KOMİSYON KONUŞMASI

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Çok Değerli Komisyon üyeleri, şimdi burada bizim Komisyonumuzun adına baktığımız zaman aslında: Küresel İklim Değişikliğinin Etkilerinin En Aza İndirilmesi, Kuraklıkla Mücadele ve Su Kaynaklarının Verimli Kullanılması İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Komisyon.

Şimdi, biz de sunumuzu dinledik ama burada her şeyden önce bizim var olan durumumuzu bir tespit etmemiz gerekir. Ben, sunumuzda dikkat ettim genelde verdiğiniz kaynaklar bile World Resources Institute tarafından verilmiş, hep yabancı kaynaklar. Tabii, bizim ülke olarak -ya ben sadece sizin iktidar döneminizi suçlayarak söylemiyorum- veri toplama konusunda büyük sıkıntılarımız var, istatistikler konusunda. Dolayısıyla, bizim her şeyden önce var olan durumumuzu saptamamız gerekiyor ama iklim krizi konuşulduğu zaman tüm dünyada iki ayağı var; biri mitigasyon (azaltım), diğeri de adaptasyon (uyum). Şimdi, bizim Komisyonumuzun daha çok sanki uyum alanında çalışacakmış gibi, zaten Türkiye'nin niyet beyanları da Türkiye'nin çalışmaları da daha çok bu yönde, uyum yönünde çünkü finans kaynakları orayı destekliyor daha çok. İşte, Yeşil Avrupa düzenine geçilmekte finans kaynakları daha çok uyum ayağında, iş alanları orada, istihdam alanları orada diye ama bizim şöyle bir sıyrılabileceğimiz bir durum yok. Biraz önce Hasan Bey de söyledi, işte "Bizim cürmümüz çok az bu iklim krizinde, kişi başına sera gazı kullanımımız şu kadar az." diye. Biz işin bu yanını görmezden gelemeyiz çünkü bir anda biz sürekli olarak fosil kullanımını, fosil yakıt kullanımını artırıyoruz ülkemizde. Bakın, ben kendi şehrimden biliyorum, 57 tane ihaleye çıkıldı, maden ihalesine, 38'i taş kömürü ve linyit kömürü konusunda. Şimdi, bu sadece salgılanan, havaya salınan metan gazı, işte karbon salınımlarını etkilemiyor, yeraltı sularını etkiliyor, kuraklığa yol açıyor. Orada işte bir termik santrallere yönelim var son dönemde, biliyoruz hepimiz. Soğutma için tonlarca su bazen bir şehrin bir aylık suyuna bedel oluyor, bir günlük kullandığı su bedeli termik santralin. Dolayısıyla, biz işin bu yönünü görmezden gelemeyiz. Komisyon olarak bir çalışma yürüteceksek azaltım yönünde de işte çağıracağımız, dinleyeceğimiz konuşmacılarda da azaltım yönüne dönük olmasını gözetmeliyiz. Tabii ki uyum ama olduktan sonra zaten olan olmuş iklim krizi... İşte, bizim niyet beyanımızda da biliyorsunuz belli bir tondan ineceğiz aşağıya diye veriyoruz o niyet beyanını Türkiye olarak. Dolayısıyla, bunu yapmamız lazım. Mesela, biz hani çok güzel söylüyoruz, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanıyoruz bundan sonra enerji üretmek için diye ama bakın burada çok mesela birbiriyle çelişen bir durum var. Hidroelektrik enerjisi kurulu gücünü biz 32 bin megavatı oradan elde ediyoruz ve yüzde 33'ünü elde ediyoruz enerjimizin, yüzde 9'u -sizin sunumuzdan söz ediyorum- rüzgâr enerjisi, yüzde 6,9'u güneş enerjisi. Şimdi, kuraklıktan söz ediyoruz, Komisyonumuz da ona dönük ama biz enerjimizin yüzde 33'ünü hâlâ su kaynakları, hidroelektrik santrallerden sağlamaya yöneliyoruz.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Milletvekilim, hidroelektrik enerji suyu tüketmiyor, enerjisini alıyor. Kusura bakmayın...

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Tüketiyor demiyorum. Hayır, ben şunu demek istiyorum, tüketiyor demiyorum tam tersine kuraklık olursa biz bu santrali nasıl çalıştırıp güç elde edeceğiz. Dolayısıyla, sizin söylediğiniz anlamda kullanmadım ben cümlemi. Şunu söylemeye çalışıyorum, yarın öbür gün kuraklık oldu, biz bu termik santrallerimizi nasıl çalıştıracağız, hidrotermik santralleri nasıl çalıştıracağız?

