diyarbakır ile Ankara arasında bin kilometre, hadi bilemedin 1.200 kilometre, hadi köyüne uğradı 1.500 kilometre ama 4 bin kilometre, Amasya'ya da uğradıysa, Karadeniz'i dolaştıysa bilmiyorum. Bu araçları kiraladıktan sonra geç teslim alındığı için bu süreçte kiralayan şirket size vereceği araçları kısa süreliğine çalıştırmış olabilir mi? Bunu araştırdınız mı bilmiyorum.
Burada diyorsunuz ki bir de Teftiş Kuruluna "İhtiyaç yok bu konuyu araştırmaya." Neden öyle bir şey diyorsunuz, onu bilmiyorum ama bence doğru değil.
Deniz Yavuzyılmaz uzun uzun konuştu bu 8.2.10'la ilgili, onun değinmediği noktalara değinmek istiyorum çünkü detaylı bir şekilde değindi. "Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünün 2018 yılı gider çeşitleri sınıflaması içinde dışarıdan sağlanan fayda ve hizmetler ile çeşitli giderler grupları incelendiğinde bu hesaplara ilişkin Genel Müdürlük işletmelerindeki bazı harcama kalemlerinde işletme faaliyetleriyle direkt ilgisi olmayan, normalin ve kabul edilebilir sınırların üzerinde bazı harcamaların yapıldığı tespit edilmiştir." deniliyor. Yani, buradaki Sayıştay raporunda öyle ve şu çarpıcı tespitler yapılıyor: "İlgili Bakanlık bünyesinde yapılan ve yukarıdaki tanıma uygun olmayan yüksek tutarlı birtakım harcamalara ait olan teşekkül işletme faaliyetleriyle ilgili olmayan bazı faturaların ödendiği." deniliyor. Bir bölümü teşekkül personeline millî, dini bayramlarda dağıtılmak amacıyla alınmış olmasına karşın temsil harcaması niteliği taşımayan, makul sınırların üzerinde ve tüketim kaynağı belli olmayan birtakım harcamalara ilişkin faturaların görüldüğü söz konusu. Tabii, Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde ve Cumhurbaşkanlığının açıklamasındaki işte bürokraside hediyeleşmeye bile belli sınırlar getirilmesi söz konusu ve o noktada belli rakamların üstündeki hediyelerin olmaması gerektiği noktasındaki düşünce birlikteliğini de ortaya koyarak söylemek istiyorum.
Bir de bunun yanı sıra belirli restoranlarda yüksek tutarlı faturalar var. Yani ne oldu acaba? Bakanlar mı geldi, beraber yemekler mi yendi ne oldu burada? Nasıl yüksek tutarlı faturalar geldi? "Bu harcamalara ilişkin faturaların ekinde harcamaya ait olur ya da gider mahiyetini belirten bir belgenin bulunmaması nedeniyle harcamanın niteliğinin tam olarak tespit edilemediği." yazıyor Sayıştayda. "Bazılarının ise yanlış gider çeşitlerinde kayıt altına alındığını, bazılarının müteferrik gider faslı altında başka hesaplar altında toplandığını, ilgisiz kayıt aldığı ve bir türünün depo gider çeşidi olarak kullanıldığının tespit edildiği." yazıyor. Biz buna benzer bir olayı PTT'yi denetlerken yaşadık. O zamanki eski genel müdürle burada KİT Komisyonundayken konuşmuştuk. "Niye böyle yapıyorsunuz, yani nedir bu faturalar?" demiştik, o zaman da restoranlardan balık faturası gelmişti, takım elbise faturası gelmişti, işte birçok fatura gelmişti. Sonra öğrendik ki PTT Genel Müdürünün sınırsız bir örtülü ödenek harcaması var. İşte, daire başkanlarına üçer bin lira, yönetim kurul üyelerine beşer bin lira gibi rakamları koymuşlar ve Hazineden gelen bir arkadaş, sadece yönetim kurulu üyesi olarak hiç fatura getirmemiş, 5 kuruş da almamış ama diğerleri faturaları getirmişler ve orada, işte, o faturaların karşılığını bedel olarak almışlar. Genel Müdüre sorduğumuzda Genel Müdür en sonunda -bu olayı Deniz Yavuzyılmaz'ın defalarca 13.500 euroyu getirdiği gibi biz de defalarca söyleyince- bize açıklama olarak şöyle demişti, tutanaklarda da var: "Bizim maaşlarımıza takviye olarak -sağlanan- daire müdürlerine, daire başkanlarına ek ödemeler yapmak zorundayız, PTT'deki maaşlar az." noktasında bir yaklaşımda bulundu, biz de kendisine dedik ki: "Ya, gidin devletten alın o maaş zammını. Niye böyle fatura toplatıyorsunuz koca koca daire başkanlarına, müdürlere falan?" Şimdi, o zaman da, işte bir önceki Genel Müdür de Uludağ'da 46 kişiyle tatil yapmıştı. Yani bu tip şeyler KİT'lerde, ne yazık ki bizim KİT Komisyonu sırasında denetlemelerimizde ortaya çıkmıştı.
