KOMİSYON KONUŞMASI

ATİLA SERTEL (İzmir) - Şimdi, öncelikle bir yanlış anlaşılmayı düzeltelim. Ben, bu şirketin, kuruluşun başarısız olduğunu ya da üretim yapamadığını ya da yanlışlar yaptığını falan söylemedim yani geliş noktanızı söyledim. Buradaki Vergi Denetim Kurulu Başkanından tutun hep Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun olan, çok yetenekli, kendi alanlarında elbette ki hizmet görmüş başarılı isimler var, benim onlara karşı bir sözüm yok ama konu şeker fabrikaları olunca gönül istiyor ki... Yani şeker fabrikasına ürün olarak gelen pancardan, tarımdan anlayan, üretimden anlayan, ziraat fakültelerinden mezun olmuş, tarım ekonomisi konusunda uzmanlaşmış çok sayıda insan varken niye hep Hazineden böyle bir tercih oldu, onu merak ettim, şimdi niyet açısından merak ettim, Özelleştirmeden çok insan gelmiş yönetim kuruluna. Niyet üretim değil burada yani "Nasıl özelleştirebiliriz biz bu fabrikaları?" "Nasıl satabiliriz?" noktasında bakıldığını gördüğüm için bunu söyledim, yoksa benim size karşı, yaptığınız işe karşı bir karşı duruşum yok, onu öncelikle söyleyeyim yani o konuda da sizin söylediğinizi algılamış olmakla birlikte benim söylediğimin yanlış algılanmasına da üzüldüm.

Şimdi, 2018 yılında 10 şeker fabrikası özelleştirildi, bu özelleştirmelerle ilgili bazı sorularım olacak. Yani hangi fabrika, hangi rakamla özelleştirildi? Net ve açık olarak istiyorum yani şu fabrika şu kadar rakamla özelleştirildi. Yani özelleştirme yapıldı, araziler de gitti fabrikalarla birlikte. O fabrikalardan çalışan çalışmayan fabrika açısından, üretimde olan olmayan fabrika açısından da bir inceleme ve takip var mı sizde, onun sonuçlarını da merak ediyorum. Ayrıca, tahsil edilemeyen bir rakam var mı o satışlardan sonra? Yani bazı fabrikalardan tahsil edilemeyen rakamlar olduğu söz konusu. Fabrikalar, demirbaşları, arazileri, araç gereç içerisinde mevcut ürünlerle özelleştirildi ama bir de aynı fabrikalarda stok şekerler de mutlaka vardı, onları belirleyebildiniz mi? Bunların ambarlarında ne kadar şeker vardı? Yani satışa sunulmaya hazır hâlde ne kadar şeker bıraktınız? Bu ürünlerin parasal değeri neydi? Yani şu işin, bu özelleştirmenin bir röntgenini çekmek lazım. Yani bizim elimizden, devletimizin elinden özelleştirmeye gidiyor yani KİT, KİT'in önemli kuruluşu ama bizim bunun tam anlamıyla bir röntgenini çekmemiz gerektiğini düşünüyorum. Hangi fabrikada şeker yapılmayı bekleyen ne kadar pancar vardı, bu pancarların parasal değeri neydi? Özelleştirilen fabrikaları alan firmalara kota garantisi verildi mi? Verildiyse bu kotanın şartları nelerdi? Özelleştirildiği günden bu yana özel sektöre devrolan fabrikalarda kota ödemesi yapıldı mı?

Yine, siz sunumuzda bahsettiniz, o sunumla ilgili filmi de başında izleseydik belki onunla ilgili de görüş belirtirdik ama ne hikmetse sona kaldı, sona kalan da dona kalıyor, bilmiyorum, böyle hemen dağılıveriyoruz, gidiyoruz, aslında izleseydik onunla ilgili de belki görüş belirtme imkânımız olabilirdi çünkü Sayın Başkan bir kere söz veriyor, ondan sonra bir daha söz almak için tartışmak gerekiyor, biz de tartışmayı sevmeyen insanlarız, o yüzden Sayın Başkanın burada bir hata ettiğini kabul etmesi lazım çünkü onu izlediğimiz zaman belki onunla ilgili de görüş belirtecektik.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Tamam, dinledikten sonra size özel olarak söz vereceğim Sayın Sertel.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Peki, teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sunumunuzda bahsettiniz, "Coronavirüs salgınını başlangıçta öngördük ve etil alkol üretimimizi artırdık." dediniz. Gerçekten, Türkiye'de en büyük sıkıntı kolonya sıkıntısı oldu, kolonya âdeta karaborsaya düştü. Mecliste biz milletvekilleri olarak kolonyaya kolay ulaştık ama vatandaş gerçekten kolonya bulmakta zorlandı. Kimileri stoklarında birikenleri... Hatta merdiven altı üretimlerin bile zamlanarak piyasaya çıktığı bir dönemi yaşadık. Yani kolonya alacaksın, paran cebinde, kolonya bulamadık; çok büyük sıkıntılar yaşadık. Bu yüzden, etil alkol noktasında gayet güzel bir gelişme yapmışsınız yani doğru yapmışsınız. Şimdi, bünyenizde 2 tane alkol fabrikası varken sadece Eskişehir'in faaliyet gösterdiğini söylediniz, diğeri niye faaliyet göstermedi, onu merak ediyorum. Madem salgını öngördünüz niye bu atıl vaziyetteki fabrika hemen ayağa kaldırılıp harekete geçirilmedi, onu merak ediyorum? Bir de diğer fabrikanın hangi şehirde olduğunu ve çalıştırılmama gerekçesini de bilmiyorum, onu da söylerseniz çok memnun olacağım.

Bu salgın bir süre daha sürecek ve dezenfektan, kolonya gibi noktalarda etil alkol fabrikasına belki yine ihtiyaç olacak çünkü "mutasyon" diyorlar, "Virüs şekil değiştirdi." diyorlar, "Aşı fayda etmez." diyorlar falan; hijyene dikkat etmemiz gereken insanlarız, hatta burada otururken 3-4 kere kendi kendimize kolonya sıkıyoruz. Şimdi, şöyle ki 2019 yılında etil alkol imalatına 10.498 ton melas vermişsiniz, ancak bunun çok daha fazlasını, 269 bin ton melası iç piyasaya satmışsınız. Melasta bu kadar fazlalığınız varken fabrikanın birinin neden çalışmadığını soruyorum.

Yaklaşık beş dakika konuştum, Başkan söz hakkı verecek diye kapatacağım. Son olarak: Kuruluş son üç yılda 7 milyar 325 milyon 455 bin TL ticari kredi kullanılmış ve bunun karşılığında 1 milyar 375 milyon 199 bin TL faiz giderine katlanmış. Faizlerin daha da arttığını görüyoruz, hatta faizler yüzünden pek çok bürokratın günübirlik çalışma hâline geldiğini, üç günde bir Merkez Bankası Başkanının da değiştiğini görüyoruz. Dolayısıyla, dolar artınca, euro artınca, faiz artınca sizin de finansman yükünüz artıyor ister istemez. Kullandığınız ticari kredinin tutarının bugün itibarıyla ne kadar olduğunu öğrenmek istiyorum. 2020 yılında ödediğiniz faizi öğrenmek istiyorum, 2021 yılında faiz yükünüz ne kadara çıkacak? Bu faiz ve kredi yükünden kurtulmak için bir çözümünüz var mı? Yoksa, bu çözümsüzlük içerisinde devam mı edilecek? Bunları merak ediyorum.

Teşekkür ediyorum.