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Efendim, kuraklığa karşı barajı zaten onun için yapıyoruz, kuraklığa karşı tedbir, biriktirme, onun gücünden, suyun gücünden istifa etmeliyiz.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Yok, ben anlıyorum sizi.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Kusura bakmayın, HES, suyun gücünden istifade eden, enerji üreten bir tesistir, suyu kullanmıyor.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Evet, haklısınız, ben ona bir şey söylemiyorum. Ben suyu kullandığını söylemiyorum, kuraklık olduğunda nasıl çalıştıracağız diyorum.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Tamam, güneş olmazsa ne yapacaksınız, rüzgâr olmazsa?

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Anladım ama şimdi bir de tüketemediğiniz enerji kaynakları var. Dolayısıyla bizim uyum yönünden çok biraz azaltım yönünde ve hani çevre yönünde de çalışması gerekiyor Komisyonumuzun ki gelecek nesillere daha sağlıklı bir doğa bırakabilelim, niyet beyanlarımızda bunu ortaya koyalım. Bakın, Avrupa "Yeşil Düzen"de yüzde 0'ı hedefleyerek artık bundan sonra ilerliyor; biz de hâlâ işte belli bir tonajdan inmeyi beyan ediyoruz. Dolayısıyla, hani azaltım yönünü göz ardı etmemeliyiz, çağıracağımız konuklarda da bakanlıklarda da...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Ama kusura bakmayın Avrupa her türlü sanayisini tamamlamış.

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Hiç birisi onu sıfırlayamaz ki.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Hayır, şimdi bakın...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Efendim, Avrupa'da...

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ben, sıfırlayalım demiyorum ama niyeti önemli bir şey bu ve iklim krizini tetikleyecek her faktörü de ona göre yani bizim bu iklim krizini Komisyonumuzun bunu da göz ardı etmemesi gerektiğini söylüyorum.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Tabii, efendim adaptasyon şart, onun da incelenmesi gerekir. Kuraklık, tedbirler; bunlara yöneleceğiz zaten...

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Kesinlikle katılıyorum. Ben, sizin sunumuzu eleştirmedim Sayın Başkanım.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Ben, sadece sunumda, gelenler bunu Amerika'yı yeniden keşfediyor gibi şey yapmasın, yani, biz bir temel ortaya koyduk, bu bilgiler onun üzerine... Tedbirler söylensin, vaktimiz kıymetli dedim.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Evet, çok iyi anlıyorum. Başkanım, ben sizin sunumuza eleştiri anlamında söylemedim, Komisyonun bundan sonra çizeceği yolun yol gösterici olması anlamında.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Milletvekilim, tenkit et, ben tenkitten hoşlanırım.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ben sadece örneği buradan verdim, dolayısıyla diğer yönünü de göz ardı etmeyelim Komisyon olarak. Onu söylemeye çalışıyorum, eleştiri değil bu.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Hayır, memnuniyetle; tabii onu mutlaka... Yani, adaptasyon konusu, uyum bizim için çok önemli; ben de aynen sizin görüşünüze iştirak ediyorum. Gelenler bunu uyumla ilgili çalışmalarda bize sunsunlar.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Tabii, azaltımla uyumu birlikte...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Murat Bey'in dediği şeylere... Kurumların hakikaten çağrılması lazım bütün kurumların, onlar var zaten. Müsaade ederseniz, -2'nci maddedeyiz- haftada hangi saatlerde çalışalım onu tespit edelim önce, ondan sonra bu konudaki düşüncelerimizi söyleyeceğim. Zaten, bütün bakanlıklar var yani, DSİ başlı başına var. Yani, onları ben size okuyayım, ilaveler zaten verildi, onları da dikkate alacağız, diğer ilaveler gelirse dikkate alacağız. Benim dediğim şu: Bu konuda ihtisas sahibi olsun. Yani, burada bizim vaktimizi almak için işi bilmeyen adam gelmesin diyorum. Tamam, benim istediğim, sadece, bilim adamı gelsin buraya, araştırmacı gelsin ama kim gelirse gelsin, hangi görüşten olursa olsun saygımız var çünkü bilim adamının zaten politik görüşü olmaz yani.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Tabii ki.

Zaten, Sayın Başkanım, arkadaşlarımız bu Komisyona girme isteğinde bulunduğuna göre, zaten temel bazda bilgilere sahip burada herkes.