Şimdi, sizin bu raporda Sayıştay bize üstü kapalı olarak anlatmaya çalışıyor. Aslında açık yazması gerekiyor da dolayısıyla Sayıştaya da dokundular Sayıştay da raporları hem eksiltti hem azalttı hem kısalttı hem çok net ve açık cümlelerle yazmıyor. Biz de dolayısıyla, Sayıştay raporlarından öğrendiğimiz bilgilerde eksilme olduğunu hissediyoruz. Son beş yıl içerisinde benim ilk başladığımdaki Sayıştay raporları ile bugünkü Sayıştay raporları arasında çok büyük bir fark görüyorum. Yani, ben tabii, denetçi arkadaşlara kızmıyorum ama Sayıştayın bir denetleme kurulunun olduğunu ve süzgeçten geçtiğini, elekten geçtikten sonra yazıldığını da biliyorum.
Şimdi, buna rağmen sizin için, yani kurumunuz için diyor ki: "Yüksek tutarlı harcamaların ne olduğunu açıklamıyor, aynı restoranlara ödenen yüksek faturaları açıklamıyor, ticari işletmelerde tüketilmesi anlaşılmayacak ürünlerin ne olduğunu söylemiyor, temsil ve ağırlama giderlerini kim, nereye harcamış bu açıkça belirtilmiyor." Sayıştayı bizleri bu konuda net bir şekilde bilgilendirmeye davet ediyorum. Yani, bizler denetim görevimizi tam olarak sizin raporlarınızla yerine getireceğiz ama onlarda da eksik var, üstü kapalı gidiyor.
Şimdi, Cumhurbaşkanı da diyor ki son dönemde, özellikle geçtiğimiz haftalarda bir şey söyledi, çok doğrudur yani, bu doğrudur, doğruyu bulmak lazım. Dedi ki Sayın Cumhurbaşkanı: "Kamuda temsil ve ağırlama giderlerine düzenleme getireceğiz, araç kiralamalarını kısıtlayacağız." Şimdi, tabii, günaydın, on sekiz yıl sonra gelinen noktada buna günaydın derim ama doğrudur yani, bunu yapmak gerekiyor yani çünkü KİT'lerin başına geçen, nasıl olsa ben oranın başına geçtim, nasıl olsa biz burada işte giriyoruz, nasıl olsa geliyor KİT Komisyonunda eller, parmaklar kalkıyor, biz hesap verip vermeme noktasında da çok sıkılmayız diye düşünülüyorsa bu yanlış. Sayıştayın eksik bıraktığı konuları ben sormak istiyorum size. Yani Sayın Genel Müdür, bu soracağım sorular bütün samimiyetimle ya size ilişkin değil sadece, önceki genel müdürü kapsıyor aslında benim soracağım sorular, sizden bir öncekini de kapsıyor. Kendisi burada olmadığı için, tabii, görevde de devamlılık söz konusu olduğu için, olay kurumsal olduğu için sorular geliyor, size yaslanıyor. Siz de cevap vermek zorundasınız burada başka yolu yok bunun.
Soru bir: 2018 Yılı Raporu'nda belirtilen dışarıdan sağlanan hizmetler ve çeşitli giderler adı altında ne kadarlık bir harcamadan bahsedersiniz?
