| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünün 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 16 .03.2021 |
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Ben, öncelikle Sayın Genel Müdüre ve ekiplerine bugün buradaki sunumlarından dolayı teşekkür ediyorum. Bor konusu kamuoyunda da sürekli olarak istismar edilen, konuşulan bir konu. Zaman zaman bizlerin de kafası hep karışmıştır çünkü bor konu olduğunda hep, tabiri caizse -şu an başka bir tabir bulamadığım için bunu kullanıyorum- bir ihanet var sanki bu ülkeye çünkü bir hesap kitap yapılıyor ve dolayısıyla bu ülkede bor ülkenin zenginliği, tüm borçlarını kapatacak, bir anda Türkiye'yi uçuracak bir rezerv ve bu rezervi bir günde kullanabileceğimiz şeklinde yaklaşımla özellikle de sosyal medyada, basında, yayında zaman zaman bu tür şeylerle karşılaşıyoruz ve bizleri yönetenlere karşı da bir güvensizliğimiz oluşuyor. Bugün, burada verilen rakamlar bir araya getirildiğinde, evet, Türkiye rezerv konusunda dünyada yüzde 73'lük bir rezerve sahip ama bu rezerv başka hiç kimse piyasaya ürün sürmese bile yedi yüz yıl, yani yedi yüz yılda tüketilecek bir rezervi sanki yedi günde, yedi ayda tüketilecekmiş, tüketilebilecek ya da pazarlanabilecekmiş gibi yaklaşımlar hep dolaşıyordu. Özellikle, bu konuyla ilgili çok net bir şekilde rakamlarla sunumdan dolayı teşekkür ediyorum.
Yine kurumun ürün çeşitlendirme, deri ve ürünlere gitme konusunda ve bunları pazarlama, pazarda da bir ihtiyaç oluşturma yönündeki çabalarından bahsedildi, bazı hedefler ortaya kondu. Bunlar tabii ki son derece önemli. Elbette diğer konular da sorulacak yani bunların da bir mahsuru yok ama bu hedefler geleceğe yönelik yapılması planlanan kârlılığı özellikle ülkeye katma değer getirecek birtakım projeler son derece önemli. Bunlar bizim bugün, burada da konu ettiğimiz -edilmesin anlamında demiyorum ama- birçok masraflarıyla mukayese edilemeyecek ölçüde, aslında yönetimin sorgulanması gereken, yönetimin bu anlamda hedefleriyle değerlendirilmesi gereken hususlar diye düşünüyorum. Bundan dolayı teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar, tabii, sektör çok zor anladığımız kadarıyla. Rakipler, üretim, piyasa, üretim kapasiteleri, dolayısıyla bu açılardan baktığımızda gerçekten ciddi bir oyunu gerektiriyor, piyasa oyunlarını gerektiriyor. Piyasada birtakım bu rekabet içerisinde katma değer oluşturacak, daha fazla pay alacak birtakım stratejileri gerektiriyor. Ben bir konuda aslında bilgi de almak istiyorum. Bunu geçmişte benim de özellikle genel müdürlük dönemimde haşhaş konusunda yaşadığım şeye benzettim bazı hususları da çünkü müşterilerimizin önemli bir kısmı, pazarımızın önemli bir kısmı yurt dışıyla alakalı. İletişim çağında yaşıyoruz. İletişim çağında yaşamamızın getirdiği avantajların yanında bu anlamda bazen de dezavantaj olabilecek hususlar söz konusu olabiliyor, şöyle ki: Yani bugün bizim burada yaptığımız değerlendirmeler, konuşmalar, bir kurumun kendi iç meseleleriyle ilgili hususlar dışarıya da normal olarak yansıyabiliyor. Bunu denetimde bir şeffaflık olarak elbette değerlendireceğiz ama bu aynı zamanda bazı bilgilerin rakipler tarafından bilinmesi de onların stratejileri açısından önem arz edebiliyor ve bu da bir rekabette zafiyete de neden olabilecek durumlara kadar da gidebiliyor. Ben zaman zaman basında, medyada Sayıştay raporlarında rastlamadığımız -bu sadece Eti Madende değil, diğer KİT'lerde de bunu görebiliyoruz ama daha çok da Eti Madende- Sayıştay raporlarında yer almayan, kurum raporlarında yer almayan bazı haberler ya da bilgilerle karşılaşıyoruz. Benim geçmişteki tecrübelerim şunu gösterdi: Bunlar piyasaya da etki edebiliyor. Şunu samimiyetle öğrenmek istiyorum: Bu bilgilerin ekonomik anlamda kuruma herhangi bir zararı oluyor mu? Yani Eti Maden basında, medyada çok ama dediğim gibi Sayıştay raporunda olmayan, başka denetim raporlarında olmayan bazı konuların gündeme getirilmesi Sayıştay açısından ekonomik bir olumsuzluğa ya da kayba neden oluyor mu? İşin doğrusu, bunu merak ediyorum. Bu, belki de yani bizlerin de ya da bu konularla ilgili haberleri, spekülasyonları ya da skandal nitelikli birtakım haberleri yapanların rakiplerle bir ilişkisi ya da bir bağlantısı -ki artık her şey mümkün olabiliyor- bunlar söz konusu olabiliyor mu? Bu anlamda bu kişilerle ilgili ya da bu haber kaynaklarıyla ilgili kurum olarak herhangi bir karşıt, uğranılan zararlar boyutunda bir ilişki ya da bir sorgulama oluyor mu? Onu merak ettim. Gerçekten bunu samimiyetle ifade ediyorum. Tabii ki biz konuşacağız, biz milletin vekilleriyiz, her şeyi de söyleyeceğiz, her şeyi de soracağız; burada bir sınırlama söz konusu değil ama elbette sorumluluk içerisinde bunu yapacağız. Yani bazı söylediğimiz şeylerin nasıl yansıyıp döneceğini hani bazen bir giderin hesabını sorarken, bir zararın hesabını sorarken daha büyük zararlar açmama konusunda da hassasiyet göstermemiz gerekiyor.
Ben çok teşekkür ediyorum.
Mali tablolarınızla ilgili bir husus vardı, birden aklıma geldi, hemen onu söyleyip bitireceğim. O husus dediğim şey şu: Kârlı bir alan, mali tablolara baktığımızda bu kârın, diğer KİT'lerle mukayese edilemeyecek ölçüde yüksek düzeylerde olduğunu görüyoruz. Son, bu denetimini yaptığımız 2018 ve 2017 yıllarında yüzde 45, yüzde 60 civarında -şimdi yüzde 56, yüzde 45 hesapladım-bir kârlılık oranı var, net kârlılıktan bahsediyorum. Diğer kârlılıklarla, brüt satış karlılığı da en fazla benim gördüğüm yüzde 70 civarlarında ama zaman zaman bunlar yüzde 100'ün üzerinde, neredeyse yüzde 150'lere varan kârlılığı olan bir kurum olarak da ifade ediliyor. Gerçekler bunlarken, bunların böyle basında, medyada yer almasının -dediğim gibi- piyasada kuruma herhangi bir zararı ya da herhangi bir rekabet içerisinde dezavantajı söz konusu oluyor mu? Doğrusu onu da merak ettim.
Çok teşekkür ediyorum.