İki: Eti Madenin 2018, 2019, 2020 yılları arasındaki ağırlama giderleri -rakamsal- ne olmuştur, ne kadar olmuştur?
Üç: Raporda belirtilen yüksek tutarlı harcamalar nelerdir? Sayıştay raporundan bahsediyorum. 2018, 2019, 2020 yıllarında bu yüksek tutarlı harcamaları bize kalem kalem bildirirseniz, biz en azından gönlümüz rahat, evde akşam uyurken ya hakikaten bu adamların da günahımı alınmış falan, ne, yoksa, nedir bu olaylar öğrenmiş oluruz.
Bir ticari işletmede tüketilmesi anlaşılmayacak yükseklikteki ürün nedir? Yani, bunu da yazmıyor Sayıştay. Ürünün adını koysa ben onu adıyla soracağım. Bahse konu üründen ne amaçla, kaç adet aldınız ve toplam ne kadar ödeme yaptınız? 2019, 2020 yılında bahse konu ürünler alındı mı? Tek seferlik bir alım mıydı?
Yine bir soru: Dini ve millî bayramlarda personele dağıtılmak için ne alındı, ne kadar alındı, personele ne kadar ödeme yapıldı? Bu uygulama ne kadar zamandır var ve hâlen devam ediyor mu?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Süremiz doldu Sayın Vekilim.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Sorum bitti. Başkan, iki sorum kaldı, teşekkür ederim uyarınız için.
Belirli restoranlara ait yüksek faturalardan bahsediliyor, bu yüksek tutar ne kadardır? Hangi restoranlarda, kimler, ne yedi? Yani yemek içeriğini istemiyorum tabii ama faturayı istiyorum, yani faturayı soruyorum. Bu yemekler iş yemekleri mi, özel yemekler miydi? Niteliği tespit edilmeyen harcamalar nelerdir? Siz göreve geldikten sonra bu harcamalarla ilgili bir çalışma yaptınız mı? Bahse konu harcamalara ne kadar ödeme yapılmıştır.
Şimdi, bitti artık benim konuşmam çünkü geneli üzerinde söz almayı düşünmüyorum. Sayın Başkan söz verir bana geneli üzerinde konuşmama ama ben almayı düşünmüyorum.
Ben, teşekkür ediyorum Eti Madene, yaptığı çalışmalar için ama geneli anlamında -söylemek istediğimi şimdi söyleyip kapatacağım- şunu söylemek istiyorum: Bu kurumlar bizim, gerçekten devletimizin, milletimizin, vatanımızın millî kurumları. Biz istiyoruz ki bor konusundaki zenginliğimizi en iyi şekilde değerlendirelim. Biz istemiyoruz Eti Maden zarar etsin, bozup gitsin, Eti Maden çöksün, öyle bir niyetimiz asla olamaz. Biz Eti Madenin başarılarının artmasını istiyoruz ama bu artış noktasında da bu denetim faaliyetini yaparken bize verilen yetkinin doğrultusunda bunu yapmak istiyoruz, o da şu: Arkadaş, biz bu KİT'leri har vurup harman savrulan yerler olmaktan çıkarmak zorundayız, kiraladığımız araçtan, bindiğimiz araçtan tutun elektrik düğmesine. Bize eskiden, benim memurluk yaptığım dönemde, 1976-1978'li yıllarda "Düğmeye bas, söndür." derlerdi, "Boşuna elektrik yakma, israf etme." derlerdi, oraya yazarlardı
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Bayağı eskiymiş.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Ya, öyle bir nesilden geliyoruz biz ve samimiyetle şunu söylüyorum: Harcanılan her kuruş yani boşa giden her kuruş vatandaşın cebinden çıkan liralara dönüşüyor. Bizim vatandaşımız için size söylediğimiz sözlerde herhangi bir alınganlık göstermeyin ama sorularımıza çok net ve samimi cevap verin.
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ben teşekkür ediyorum Sayın Vekilim.
ATİLA SERTEL (İzmir) - "Bayağı eski." dedin, onu duydum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ya, o kadar da espri olsun yani.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Olsun, olsun.